2.3

369 52 13
                                    

  Bu ölülerle dolu gezegeni bırakıp giderken son kez geriye bakıyorsun ve aklına yalnızca mezarlık geliyor.

  Mezarlık Gezegeni.

  Pek güzel bir isim değil ama en azından gerçek olduğunu kabulleniyorsun. Bir daha insan öldürmeyeceğine söz veriyorsun ve önüne dönüyorsun. Herkesin bu eskimiş (bir savaş görmüş, onlarca kahramanı taşımış bir gemiye yeni demek imkansızdır.) gemide bir işi varmış gibi görünüyor.

  Belki onlara yardım edersin?

  Hayır, bırak işlerini yapsınlar, diyor iç sesin. Bırak çalışarak dinlensinler.

Savaşlar yalnızca gemileri yıpratmaz.

  Bir kontrol bilgisayarının masasında oturuyorsun ama kimsenin bu bilgisayara ihtiyacı yokmuş gibi görünüyor. Bu yüzden ayaklarını sallayıp hayran olduğun insanları seyretmeye koyuluyorsun.

  Onlar hâlâ inanılmazlar. Hayranlığının zerre azalmamış olması seni şaşırtmıyor. Onlar daima senin ilk ve en özel kahramanların olacaklar. Kavga etseler de aptalca davranışlarda bulunup saçını başını yolmana ve yastıklarını yumruklamana sebep olsalar da onları seviyordun. Şimdi ise sevginin yeni bir boyutu olduğunu keşfediyorsun. Onları hissedebiliyorsun. Onları tanıyorsun. Onlar oyuncu değiller. Onlar bu evrende doğup büyüdüler. Tony Stark diye bir zenginin gerçekten var olduğu ve Demir Adam olduğunu ilan ettiği bir evren bu. Steve Rogers denen adamın gazetelere çıkan bir süper kahraman olduğu bir evren bu.

Burada, evrende uzaylılar normal karşılanıyordu. Tanrıların dünyaya inmesi de. Yeşil, büyük canavarlar da vardı, geldiği görülmeyen beyaz saçlı çocuklar da. Örümcek ağları atanlar, isabetli okçular ve on adamak yere serenlerden oluşan ekip arkadaşları vardı.

Burada başka zamanlardan gelenlerden vardı. Yatak altı yaratıklarından daha eski düşmanları vardı dünyanın. Ve onlarla aynı yaşta olan kahramanlara sahipti.

Eskiden onlara deli olduğunu sanırdın. Duyduğun sevgiden daha fazlasını dayanacağını sanacak kadar aptaldın. Tıpkı o matematik projesini alacak kadar aptal olduğun gibi.

  Oysa şimdi gerçekten görebiliyorsun. Hayır, matematik projesinin bir hata olduğunu aldığın an biliyordun. Bahsettiğim şey onlara duyduğun hislerdi.

Onları seviyorsun ama bu saf bir sevgi değil. Hayranlık da var içinde acıma da. Koruma içgüdülerin de çıkıyor ortaya sarılma isteğin de. Anlayış kavramı yeni bir anlam kazanıyor. Şimdi onları gerçekten hissedebiliyorsun.

Bu gerçek sevgi olmalı.

Bütün duygulardan biraz barındırmalı gerçek sevgi. Makarna bile sadece bir makarnadan oluşmazken sevgiye tuz, biber katmamak hata olurmuş. Bunu görüyor, kabul ediyorsun.

Alttaki haneye akan kum taneleri seni olgunlaştırıyor. Tırtılların kelebeğe dönüştüğü gibi dönülüyorsun yeni haline. Değişimi kucaklıyorsun.

Ve gözlerini kapatıp derin bir nefes alıyorsun. Daha önce yaptığın bir numara vardı. Onu yapmaya hazırlanıyorsun ama göreceklerinin seni daha da etkileyeceğini biliyorsun.

Gözlerini açıyorsun.

Gördüğün şeyi beklemene rağmen şaşırıyorsun çünkü bu hayallerinden bile güzel.

  Kalplerinizden dışarı süzülen iplikler birbirlerine karışıyor. Birbirine bağlanıyorlar. İplerin sonunu bulamıyorsun. Hepsi karmaşık bir daire çiziyorlar. Kıvrılıyor, yeni renklere bürünüyor ve başka bir yere gidiyorlar. Sokak sihirbazların oynattığı para konmuş bardağı izlemeye çalışan seyirci gibi arıyorsun bu ipin son bulduğu yeri.

Maden (Bir Marvel Kurgusu)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن