"Ama bütün o saatler boyunca Kaan odada değilmiş, dışarıda işleri varmış." diyerek hızlı bir açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Karşılığında bir tepki almayınca devam ettim. "Sonra odama döneceğimi söyleyip oradan çıktım. Ama odama gitmedim."

"İyi halt ettin." diyerek beni çocuk gibi azarlamaya devam etmeden önce, karşımda durup ellerini beline koydu. "O kadarını biliyorum, çünkü telefonunu aradım. Hem de saatler boyu defalarca Pelin. Sonunda bir erkek sesi duyduğumda neye uğradığımı şaşırdım."

"Nasıl? Erkek sesi mi?" diye sorduğumda dönüp tekrar volta atmaya başladı.

"Kaan olduğunu anladığımda içim rahatlar gibi oldu, sonra bir öğreniyorum ki tüm gün odasında uyumuşsun. Telefonun sessizde olduğu için muhtemelen bütün gün duymadığını, telefon yatağın altına düştüğü için de farketmemiş olabileceğini söylediğinde ne kadar öfkelendiğimi takdir edersin."

Kaan'ın odasına çıktığımı saklamadığıma şimdi çok mutlu olmuştum, çünkü bildiği bu gerçeği saklasaydım, tamir etmeye çalıştığımız güven sorunu iyice dallanıp budaklanacaktı. Bir kez daha dürüstlüğün önemini kavramıştım.

"Demek onun odasında düşürmüşüm."

"Kaan beş dakika kadar önce odana döndüğünü söylediğinde yıldırım hızıyla arabama atlayıp yurda gittim ama ne odada ne de lanet olası başka bir yerde yoktun Pelin." Sesi yine yükselmeye başlamıştı. O anları tekrar yaşıyor gibiydi.

"Senin evine, konağa gittiğimde evde yoktun Arda." diye kendimi savunmaya çalıştım. "Demek ki sen de o sırada yurttaydın. Nereden bilebilirim? Ben de otobüse binip şehir merkezine gitmek istedim. Ama bu sefer de otobüste dalıp gitmişim."

"Pelin, bu kadar saf olamazsın. Neden yurda dönüp gideceğin yerde otobüse biniyorsun? Hem de o halde? İnanamıyorum, haberleri filan seyretmez misin sen? Her gün neler duyuyoruz, kaçırılan, tecavüze uğrayan, öldürülen, kaç genç kız var, haberin var mı?"

"Bana bağırma!"  diye sesimi yükselttim ama Arda beni bir bakışıyla susturdu. Suçlu olmasam bana böyle davranmasına asla izin vermezdim ama uyumlu olmam gerekiyordu. Ateşi körüklemenin anlamı yoktu. Kendimi toparlayıp, ses tonumu ayarladım. "Üzgünüm Arda, ben sağlıklı düşünemiyordum. Aklımda sadece sen vardın. Nereye gittiğimi, ne yaptığımı bilecek halde değildim ki."

"Buraya nasıl geldin peki?"

"Tesadüf oldu."

"Çok güzel, demek tesadüf oldu." Sesinden alay ettiği belliydi.

Bir an önce olanları anlatıp kurtulmak istiyordum. Haklı da olsa, çocuk gibi azarlanmak hoşuma gitmemişti.

"Otobüste uyuyakalınca muavin son durakta olduğumuzu söylediğinde indim. Nerede olduğumu bilemeden birkaç saat yürüdüm."

"Hesabıma göre bir saat otobüs sürmüş olsa bile en az dört saat kadar bu çevrelerde yürümüş olman gerekiyor. Güvenlik memuru saat gece on gibi geldiğini söyledi."

"Sanırım öyle. Hava iyice kararmış, sokaklardan el ayak çekilmişti. Artık yürüyemeyecek duruma geldiğimde bir duvara oturdum. Sonra nerede olduğumu öğrenmek için üniformalı adamın yanına gittim ama..."

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Место, где живут истории. Откройте их для себя