14.Bölüm

202 12 0
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR!! :))
YENİ BİR BÖLÜM.. UMARIM HOŞUNUZA GİDEER. :)
KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİİM :D

Uyandığımda saat 08.10'du hızlı bir şekilde elimi,yüzümü yıkadım ardından odama geçip dolabımdan mavi kot pantolonumu ve gri tişörtümü giydim. Çantama telefonumu ve o dünkü notu koyduktan sonra, Hemen kapının kenarında spor ayakkabılarımı da giydim sonra anahtarımı alıp çıktım.

Buse'lerin kapısının önüne geldiğim sıra kapıyı çalmama gerek kalmadan Buse karşıma çıkmıştı. "Selam genç!! Haydi gideliim mi??" gülümseyereek kafamı salladım. "Buse sana çok güzel haberlerim var. Hemde bayağı çok var.." kapıyı kilitledikten sonra "Eee anlat dinliyorum.." yürümeye başladığımız sıra anlatmaya koyuldum. "Kerem vardı yaa hanii. Ha işte o dün kitabın arasına bu notu koymuş teşekkür amaçlı" Buse kağıdı okuduktan sonra "Hıı fazlaca sevgi dolu gibi duruyor sankii. Neyse bunu sonra değerlendirmeye alacağım. Devam et dinliyoruum." gözlerimi devirdikten sonra "En dehşet haber iseeee.. Babam varya işte Kerem'i tanıyormuş." Buse hızla bana dönerken gözleri büyümüştü "Bizim Murat Amca değil mi? Doğru duydum. Hani senin baban olan?" evet bende ilk duyduğumda bu denli şaşırmıştım. Buse'nin tepkisine karşı kafa sallamakla yetindiim. "Harbiden yani dehşet haber! Eee başka var mı ??!" Buse'ye bakıp "Olmaz mı?? Bak dinle.. Babam dedi ki sana kitabı hediye etmişse bir ziyaretine gidelim dedi. Hemde o gün bugüün!! Ama şimdiden anlaşalım beni babam ile yalnız bırakmak yok beraber gideceğiz. Tamam??" Buse şaşkınca dinledikten sonra gülümseyip kafasını salladı. "Yağmur yaa ne tesadüf amaa.. Bakalım bunun sonunda ne olacak? Dimii ama??" dalga geçtiği için koluna sert yumruk atarak iş yerinin kapısının önüne geldiğimizi fark ettim. Hemen içeriye girdim ve masama oturdum. Eğlenceli maraton başlıyoordu. Gülsüm yanımıza doğru gelip "Kızlar bugünkü işiniz sadece masanızın üstündekiler. Onları bitirdikten sonra çıkabilirsiniz. Şimdiden kolay gelsiin." masamda az dosya vardı yani bi onbir tane felan. Onbir dosyayı yapmak da sadece iki buçuk saatimi alırdı.

O zaman başlasın iş mesaisii.. Buse ve ben pür dikkat çalışmaya koyulduuk. İki saatin hızlı gecmesini dilemiştim. Eee çünkü Kerem ile tanışacaktıık. Yani aslında tanıyordum ama sadece ismiyle. Bu sefer babam sayesinde iyi arkadaş olabilirdik.

Gülsüm yanımıza doğru gelerek "Kızlar yaptığınız dosyaları alayım. Kalabalık yapmasın size" iyi kızdı bu Gülsüm yaa. Dosyaların bitmiş kısmını verdikten sonra kalan beş dosyama devam ettim. Hızlı bir şekilde bu beş dosyayı da bitirmek istiyordum.

Aradan bir saat geçtikten sonra masamda hiç dosya kalmamıştı. Koşarak masamdaki bitmiş son beş dosyayı da Gülsüm'e verdim. Gülsüm sevecen bir tavırla iş mesaimin bittiğini söyledi. Masaların olduğu kısıma giderken Buse'de elinde dosyalarla Gülsüm'e gidiyordu. "Yağmur!! Çantalarımızı da al çıkarız hemen" dediğini uygulayarak masamızdan çantalarımızı kaptığım gibi dışarıya çıktım. Benim de hemen ardımdan Buse geldi. "Haydi gidelim Yağmur Hanıım." ağzını yaydırarakk ve özellikle beni sinir ederek konuşmayı başlattı. "Gidelim Buse Hanım. Gideliim." tebessüm ettikten sonra babamın yanına yani eski çalıştığım yere geldik. İçeriye geçip babamın bilgisayar masasına ilerledik. "Babacııım. Biz geldiikk!!" babam masadan kalkıp "Hoş geldiniz kızlar. Bende tam sizi arayacaktım." gülümsedikten sonra babam tekrar sözlerine devam etti. "Eğer hazırsanız kitabevine gideliim. Kerem'i de ziyaret etmiş oluruz. Haydii!!" hep beraber çıktıktan sonra Buse babama bir soru yöneltti. "Murat amca siz nereden tanıyorsunuz Kerem'i?" babam hiç tereddüt etmeden "Bir gün canım çok sıkılmıştı Yağmur'da o zamanlar okuldaydı. Bende kitap almaya karar verdim. Gittiğimde yakışıklı bir delikanlı ilgilendi benimle. İşte sonra bana kitaplar felan önerdi. Öyle öyle arkadaş gibi olduk küçük beyle." Buse anlamış tavrıyla kafasını salladı. Dünya Kitabevi'ne çok az kalmıştı. Hızla yürüyerek giriş kapısına geldik ve içeriye girdik.

Kerem babamı görünce direk yanımıza geldi. "Ooo hoş geldin Murat Ağabey,nasılsın?" babam ufak tebessüm karşılığında "Nasıl olayım be Kerem sürünüp gidiyoruz. Sen nasılsın,işler nasıl??" Kerem bizi raflara doğru götürürken konuşmasına devam etti. "İyi işlerim ne olsun abi koşuşturmaca işte. Nasıl bir kitap önereyimm bu sefer?" babam raflardaki kitaplara bakınırken "Yaa aslında biz öneri ve teşekkür için gelmistik. Ha,birde seni ziyaret için. Tanıştırayım kızım Yağmur." Kerem şaşkın ifadesi karşısında "Biz tanışıyoruz zaten ağabey. Yağmur'a kitap önermiştim" babam bildiğini gösterircesine "Hemde hediye etmişsin. Ne gerek vardı oğlum ya. Ama yine de teşekkür ederiz. İnce düşüncen için.. Şimdi de sıra bende bana da polisiye tarzı kitap önerirsen iyi olur." Kerem işini bilir gibi 'macera-polisiye' adlı rafın önüne getirdi bizi. "Ağabey bak buradaki kitapların hepsi birbirinden güzel yani şöyle ki buradaki hepsini öneriyorum." Buse dayanamayıp Kerem'e karşılık "Hepsini okudun mu?" Kerem söze girmeden babam atılmıştı. "Ben cevap vereyim kiii tüm polisiye,macera,aşk kitaplarını okur. Yani ilgilendiği kişilere bu yüzden hangi tür okuduklarını sorar." babam ardından göz kırpıp iki kitabı eline aldı. "Bunları paket yapsınlar oğlum. Biz kızlarla da bakalım biraz." Kerem babamın seçtiği kitapları kasaya götürüp yanımıza geldi. "Kızlar ne tür ister ağabey?" babam kararı bize bıraktığını gösterip yanımızdan uzaklaştı.Babam uzaklaştıktan sonra Kerem söze girdi "Böyle bir baban olduğu için şanslısın Yağmur. Ha,bu arada sevdin mi kitabı??" Gülümseyerek "Bayağı okudum ve çok sevdim tekrar hem önerdiğin için hemde hediye ettiğin için çok çok teşekkür ederim." 'önemli değil' bakışı attıp "Bu sefer nasıl birşey olsun. Türü aşk olup,konusu ne tarzda olsun?" Kerem'e dönüp "Beni bu kitapta olduğu gibi etkilesiin,yeteer" Kerem duyduklarına karşın "O zaman bu çok güzel bir kitaptır. Öneriyorum. Umarım beğenirsin." memnun ifadeyle teşekkür edip babamın yanına geçtim. "Buse sen de baksana kitap?" Buse mahçupca bakarak "Yok ben almıyacağım şimdi. Sağ ol Murat amca" babam hafif sinirlendiğini belli ederek "Şimdi Kerem sana kitap oneriyor. Sonra o kitap ile birlikte buraya geliyorsunuz. Anlaştık ve itiraz istemiyorum."

Kerem hemen Buse'yi rafların önüne gördükten sonra Buse bir kitap seçmiş ve bize doğru geliyordu.

"Buse ve Yağmur siz dışarıda bekleyin geliyorum" biz babamı dinleyip dışarı çıkarken Kerem yanımıza gelip "Tekrar beklerim kızlaar!" diyerek içeri geçti.

VOTE VE YORUM BEKLİYORUM :)
SEVGİLERLEE :*

Yağmurlu Sabahlar.Where stories live. Discover now