0.9

2.7K 211 161
                                    

"Yalan..."

"Hayır," dedi ve ellerimi iki elinin arasına aldı, "Bunların hepsi doğru."

Ellerimi çekmeye çalıştım fakat sıkıca tutuyordu. "Hayır!"sesimi yükseltmiştim. "Evet, babam pek iyi bir insan sayılmaz. Fakat o bir katil değil, böyle bir insan değil!"

"Jennie," yüzüme o kadar şefkatli ve güzel bakıyordu ki, bir an affaladım. Neler oluyordu böyle? Aklım almıyordu.

"Anlat... Bekliyorum," duygusuz ve sakin bir tonda konuşmuştum. Jimin ellerimi bıraktı ve önüne döndü. Oturduğumuz bankta geriye doğru yaslandı ve yeri izleyerek anlatmaya başladı.

"Sözümü kesersen, hiçbir şey anlatmam."

Cevap vermedim.

"Tamam o zaman," büyük bir soluk verdi ve elleriyle yüzünü sıvazladı. "Senin baban bir psikopat. Aşkı yüzünden delirmiş ve hastalıklı bir kıskanç. Senin baban yüzünden ağabeyim öldü." durdu ve kaşlarını çattı.

Ona kesinlikle inanmıyorum. Tamam, babam gerçekten örnek bir insan değildi. Babalık görevlerini de pek iyi yapmıyordu. Annem konusunda da hastalıklı bir aşıktı. Fakat o bir katil değildi. Bu kadar da değildi. Böylesine inanıyordum.

"Ağabeyim ve annen, sevgililerdi. Annen bazı günler gizlice ağabeyim ile buluşurlardı, bazen ben de onlarla beraber buluşurdum. Annen iyi bir kadındı. Severdim onu. Fakat evli olduğunu ne ben, ne de ağabeyim bilmiyorduk."

Pür dikkat onu dinliyordum. Annemin babamı aldatma olasılığı vardı. Bazen bir yerlere giderdi ve gereğinden fazla süslenirdi. Birkaç kere ondan şüphelenmiştim fakat sonrasında bunun çok saçma olduğuna karar vermiştim.

"Devam et..."dedim. O yere bakıyordu fakat ben onun yüzünü izliyordum.

"Bir gün..." dedi ve derin bir nefes aldı, "Bir gün anneni evine kadar takip ettim, annenin böyle bir kadın olacağı ikimizin de aklından geçmemişti fakat önce gittiği evi gördüm. Oldukça güzel bir evdi. Sonra babanı gördüm, annenle sarıldıklarını, babanın ona 'neden geç geldin?' diye sorduğunu... Sonra da seni gördüm. Bahçeye ağlayarak girdin, üstünde okul forman vardı, sırtındaki çantayı yere attım ve gidip annene sarıldın." yüzüme döndü, "çok güzeldin..."

Kaşlarımı havaya kaldırdım, o günün ne zaman olduğunu düşündüm. En son ne zaman anneme sarılmıştım?

"Tam olarak ne zamandı?"

"Yaklaşık iki yıl kadar önce,"

Şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Demek iki yıldır beni tanıyordu.

"Devam et!" dedim, meraklanmıştım. Neler olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu ve artık öğrenme zamanı gelmişti.

"Annenden nefret etmeye başladım. Ağabeyimi bildiğin kullanıyordu. Bütün bunları ağabeyime anlattığımda bana inanmamıştı fakat o da kendi gözleri ile gördü. Büyük bir depresyona girdi. Eve geç gelmeye başladı, sinir krizleri geçiriyordu ve en kötüsü yine de annene hiçbir şey dememişti. Anneni çok seviyordu."

Tüm vücudu ile bana döndü ve öfke dolu gözleri ile bana baktı.

"Bütün bunlara dayanamadım. Annen olacak o kadının cezasını çekmesini istedim. Fakat nereden bilebilirdim ki... Baban gibi hastalıklı bir eşi olduğunu." tekrardan ellerimi tuttu fakat bu sefer çekmeye çalışmadım. Aksine daha sıkıca tuttum.

"Babama her şeyi sen anlattın..."dedim, oldukça düşük bir sesle.

"Evet," dedi, "fakat bilmiyordum. Böyle bir adam olduğunu. Babana her şeyi anlattığımda çok sakin görünüyordu. Hiçbir tepki vermemişti. O gün eve üzgün döndüm, çünkü baban istediğim gibi bir tepki vermemişti ve sanki boşuna anlatmışım gibi hissediyordum. Taa ki evimizin önüne bir kaç siyah araba park edene kadar... Evimize geldiler ve ağabeyimi alıp götürdüler. Onlara engel olamadım. Sayıca bizden çoktular. Ağabeyime ne olduğuna dair bir fikrim yoktu fakat baban onu gözlerimin önünde öldürdü. Onu aramaya başlamıştım ve bulmuştum da, fakat bulmam hiçbir işe yaramamıştı, aksine gözlerimin önünde ölmesine şahit olmuştum."

solo ❦ JenMinNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ