-12-

12.9K 710 167
                                    

Herkese selam :) Bu bölüm Ezgi'yle Fırat'a doyun e mi :) Başka kimse yok bölümde.

Olay yok, aksiyon yok boool bol aşk getirdim size. Hadi buyurun okuyun.

Medyadaki şarkıyı dinlemenizi öneririm.

Keyifli okumalar :)

•••

Yayla evinin önüne ulaşana kadar aralarında sanki anlaşmalı bir sessizlik vardı. Ne Ezgi bir şey söylüyordu ne de Fırat soru soruyordu.

Kızın masadaki hâli hâlâ aklındaydı. Gözlerinin buğulanmasının nedenini elbet soracaktı ancak onun sessiz kalması Fırat'ı da susmaya itmişti.

Arabayı park ettiğinde Ezgi, onu beklemeden içeri girdi. İçinde bariz bir savaş vardı. Kalbi onu kendine uydurmaya çalışırken beyni inatla kabullenmeyi reddediyordu.

Son birkaç gündür sürekli ondan neden nefret ettiğini hatırlatmaya zorluyordu kendini.

Nasıl zorla evlendiğini, gelinliğe yaptığı kefen benzetmesini... Ancak kalbi bunların hepsine bir cevap buluyor, tezini çürütmeyi başarıyordu.

Artık her şeyin nedenini biliyorken geçmiş nefretini taze tutması mümkün olmuyordu.

Yatak odasına girip henüz dolaba yerleştirmediği kıyafetlerini bavuldan çıkardı. Burada ne kadar kalacaklarını bilmediğinden eşyalarını bavuldan çıkarmamıştı.

Şimdi oyalanacak bir bahanesi vardı. En azından bavulu tamamen boşaltana kadar kalbinin sesini bastırabileceğini düşündü ancak yanılmıştı.

Aslında ilk on beş dakika bunda başarılı olduğu bile söylenebilirdi. Aralık kalan kapıdan kocasının konuşmasını duyunca bariz bir hezeyana uğradı.

Fırat, kapıdaki korumalara gerekli talimatları verdikten sonra içeri girmişti. Ezgi'nin salonda olmadığını görünce üzerini değiştiriyor olduğunu düşünüp divana oturmuştu ki çalan telefonu ilgisini dağıttı.

Harun arıyordu. Ona olan siniri çoktan uçup gitmişti. Hatta kızdaki değişimi görünce anlattığına memnun bile olmuştu.

Arkadaşını daha fazla bekletmeden telefonu açıp kulağına yasladı.

"Söyle kardeşim."

Sesi öylesine içten çıkmıştı ki Harun rahatlamayla karışık derin bir nefes aldı.

"Abi?"

"Söyle dedim ya kardeşim."

"Affettin mi beni?"

"İnsan kardeşine küs kalabilir mi hiç?"

"Eşeklik ettim. İşine karışmamam gerekirdi."

"İçin rahat olsun. Her şey yolunda."

Kısa bir sessizlik oldu. Harun, duyduklarına memnundu.

"Öyle diyorsan..."

"Sen niye aradın?"

"Abi, Hakkı söyledi. Yayla evinde kalıyormuşsunuz. Ben iyi misin diye merak ettim."

Fırat, buruk bir tebessümde bulunup etrafına bakındı. Duru öldüğünden beri ne o ne de Mehmet Bey bu eve adım atmıştı.

Duru bu evi o kadar çok severdi ki elinden gelse haftanın birkaç günü buraya gelmeyi isterdi.

Hatta eve ilk girdiği zaman onun kahkahaları adamın kulağına dolmuştu. Kendisi için bunun çok zor olacağını sanmıştı ancak her nasıl olduysa Ezgi'nin bu evdeki varlığı sanki onu huzura kavuşturmuş, geçmiş acılarının üzerine sünger çekmişti.

Sen Ölme Diye || Berna AslıhanWhere stories live. Discover now