KS - 19. Bölüm: AYRILIK

17.1K 1.3K 352
                                    

Yorum sınırı; 250
Yeni bölüm sınır geçer geçmez  atmaya çalışacağım en geç yarın atarım bugün bitiremezsem :)

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Bu satıra en sevdiğiniz renkte bolca kalp bırakın olur mu?

Keyifli okumalar...

19. BÖLÜM: AYRILIK

"Sevdin mi onu? Değer verdin mi? Önemsedin mi? Ardından ağladın mı?"

Mutlu başlayan piknik macerası Cihangir için aynı şekilde bitmemişti. Dilruba ile konuştuktan sonra canı sıkılmış, morali bozulmuştu. Kimseye belli etmeyeceğim derken tüm kasları gerilmişti. Şimdi ise kızları evine bırakmak için yoldaydı. Evin önüne geldiklerinde aracı durdurdu ve beklemeye başladı.

"Dilruba sen in, ben geliyorum." Dilruba küçük oğlanı öpüp, Cihangir'e de veda ettikten sonra araçtan hızla inerken Gülfem, kardeşinin kapıyı kapatması ile koltukta yan dönüp adamı izlemeye başladı. Ondaki değişimin farkındaydı, bir şey olmuştu biliyordu ama sebebini anlamıyordu.

"Bir sorun mu var?"

"Hayır, o da nereden çıktı?" Dedi sesini düzenlemeye çalışarak.

"Bir durgunluk var sanki. Bilmeden bir şey mi yaptım? Bir hatam mı oldu? Dilruba mı bir şey dedi?" Gülfem küçüklüğünden beri gelen alışkanlıkları ile suçu kendisinde ve kardeşinde aramaya alışmıştı. Bunu farkında olmadan yapıyordu. Birisi mutsuzsa, sinirliyse sebebi onlar olabilirdi. Bu zamana kadar hep onlar yüzünden olmuştu olanlar. Kızıyorlarsa Gülfem hatalıydı, mutsuzlarsa Gülfem suçluydu. Aksi mümkün değilmiş gibi geliyordu ona. Şimdi de öyle oluyordu.

"Hayır, yok bir şey. Yoruldum sadece," öyle dalgındı ki kadının kendini suçladığını fark edemeyecek durumdaydı.

"Cihangir bir problem varsa eğer lütfen şimdi söyle. Yani giderken çok neşeliydin, orada da iyiydin ama sonra ne olduysa oldu ve değiştin." Cihangir kadının gözlerinin en derinine baktı. Aslında Gülfem'in suçu yoktu ama hazmedemiyordu. İçinden gelen dürtüye dur diyemiyordu. Gülfem'in ondan önce bir başkasını sevmiş olabileceği kanına dokunuyordu. Yaptığının, düşüncelerinin yanlış olduğunun farkındaydı ama içinden gelenlere engel olamıyordu.

"Hem yoruldum hem de hasta olacağım sanırım kırgınlık var biraz." Gülfem kucağında duran elini kaldırıp adamın yanağına koydu.

"Sana hemen nane limon kaynatıp getireyim mi? İster misin?" Gözlerindeki samimiyeti görüyordu. "Yok, güzelim nane limonluk hasta değilim ben. Sıkma canını." Gülfem gülümsedi bu hâline. "Sabah geldiğimde ıhlamur yaparım bir şeyin kalmaz."

"Sen yanımdasın ya şimdi daha iyiyim ben. Hadi daha fazla bekleme çok yoruldun zaten," dedi Cihangir. Gülerek kadının yanağına uzanıp minik bir öpücük kondurup kadının inmesini bekledi.

"Eve gidince ılık banyo yaptır Cihanşah'a. Kısa kollu giydirme, uzun kollu ince pijaması var çekmecede onu giydir hasta olmasın o da." Cihangir onaylayıp başka bir şey konuşmadan bekledi. Gülfem buruk bir şekilde arabadan inip evine girdi. Cihangir ise evine geçmek için sürdü arabasını. Yol boyunca düşündü. Haksızlık ettiğini, kadını kırdığını biliyordu ama yine de içindeki kurt durmuyor, kemiriyordu.

"Saçmalama oğlum, senden önce olup bitmiş şey için kızın canını sıkma," diyor hemen ardından yeniden nefsinin sesine kulak kabartıyordu.

"İlk aşklar unutulmaz derler, eğer onu gerçekten sevmişse unutmamıştır. O yüzden beni sevdiğini söylemiyor belki de. O adamı unutamamış olabilir mi? Beni seviyor gibi de ama," yol boyu tüm bunları tek tek düşünmüş, soruları bittiği yerde başa sarıp cevap bulduğu soruları yeniden sormuştu kendisine.

AHÛZAR SERİSİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now