"Çok saçma," diye mırıldandığımda kuaför saçımı tararken canımı acıttığı için dişlerimi sıktım. "Şey, isterseniz ben tarayabilirim?" Bana bakmadan kafasını sallayıp taramaya devam ettiğinde gözlerimi devirerek hemen yanımda makyajı yapılan Jisoo'ya döndüm. "Hangi devirdeyiz, maskeli balo mu kalmış?"

Jisoo, "Chaeng, idollerin birbiriyle iletişim kurması için yapılan bir etkinlik. Abartmıyor musun?" der demez Jennie arkamdan atlayıp karşı çıktı.

"Ne abartması? Zaten cesedim çıkmış Inkigayo saçmalığı yüzünden, Yang bize paydos vereceğine maskeli balo haberi veriyor."

Abartıyor olabilirdik, fakat abartmıyorduk. Durduk yere maskeli balo düzenlenmesi saçmaydı.

Hemde o kadar dolu bir programımız varken araya sıkıştırılan ve son dakika haber verilen bir balo.

Giyeceğimiz elbiseden bile bir haber makyajlarımızın ve saçlarımızın yapılmasını beklerken Jisoo'nun homurdanarak, "Çok negatifsiniz." dediğini işittim fakat saçımı yapan görevli o kadar çok canımı yakıyordu ki dayanamayıp pres makinesini elinden çektim.

"Saçlarımı dağınık bir topuz yapsanız, olmaz mı?"

"Tabii." dediğinde arkasından bir diğer tarak çıktı ve pes ederek geriye yaslandım. Saçlarım yolunacaktı, harika.

"Lili nerede?"

"Bilmiyorum, menajerle dışarıya çıkmamış mıydı?"

Jennie telefonundan fotoğraf çekip ortamı görüntüye alırken mırıldandı, "Elbiselerimizi getirmeye gittiler."

"İyi de, Lisa'nın makyajı ve saçı ne olacak?"

"Halledilir Jisoo, stres yapma. Daha iki saat var."

Ne olur elbiselerimiz 70'lerden kalma babaanne kostümleri gibi olmasın, Tanrım, ne olur.

Jisoo, "Rosie?" diye seslendiğinde hm sesi çıkararak devam etmesini bekledim fakat ses gelmeyince kafamı telefondan kaldırıp ona döndüm. Elinde tuttuğu telefonunu sırıtarak kaldırıp bana gösterdiğinde ekrandaki görüntüyü ilk başta algılayamadan saf saf telefona baktım.

O Jimin ve ben değildik, öyle değil mi?

Ve... Sarılarak uyumuyorduk?

"Jisoo-ya! Seni öldüreceğim!" Hızla telefonunu kapıp fotoğrafı silmeye yeltendiğimde ileriye atılarak telefonu geri aldı. "Ya!"

"Ver şunu!"

"Ölümü gör, asla vermem." Delirecek gibiydim, cidden bunu demiş miydi? "Hatta instagram hikayemde bile paylaşmak isterdim."

"Sen delisin!" diye hayıflandığım an kapı açıldı ve Lisa elindeki tonlarca poşet ve kutuyla odaya menajerle giriş yaptı. Nefes nefese kalmış bir şekilde poşetleri yere bıraktığında kaşlarımı çatarak menajerimize döndüm. Hanımefendinin de elleri pek bir boştu.

"Öldüm sandım," Lisa kendini koltuğa atıp ayaklarını uzattığında Jennie gelip bacaklarına vurdu.

"Kalk şuradan daha hazırlanacağız. Bu gece hünerlerinizi çıkarma gecesi!"

red | jungkook • roséWhere stories live. Discover now