"O gün, babanın geldiği gün."dedi, jimin ses tonunda ciddiyeti hakimdi. "Birkaç dakkika öncesi olanlar...yani bu senin için bir hata mıydı?"

Kurduğu cümle ile birlikte saçlarında olan elim duraklamışken ruhum çıkmışcasına dona kalmıştım. Bu sorunun geleceğini bekliyor olsam bile, henüz cevabına erişim sağlayamamıştım.

Onu bir süre beklettiğim için olacak ki dudaklarını tekrar aralayıp şu cümlelerin dökülmesine izin verdi dudaklarından.
"Boşver. Saçmalıyorum işte. İlaçlar kafa yapmış olmalı."

O esnada başını önüne eğerken saçlarını durduğum yerden ovmaya devam ettim.

"Hayır değildi...bir hata. Çünkü o gün hata olarak adlandırılamayacak kadar güzeldi."

Kurduğum cümleye kendimde şaşırırken dudaklarımdan öylece çıkıvermişti. Belkide kalbimden geçendi bu. Bilmiyordum. Ama öte yandan jimin başını doğrulturken yüzüne bir gülümseme kondurmuştu. Konuşacağını anladığımda başını hafifce geriye doğru çekip kovanın üzerine yerleştirdim ve su yardımıyla köpükleri yok etmeye başlamıştım. Bu yaptığım şey ile o ise araladığı dudaklarını kapatmıştı.

Döngü halinde aynı şeyleri birkez daha yaptıktan sonra başına bir havlu kondurup onu küvetten çıkarmıştım. Şimdi diğer sorunumuz ise çıplak kalan gövdesiydi. Ve ona kolunda asılı kalan tşörtünü tekrar giydirmeyeceğim de kesindi.

Büyük bir zorluk ile tişörtünü çıkardım ve ona yenisini giydirmek üzere dikkatlice haraket ettim. Dikkatli olmama rağmen acımış olmalıydı ki yüzünğ acıyla buruşturmuştu. Buna rağmen sknunda başarılı olmuştuk.

Birkaç adım sonrasında salona ulaşmıştık ve onu koltuğa oturtmuşkrn gariptir ama önünde diz çökmüş vaziyette saçlarını kurulamaya koyulmuştum. Bu da benim garipliğimdi sanırım. Havluyla sırılsıklam olan kısımları kurulamışken devamında ise kurutma makinesinden yardım almıştım.

"İlk günümüzü anımsadım."

"Hmm?"

"Böyle karşımdasın ya, dizlerinde. Onu diyorum."

"Doğru."

"O gün beni deli edecektin. Bir yandan seni korkutmak istemesem de kurduğun o cümleler beni fazlasıyla sinirlendirmeye yetmişti. O gün yanlızca bağırdım ama belkide başka birisi olsaydı onu anında evden kovmuş olabilirdim."

O anda jimin'in şaşkınlık dolu bakışlarını üzerimde hissettim ve ardından da geleceğini düşündüğüm o cümleler döküldü dudaklarından. "O halde neden anında kovmadın? Yani bir süre bekledin?"

Soruyu ne kadar beklesem bile cevabını henüz bağdaştıramamıştım aklımda. Bu nedenle yanlızca konuyu dağıtma kararı almıştım.

"Kolunu incitmiş olmana rağmen hala daha
çenenden ödün vermiyorsun."

"Sende-" konuşmaya başlayan jimine kaldırmıştım bakışlarımı. O esnada ise araladığı dudaklarını birbirine bastırmasıyla gülümseyip tamamen kuruduğuna emin saçlarını karıştırıp elimdeki saç kurutma makinasını yana bıraktım.

"Aç mısın? Gerçi aç olmasan bile kaçışın yok. Bugün o uygulaman gereken diyeti kenara bırakıp Pizza yerken bana eşlik edeceksin çünkü."

••••

Birkaç saat sonra kapının çalmasıyla kapıyı açıp sipariş verdiğimiz Pizza ile salona ilerlemiştim.

Kutuyu masaya bırakıp bana nazaran daa sıska bir bedene sahip olan kişinin yanına yerleştim. Sağ kolunu çatlatmış olmasıyla bunun tek bir anlamı vardı, o da ona benim yedirme zorunluluğum olacak olmasıydı ki, henüz yedirmeye başladamadan bile dudaklarında oluşan büyük gülümsemeyle beni süzüyordu.

Bir dilim alıp çncelikle ona yedirirken öte yandan pipet yardımıyla kolasından da birkaç yudum almasını sağlamıştım. Yemek yerken genelde sessizdik. Belkide yemeye odaklandığımız içindir bu.

Sıkıcı geçen bir yemeği de geride bırakırken ikimizde koktukta yayılmıştık. Sonrasında ise Jimin'in başını dizlerimde hissetmiştim.

Bana sunduğu tebessüme karşılık tebessüm ederken elimi saçlarına indirmesiyle eş anlamlı okşamaya başlamıştım, pembe, düz ve yumuşak saçlarını.

Başımı ise arkaya doğru bırakmışken duyduğum ses ile doğrulup kucağımdaki bedene döndüm.

"Az önceki sorumu...cevaplamadın."

Kurduğu cümleye tepki olarak öksürmeye başlamıştım.

Dilfiruz |kookminحيث تعيش القصص. اكتشف الآن