🌺Gözleri Aşkı Arayan Divane. 爱

2.4K 244 82
                                    

"Uyanmıyor! Tanrı aşkına, hastahaneye gidelim diyorum!"

"Burada elimizden geleni yapıyoruz Jungkook, stresten bayıldı sadece. Sakin ol."

Yorgunum.. Ve dahası, ölmeye adım adım yaklaşıyorum sanki. Üstümdeki bu yorgunluğun ne derece fazla olduğunu böyle anlatabilirim sanırım.

Kulaklarımın sağır olmasını dilediğim birkaç saniye geçip gittiğinde üyelerin didişen sesleri üstüne, konuşmaya dahil olan Sejin hyungun da sesi eklenince, başım yeniden bayılmama sebebiyet verecek şekilde ağrımaya başlamıştı.

Gözlerimi açmak ve bir bebeğin dünyayı ilk gördüğü anda verdiği o tepkiyi vermek istesemde bir an bunun mümkün olmadığını biliyordum çünkü ağlayacak gücüm bile yoktu. Ben ilkbaharın aydınlığında, karanlığıma doğru yürümüştüm. Hayatın gerçekleri yüzüme öyle indirmişti ki darbesini her seferinde, canımın acısını hissetmiyordum artık.

Bedenim gibi, ruhumda uyuşmuştu. Uyuşmuştu da, kalbim neden kendine yabancı bir yol seçip uçmuştu?.

Elimi alnıma yerleştirdim ve orada tuttum bir süre. Zihnimdeki düşünceleri susturmaya çalıştım ama olmadı, başaramadım. Ve anladım ki her şey daha yeni başlıyor.

"Hyung, uyandı sanırım!"

Jungkook'un sesini duyduğumda dudaklarımı bir şeyler sarf edebilmek için aralasamda sadece, "Su." diyebilmiş ve beni yavaşça doğrultmalarına seyirci kalıp gözlerimi yavaşça aralamıştım, yoğun ışıktan dolayı acımasına aldırmadan.

Yoongi hyungun su doldurduğunu gördüğüm bardağı almaya çalışsamda izin vermemiş ve bana doğru uzanarak suyu yudum yudum içirmesiyle geri çekilmişken, "İyi misin?" sorusuna cevap verememiştim.

Ben, iyi miydim?

Bakışlarım tek tek odadaki dostlarımın üzerinde gezdiğinde anlamıştım o an.

Ben, iyi falan değildim.

Konuşmak istedim yine de. Bağırmak, hesap sormak. Yıkmak.. Sonra neden dedim kendime? Neden istiyorum ki bunları? Bağırmak senin neyine diyorum, hakkın mı var buna?

"O yok, değil mi?" diye bir soru firar ediyor dudaklarımdan her şeye rağmen. Hepsi gözlerini benden kaçırdığında ise gülüyorum alayla. Cevabını bildiğim soruyu ne diye soruyorum ki?

Bilincimi kaybettiğim o an geldiğinde aklıma, dudağımı ısırıp kaldım sonra. Jungkook'un sorusu belli belirsiz hafızama düşerken unutmaya çalıştım fakat silik bir şekilde orada kalmasına mani olamamıştım.

"Gideceğim ben." diyerek hızla kalktım yataktan ama başımın tekrar döneceğini hesap etmiyordum.

Kolumu tutup bana destek olan Namjoon hyunga bakıp başımı salladığımda bana yardım etmesine ses etmeyip ayaklanmış ve odadan dışarı çıkmıştık.

İçeri geçtiğimizde Taehyung'u ve Hae Ra'yı görmüştüm. Taehyung'un beni görüp ayaklanması bir olurken şu an herkeste bulunan o endişeli yüz ifadesinin onda da olması beni şaşırtmamıştı. Sormasına izin vermeden, "İyiyim Tae." diyerek cevaplarken derin bir nefes aldı ve bana kısaca sarılarak geri çekildi.

"Ne kadar korkuttun biliyor musun? Bu da soru mu, tabii ki bilmiyorsun çünkü sen o sırada baygınlık geçirdin! Ah dostum.. Bir daha böyle şeyler yapayım deme, uh?" ortamın dumanlı halini dağıtmak ister gibi özen gösterdiği ses tonuyla konuşurken başımı olumlu anlamda salladım ve koltukta düşmesini engellemek için etrafı yastıklarla çevrili olan miniği sarmalayarak kucağıma aldığımda Taehyung'a baktım.

idol or dad † jenmin ✓Where stories live. Discover now