-9-

11.6K 774 193
                                    

Medyadaki şarkıyı dinleyerek okumanızı öneriyorum. Zira kendileri Fırat'ın şu anki ruh hâlini fazlaca yansıtmakta :)

Keyifli okumalar :)

•••

Saatler geçmişti. Ezgi, üzerindeki öfkeyi biraz olsun atmıştı. Dolaba doğru ilerleyip beyaz bir gecelik çıkardıktan sonra üzerine geçirip yatağa uzandı.

Fırat'ın nerede olduğunu ne zaman geleceğini umursamadı bile... Ona öylesine kızgındı ki bir daha gelmese nerede olduğunu sorgulamazdı.

Nasıl olup da bu kadar soğukkanlı davranabildiğini anlayamıyordu. Adam öldürmüştü. Hem de eli bile titremeden. Bunu bir de kendisi için yaptığını söylüyordu ya, onunla beraber kendine de öfkeleniyordu.

Yatağa uzanmış tavanı izlemeye devam ederken odanın kapısı açıldı. Fırat gelmişti. Yattığı yerden kalktı. Sanki söyleyeceği her şeyi söyleyip de zehrini akıtmamış gibi adamın gözlerine nefretle baktı. Ancak onun gözlerindeki bakışı görünce söyleyeceği her şeyi yutup sessiz kaldı.

Saçları darmadağındı. Beyaz gömleğinin birkaç düğmesi açıktı. Gözleri kızarmıştı ve aldığı kokuya bakılırsa sarhoştu. Tam ona yatıp uyumasını söyleyecekti ki Fırat ağır adımlarla kıza doğru ilerledi.

Merakla onun ne yapacağını izliyordu. Kızın karşısına dikilip kızarmış gözleriyle baktı.

"Sen iyi misin?"

Genç adam, başını iki yana sallarken senelerdir akmasına izin vermediği bir damla yaşın yanağından süzülüp akmasına izin verdi.

"Fırat?"

Telaşlanmıştı. Kocasını ilk defa bu hâlde görüyordu. Henüz onu ağlatan şeyin ne olduğunu düşünmeye fırsat bile bulamadan adam kendini dizlerinin üzerine bıraktı.

Başını kızın karnına yaslarken kollarını beline sardı. "Yapamıyorum. Olmuyor."

Ezgi, ne diyeceğini bilemedi. Koskoca Fırat Kaçkaroğlu, önünde diz çökmüş küçük bir çocuk gibi ağlıyordu.

Dakikalar sonra, "Neyi yapamıyorsun?" diye sordu.

"Senden uzak duramıyorum. Sensiz kalamıyorum. Hiçbir şey yokmuş gibi davranamıyorum."

Genç kız, duydukları karşısında tepki veremedi. Yüksek ihtimalle sarhoş saçmalaması diye düşündü. Ancak çok yanılıyordu.

Fırat, başını yukarı kaldırıp karısına baktı.

"Ezgi?"

"Efendim?"

"Bir kere gülsene... Çok ihtiyacım var. Lütfen..."

"Fırat, sen iyi değilsin."

Buruk bir tebessümde bulundu.
"Değilim. Haklısın. Sensiz hiç iyi değilim. Hani o koca koca gözlerini gözlerime dikip öldürmek ister gibi bakıyorsun ya, diyorum ki öldürsün be! Öldürecekse o öldürsün."

"Bak çok sarhoşsun-"

"Olabilir. Sarhoş da olsam anlatacağım sana canımın nasıl yandığını. Belki beni anlarsın. Ha? Olmaz mı? Anlayamaz mısın?"

Genç kız, kocasının gözlerinden akan yaşları izlerken sessiz kaldı. Zaten verecek bir cevabı da yoktu. Sadece onun devam etmesi için bekledi.

Sen Ölme Diye || Berna AslıhanWhere stories live. Discover now