Bölüm 1; buradan gidiyoruz Ugo

2.4K 126 226
                                    



********      ÖNEMLİ UYARI      ********


eğer bu başladığınız ilk DEMİR BAĞLAR kitabıysa üzülerek söylüyorum ki sıralamayı karıştırmışsınız ^^

doğru sıralama :

***  KOR  ***

***  SİS  ***

***  KUM  ***

teşekkürler ve iyi okumalar ^^



Pencerenin eskimiş çerçevesine vuran rüzgar, bulabildiği ince boşluklardan ıslık çalarak içeri hücum ediyordu. Başının dibindeki açık kapının gıcırtısı, ara ara kesilse de ötüşmeyi güneşin ilk ışıklarına kadar sürdüren gece kuşlarına eşlik etmeye çalışır gibiydi. Aniden gelen bir titreme ile battaniyesini hızla başına çekmiş ama bu sefer minik ayakları dışarı fırlayıvermişti. Hemen birbirlerine sürterek tekrar örtmeye çalışsa da başaramadı. Huzursuzca kendi etrafında bir tur atmış ama gözünü yerde açmıştı. Battaniyesi de kendi ile uçuruma sürüklenmiş, yataktan düşüvermişti. Paçayı son anda kurtaran yastığı gülümser gibi yatağın kenarından sarkıyor, ona bakıyordu. Çok sert olmasa da kafasının vurduğu yerini biraz ovuşturduktan sonra, kabuğuna çekilen bir kaplumbağa gibi kendini battaniyesine doladı. Doğrulduktan sonra biraz yalpalamış, açıp açıp kapattığı gözleri karanlığa alışmaya başlamıştı.

Alt kattan gelen gür bir ses, çok net bir şekilde duyuluyordu. Kapısını gıcırtı ile aralayınca loş ışık odasına dolmuştu. Minik ayaklarını merdivenlere sürte sürte aşağıya iniyor, bir eliyle üstüne uzanmaya boyunun yetmediği korkuluklardan tutunurken bir yandan da battaniyesinin düşmemesine çok özen gösteriyordu.

"İşte burası ve burası dostlarım."

Masanın önünde dikilen adam bir süre daha koca haritaya bakıp derince bir nefes aldı.

"Batıdan insanlar gelmeye başlayacak, onlar buraya ulaşmadan iki kovanı da yok etmemiz lazım. Yumurtlama dönemleri olduğunu biliyorsunuz eğer şimdi yapmazsak insanları buraya, cehennemin ortasına çağırmış oluruz. Zamanında varmak için bu gece çıkmamız gerek, bunu da zaten herkes biliyor."

Elini masanın kenarına atıp açık kırmızı tozlarla kaplı, tebeşirimsi taşı aldı. Haritaya sert bir çizgi çekip "Ardından buradan itibaren tüm kuzeyi temizleyeceğiz." dedi. "Siyah dağların eteklerine kadar, görevimiz bu. Onları kovalamayacağız beyler, onları yok edeceğiz."

Masanın etrafı zırhlı askerlerle doluydu. İçlerindeki sıkıntı yüzlerine aksetmiş tüm kadın ve erkekler haritada işaretlenmiş iki kovana ve uzun çizgiye bakıyorlardı. Adam derince iç çekip dostlarına, akrabalarına, son olarak da yanı başında zırhı içinde rengi solmuş karısına baktı.

"Ne düşündüğünüzü biliyorum." dedi ama devam edemedi. Başını sağa sola hafifçe salladı, kafasını toparlayamıyordu. Bir şeyler söylemeli, insanlara cesaret vermeliydi ama konuşmaya başlayamıyordu. Aklında birkaç cümle oluşturup tekrar davrandı.

"Dostlarım başlarınızı kaldırın! Ya güneş tekrar doğacak ya da..." derken küçük bir ses konuşmasını tam ortada kesivermişti.

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin