S×2

28.9K 598 169
                                    

        Siyah deri ceketimin üzerine gelen kanı temizleyerek  yolda ilerlemeye devam ettim. Alt tarafı bir kitap almaya çıkmıştım ve bugün canım kimseyi öldürmeyi istemiyordu. Ama 'Gel beni öldür.' diyenlere karşı ne yapabilirim ki?

        "Lincoln Caddesi'nde arabamı park ettiğim yerde ölü bir adam var, ortadan kaldırın. -Z."

        Louis'e mesaj attıktan sonra kitapçının kapısı ittirdim. İlk başta gördüğüm kişi kendi halinde bir gülümseme gönderdi ve bende kitapçının içerisinde ilerlemeye devam ettim.  Popüler romanların bulunduğu kısma adımlarımı yönlendirdim. Çünkü bu kitabı liseye yeni geçen değreli kuzenim için alacaktım.

        Kitaplıkların arasına girdiğimde kızıl saçlı bir kız raflardaki kitaplardan kahverengi ve grinin arasındaki gözlerini ayırarak bana bakmaya başladı. Kısa bir bakışma sonrası gözlerini yine kitaplığa çevirdi. Ardından elindeki paraya odaklandı.

        Bu sırada bende kızı süzme fırsatı bulmuştum ki çekici bir kızdı. Hani filmlerdeki kusursuz kızlar kadar olmasa da masum bir güzelliği vardı. Sesinin tınısını duyduğumda ilk bana seslendiğini sandım. Oysaki o sesini kasadaki görevliye duyurmaya çalışıyordu.

        "Sevgilimden Son Mektup ne kadar acaba?" Görevli cevabını kısa sürede verdi. "25." Kız elindeki paraya baktı. Yeterince olmadığını bende görebiliyordum ki o da elindeki umutla aldığı kitabı bıraktı ve diğer kitaplarla ilgilenmeye başladı, daha ucuz olanlarla.

        Sevgilimden Son Mektup kitabının arkasını inceledim ve kuzenim için iyi bir kitaba benziyordu. Sonuçta o da kızdı ve bir kızın beğendiği şeyi diğeri de beğenir, bence. Kasaya ilerledim. Adama 100 euro bıraktım. Para benim için çok sorun değildi.

        "Kalemini ver." dedim. Bir de ricada bulunamazdım. Tezgahtan aldığım kağıda bir şeyler karaladıktan sonra kitabın içine kağıdı yerleştirdim ve kalemle birlikte kitabı adama uzattım. Onun şaşkın bakışları çerçevesinde konuşmaya devam ettim. "İleride kızıl saçlı bir kız var. Ben çıktıktan sonra kitabı ona ver."

        Ardından adımlarımı hızlandırdım. Arabamın yanına geldiğimde ölü adamın orada olmadığını fark ettim. İşte Louis'i bu yüzden seviyordum, hızlıydı.

        Arabanın içine girdiğimde hız kaybetmeden direk arabayı çalıştırdım. Gaza yüklenerek gitmeye başladım. On beş dakika sürecek yolu beş dakikada gitmenin hazzını yaşarken kendimi kuzenimin evinde bulmuştum.

        "Selam, güzelim." Kollarını etrafıma doladı. Normalde sarılmayı sevmezdim. Ama bu küçük şey benim yaşama sebebimdi. Yani küçük sebeplerimden biri. "Merhaba Zaynie, hediyemi aldın mı?" Ona kızgın bakışlarımı gönderdim. "Zaynie?"

        Kıkırdadıktan sonra hatasını düzeltti. "Zayn." Onu başımla onayladım. "Güzelim, bu hediyen." diyerek elimde paketlenmemiş olan kitabı ona doğru uzattım. Tamam kendimden ödün veririm de o kadar da vermem. İstiyorsanız bir de kalpli pakete koydurtayım. Üstünde öpücüklü süs falan. Kendi içime göz devirdim.

        "Sevgilimden Son Mektup mu? Tanrım, Zaynie! Çok teşekkürler. Bunu çok istiyordum." diyerek bana sarıldı. Cümle içindeki 'Zaynie' kısmını bu sefer görmezden gelmiştim. Doğum günüydü sonuçta. yarın öderdi, değil mi?

        Kapı zilinin çalmasıyla gözüm direk kapıya kaydı. "Birini mi bekliyordun, güzellik?" Beni başıyla onayladıktan sonra daha fazla açıklama istediğimi bilerek konuşmaya devam etti. "Karşı komşumuz gelecekti. Yani kızı. Senin yaşlarında tatlı biri."

Sadist ×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin