KS - 13. Bölüm: TEKLİF

17.2K 1.2K 336
                                    

Yorum sınırı; 290.

14. Bölüm, sınır geçince gelecek.


13. BÖLÜM: TEKLİF

Kırılmış ruhlar, kapılarına zincir vurulmuş kalplere ev sahipliği yapardı...

Ellerini saçlarından geçirip karşısında ezilen, büzülen kadına baktı. Söylediklerinden ne anlamış, ne anlamamış pek belli olmasa da Cihangir bu konuyu burada kapatmayacaktı. Onun üzülmesine, hor görülmesine izin vermeyecekti.

"Şey ben... Öyle deme Cihangir. Bizim hukukumuz var. Biz küçüklükten beri tanışıyoruz. Hem ben seni seviyorum," gözleri dolu dolu olmuş ve kendini anlatmak istiyordu Narin. Bu kadın onun Cihangir'ini ondan almak için elinden geleni yapıyordu ve Narin bir kez daha onu kaybetmeyi göze alamazdı. Ellerini tutmak istedi, o her zaman sarılmak istediği göğsüne yaslanmak, kollarını bedenine sarmak ve nefesini nefesinde hissetmek istiyordu. Ne yapacağını bilemez bir halde uzandı ellerine ama boşluğu yakalamaktan başka bir işe yaramadı. Cihangir ona vebalıymış gibi bakıp kaçmıştı.

"Senin hukukun benimle değil annemle. Annem sana ne söz verdi bilmiyorum ama onun sözleri beni değil, onu bağlar. Şimdi buraya nasıl geldiysen öyle git," eli ile kapıyı gösterip son sözünü söyledi Cihangir. Narin'in dudakları titrerken gözleri adamın arkasındaki kadına takıldı. Onun sevinçten dört köşe olduğundan emindi. Bu onu daha da kızdırıyordu.

"Onun önünde beni böyle aşağılayamazsın." Onun önünde derken Gülfem'i işaret ediyordu. Gülfem ise duygusuz bir ifade ile ikiliyi izlese de Cihangir'in nefretine maruz kalmadığı için halinden memnundu. Narin için üzülüyor muydu? Asla! Narin için gram üzülmemiş, canı sıkılmamıştı. Adalet er ya da geç tecelli ediyordu. Onu nasıl azarlamış, hor görmüşse şimdi aynı muameleye kendisi maruz kalmıştı.

"Narin defol git evimden," öyle çok bağırdı ki arkasında duran kadının bile titrediğini hissetmişti. Narin aynı pozisyonda duruyordu. Korkmamış, irkilmemişti ve dik dik adamın yüzüne bakıyordu. İkili birbirine bakarken mutfağın kapısı arkasına kadar açıldı. Zehra Hanımın kocaman olmuş gözleri ilk önce oğlunun ve Narin'in üzerinde gezindi, ardından oğlunun arkasında kalan kadına değdi. Sesleri içeriye kadar gelmişti ve durumu nasıl kurtaracağını düşünüyordu.

"Oğlum ne oluyor böyle? Sesiniz içeriye kadar geliyor." Bakışları hızla aralarında gidip gelirken oğlu cevap verme tenezzülünde bulunmuştu.

"Ortağını kapıya kadar geçir anne. Bu kızı bir daha burada görmek istemiyorum." Zehra Hanım ve Narin şaşkın bir halde baktılar Cihangir'e. Adam gayet net bir şekilde ifade etmişti ama ikili anlamakta güçlük çekiyordu. Narin kabul etmek istemiyor, Zehra Hanım ise ne olduğunu anlayamıyordu hâlâ.

"Ne diyorsun sen Cihangir?"

"Gayet açık konuşmuştum oysa. Bu kızı artık evimde görmek istemiyorum. Kibirden önünü göremeyen insanlarla aynı evde, aynı havayı teneffüs etmek, hele hele oğlumu sürekli kucağında bulmak istemiyorum. Sana defalarca söyledim ama anlamıyorsun bak yeniden söylüyorum 'bu kızı artık görmek istemiyorum'." Narin hıçkırıklarla ağlarken Cihangir arkasında duran kadının elini tuttu. Arkasını dönüp gözlerinin içine bakarken Gülfem'in gözlerinde gördüğü kendi ifadesi içini ısıtmıştı. Kadının tepki göstereceğini bilmese alıp ciğerlerinde saklardı. Kimse ona zarar vermesin istiyordu.

"Kızım dur. Narin dur yavrum..." Narin ve Zehra Hanım mutfaktan çıkarken Cihangir umursamadan elinden tuttuğu kadına bakıyordu. Parmakları tenini okşarken onları izleyen kimse umurunda değildi.

AHÛZAR SERİSİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now