KS - 17. Bölüm/Pt.2: AŞK SARHOŞU

19K 1.2K 453
                                    

Sınır geçtikten sonra yarın öğleden sonra yeni bölüm gelecek.

Yorum sınırı; 380.

17. BÖLÜM: AŞK SARHOŞU

Kutlama tüm hızıyla devam ediyordu. Elif Dora sade bir kutlama olacak demişti ama şuan olanlar hiç sade gibi durmuyordu. Deli gibi dans eden gençler, gençlerin çılgınca eğlencesine tuhaf gözlerle bakan aile üyeleri. Gülfem, dans eden gençlere baktıkça baygınlık geçirecek gibi oluyordu. O alışkın değildi bu tür hareketlere. Onlar zıpladıkça başı dönüyordu. Kafasını pistten başka bir tarafa çevirdi, onları görmezden gelmeyi tercih etti.

"Ne oldu hayatım?" Kulağının dibinden gelen ses ile irkildi. Yanında oturan adamı bir anlığına unutmuştu ama o kendini hatırlatmayı iyi biliyordu.

"Bilmiyorum ben mi abartıyorum ama bunlar çok... Çok tuhaf hareketler sergiliyorlar. Yani böyle bir samimiyet tövbe estağfurullah." Cihangir kadının masumluğu ile gülümsedi. Bu tür ortamların ona tuhaf geldiğinin farkındaydı, üzerindeki gerginliği de görüyordu.

"Şimdi ki gençlik böyle hayatım. Sen bakma onlara, bana bak." Gülfem dudaklarını kıvırıp Cihangir'e baktı yeniden. Adamın aniden attığı öpücük ve kırpılan gözü ile gülümsedi. Şimdiki gençliğe laf ediyordu ama karşısındaki adam da onlardan farklı değildi. Kalbini duracak kadar attırmayı iyi biliyor, konuyu bir şekilde kendine getirmeyi biliyordu. Utandı, kızardı ve konuşmalarını herkesin duyduğunu zannedip huzursuzca kıpırdandı. Bakışlarını çevresinde gezdirip yeniden adama odaklandı.

"Ben lavaboya gidip geliyorum," kalkmak için hareketlendi ama Cihangir ondan önce davranıp ayağa kalktı.

"Bende geleyim."

"Tuvalete gitmeyi öğreneli uzun zaman oldu Cihangir." Cihangir kafasına yediği taş ile ellerini havaya kaldırdı ve teslim oluyormuş gibi yaptı. Gülfem ise adamın bu hâline gülüp yürümeye başladı.

Kalabalığın arasından kimseye temas etmeden geçmeye çalıştı. Merdivenlerden inip lavaboya girdi. Kabinden çıktığında karşısında Esra'yı görmeyi beklemiyordu. Şaşkınlığını belli etmeden ellerini yıkamaya başladı.

"Gülfem Hanım kusura bakmayın size hoş geldin diyemedik," sesindeki alay mide bulandırıcıydı. Gülfem üzerine alınmadan ellerini yıkamaya devam etti.

"Bu hareketler sana yakışıyor mu Gülfem? O kadar konuşuyorum seninle, sen beni insan yerine koymuyorsun. Çok ayıp," ellerini göğsünde birleştirmiş, üstten bakışlar atıyordu. Gülfem kadının direkt yüzüne bakmasa bile aynadan görüyordu. Musluğu kapattı ve olduğu yerde geri dönüp Esra'nın yüzüne baktı. Onun kadar alaycı ve küçümser bakışlarla.

"Senin bana yaptığın gibi değil mi Esra? Bak ben seni muhatap almıyorum, tanımıyor gibi yapıyorum sende öyle yapmalısın," yanından geçmek istedi. Kolundaki temas ile adımlarını durdurdu ve kolunu kadının elinden kurtardı.

"Sen tabii beğenmezsin, muhatap almazsın bizi canım. Cihangir Beyin evine girdin yetmedi koluna, koynuna girdin. Tabii beğenmezsin. Neyse beni ilgilendirmez yani," az önce onun yaptığı gibi lavaboya yönelip elini yıkamaya başladı.

"Senin benimle derdin ne? Ben sana ne yapmış olabilirim? Seninle muhabbetim olmadığı hâlde bana düşman oldun. Ben cevap vermedikçe senden korktuğumu zannediyorsan yanılıyorsun. Ben senin diş geçirip, korkutup sindireceğin biri değilim." Aynadan kesişti bakışları iki kadının. Esra şimdi kinlenmiş bir şekilde bakıyordu.

"Benim seninle derdim ne biliyor musun? Ben senelerdir burada çalışırken terfi alamıyorum, müsamaha göremiyorum ama sen tepeden birini ayartıp bu işi çok kolay başarıyorsun. İşte buna sinir oluyorum. Sizin gibilerin gelip bizim hakkımız olanı almasına sinir oluyorum." Gülfem bu bahaneye gülmekten başka bir tepki veremezdi. Öyle saçma bir bahanesi vardı ki akıllara zarardı. Gülfem o an bu kadının kafayı yemiş olduğunun farkına varmıştı.

AHÛZAR SERİSİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now