3.1

6.7K 504 233
                                    

Çığlık atan fanlara ve defalarca kez fotoğrafımızı çeken kameramanlara gülümserken doğal halimden tamamen uzak bir şekilde kasıntılığa - tüm idollerin mecbur olduğu şeydi, ne yazık - başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çığlık atan fanlara ve defalarca kez fotoğrafımızı çeken kameramanlara gülümserken doğal halimden tamamen uzak bir şekilde kasıntılığa - tüm idollerin mecbur olduğu şeydi, ne yazık - başladım. Gülümsemekten yanaklarım ağrımaya başlamıştı fakat eğer somurtursam, Yang'ın, azarlarını şimdiden duyabiliyordum. Neden, Chaeyoung? Hayır, Chaeyoung! Böyle olma, Chaeyoung!

Ve daha bir çok Chaeyoung'lar...

"Yoruldum," Jisoo'ya hafifçe mırıldanırken gülümsemeye devam ettim. O ise bir fana el salladıktan hemen sonra bana döndü ve yüzünü düşürüp iç çekti. "Bende yoruldum."

Çekimlere durmaksızın devam ediyorduk, ünlü COAHC'ın bizi davet etmesi elbette beklendik değildi fakat bize saatlerce ayakta durmamız gerektiğinden bahsetmemişlerdi. Artık bir an önce defilenin başlamasını istiyordum.

Tam fotoğrafçının en son baş parmağını kaldırıp çekimlerin bittiğini gösteren işaretine sevinirken tanıdık bir ses bir anda dibimizde belirdi ve flaşlar tekrar patladı. Ah, harika.

"Kızlar! Harika görünüyorsunuz!"

Ulu Tanrım, Selena Gomez, yanı başımızdaydı.

Abartılı bir tepki vermemek adına gülümseyip sarılmasına karşılık verdim. Birkaç pozdan sonra kameralar sonunda molaya girdi ve bizim gibi bir çok ünlünün bulunduğu odaya Selena ile birlikte girdik, fakat girdikten birkaç saniye sonra menajeri gelip onu resmen kaçırır gibi götürmüştü.

Anında Jisoo'nun koluna girdim.

"Hissettiğimi sende hissediyorsun, değil mi?" diye sorduğunda sandalyelere oturduk ve istemsizce esnedim.

"Hissettiğin şey, gebermekse, evet. Hislerimiz karşılıklı." Boynumu gerip rahatlamaya çalıştım. Gülüşü kulaklarıma doldu fakat ciddi anlamda ona komik gelsede felaket haldeydim.

Bu sabah kalkıp şirkete gitmemiz elbette sorunlu geçmişti, Lisa ve ben uyanamamıştık ve Jisoo bizi zorla kaldırıp banyoya sokmuştu. Tek hissedebildiğim şey o kadar danstan sonra gelen bel ve bacak ağrısıydı fakat duşa girdiğim an aklıma gelen isimle tüm ağrılarım yersiz kalmıştı.

Sadece düşünmek istemiyordum.

Uçakta yol boyu Lisa Taehyung'dan bahsettiği için uyuyamamıştım ve şimdi de... Buradaydık işte. Sadece iki saat uyuyabilmiş bir şekilde COACH'ın defilesindeydik, idol olmak cidden iğrenç sürprizler doğurabiliyordu.

Oda yavaş yavaş dolmaya başladığında Jisoo sandalyesini hafifçe bana doğru yaklaştırdı. Doğrulup daha dik oturdum.

Kasıntılığa tekrar başlamamız gerekiyordu çünkü.

Işıklar söndü ve mor renginin ağırlıklı olduğu şelaleler modellerin girişiyle birlikte yakıldı. İnsanların uğultuları artınca başımdaki ağrı kendi belli etmek ister gibi daha da sızlamaya başladı.

red | jungkook • roséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin