Tercih

798 49 21
                                    

Uzun zaman oldu buralara gelemiyorum. Beklediniz biliyorum fakat gelememe sebebim hayatımı etkiledi. Babamı kaybettim. Bir evladın babasını kaybetmesi çok ama çok zormuş. Hala kendime gelmiş değilim fakat kendime meşgale bulmam gerektiğini ve hikayelerine geri dönnem gerektiğini ama aklımın hala yerine gelmediği için bu zaman kadar bekledim. Beni beklediğiniz için teşekkür ederim.. İyi okumalar dilerim.

####

Bir insan, birinin ihanetinden sonra; daha ne kadar güvenebilir?
Bir insan kaç kere sırtından vurulur?
Bir insan kaç kere ihanete uğrayabilir?

Bu soruların hepsi yaptığınız, karşımızda ki kişiye gösterdiğimiz tavırdan ibrarettir. Birine ne kadar çok güvenir o bunu bana yapmaz derseniz, o insan beklemediğin yerden, hiç beklemediğin anda seni bitirecek hamleyi yapar. Peki bir anne evladına nasıl ihanet eder? Onu nasıl sırtından vurur? Kadın, ana rahmine düştüğü an, anne olur. Evladını hisseder. İyiliğini, sıhhatini düşünür. Ona dokunacak, zarar gelecek en küçük bir şey için kendi canını ortaya koyar. Dokuz ay onbeş gün. Tam dokuz ay onbeş gün taşırsın karnında. Onunla uyanırsın, düzgün yemek yer evladına kan can olsun istersin, karnını okşar masallar anlatırsın. Dört-beş ay geçtikten sonra bunları yapıyorsun diye sana tepki verir. Sen dersin bak evlat olacak tekmeliyor. O tekme; bende anlamındadır aslında. Yani; sen beni dokuz ay karnında taşıyorsun, doğduktan sonra kahrımı çekiyorsun, yetmiyor hastalığımı çekip iyi olmam için debeliniyorsun.. Annesin çünkü sen.. Sen binbir eziyet ile beni büyütüyorsun, bende evlatlık vazifemi yapacağım diyor. Seni bir ömür koruyup kollayacağım ana. Sonra zaman geçiyor bu dediklerini de yapıyorsun bak ha. Erkek adam verdiği sözü tutar çünkü. Gerçi kadın da olsa yapar ya. İşte sonra yıllar geçiyor öğreniyorsun ki anam dediğin, onun için canını ortaya sergilediğini insan seni, sırtından vurmuş. Söylesene? Nasıl yaptın? Vicdanın seni hiç sorgulamadı mı? Sen oğluna nasıl bunu reva gördün anne?

****

Günlerdir beni bu karanlık yerden çıkarmaya çalıştılar ama ben istemediğim için dışarı çıkmamıştım. Şimdi dışarı çıkmak istediğimi duyunca başta avukatım ve kardeşim çok şaşırmışlardı.

Avukat şuan çıkmamın çok zor olduğunu dile getirirken beni bu saniyeden itibaren kimsenin orada tutamayacağını da biliyorlardı. "Ben şimdi buradan elimi kolumu sallayarak çıkacağım ve sen benim yarın sabah serbest bırakıldığımı gösteren kağıdı elime vereceksin. Bu gece ben buradan çıkmazsam bir daha hiç çıkamam.

Ceketimi omuzuma bir güzel yerleştirip odadan çıkacaktım ki arkamı birden dönüp; "zarftakinleri koğuşa bırak. Görüşeceğiz" demeyi de unutma diyerek çıktım. Bu çıkış, her şeyin yeniden başlangıcına sebep olacaktı. Bu gece çok ama çok uzun olacağa benziyordu.

#

"Yahu kardeşim neden anlamıyorsunuz? Ben hiç bir şey bilmiyorum, bilsem de? Siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz benden? Kimsiniz? " gibi sorular soruyordu çok konuşan adam. Sesi tam anlaşılmamasından bu soru-boğultular devam ediyordu.

Çayımı yudumlarken bir yandan da İzmir'in dağlarında ki oksijeni içime çekerek ciğerlerime bayram ettiriyordum ki, biri vızıl vızıl zırıldıyor. Bitmiyordu da. En sonunda yiğide seslenip; "koç'um yukarı çekin bakayım şunu, ne diyor anlamayrum." o çok soru soran adamı, İzmir'in göbeğinde ki en yüksek katlı binanın tepesine çıkarıp, hemde üşenmeden aşağıya attım o çenesi belki bana istediğimi verir diye ama adam konuşuyor, ama boş!

"Sen deli misin manyak mısın be adam?! Gecenin bu vakti evime girip, beni sıcacık yatağımdan kaldırıp, 25 katlı bir binanın tepesine çıkıp sallandırmayı neden düşünüp birde üstüne uyguluyorsun? Ne yaptım ben?!" cevap çok ama kendimi yormaya niyetli değildim. Başımla işaret edip, "salın şunu aşağuya'' dedikten sonra tekrar suhulet içinde oturduğum yerden hayatıma devam etmeye karar verdim.

PSİKOPAT MAFYA AŞIK OLURSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin