-3-

14.1K 757 200
                                    


Gün ışığı odayı doldururken genç kız, rahatsız bir tavırla kolunu gözlerine kapattı. Uyanmak istemiyordu. Her şeyin bir rüya olmasını dileyerek gözlerini daha da sıkı yumdu. Şimdi yavaşça gözlerini açacaktı ve karşısında tuval takımını görecekti.

Üçe kadar saydı, derin bir nefes aldı ve gözlerini araladı. Karşısında duran adamı görünce korkuyla irkilip yatakta geri geri gitmeye çalıştı.

Fırat, yatağının karşısındaki duvara yaslanmış sessizce pencereden dışarıyı izliyordu.

"Uyandıysan kalk, hazırlan. Geç kalıyoruz."

"Sen ne yapıyorsun orada?"

Bakışlarını pencereden uzaklaştırıp kıza baktı. "On dakika sonra aşağıda ol."

Odadan çıkıp aşağı indiğinde birkaç koruma içeri girmiş onu bekliyordu.

"Arabayı hazırlayın. Çıkacağım birazdan."

"Hazır abi."

Bu kez Harun merdivenlerden indi. "Abi, çıkmadınız mı hâlâ?"

"Yeni uyandı. Çıkacağız birazdan."

"İyi." Elindeki zarfı uzattı. "Sağlık raporu dışında her şey hazır."

"Eyvallah."

Fırat, zarfı ceketinin iç cebine yerleştirip Ezgi'yi beklemeye başladı. Birkaç dakika sonra merdivenden gelen sesleri duydu. Bıkkınca, "Nihayet." deyip kapıya doğru yürüdü.

Bahçeye çıktıklarında iki araba onları bekliyordu. Fırat kendi arabasına binip kızın gelmesini bekledi. Çok geçmeden Ezgi de arabaya yerleştiğinde yola çıkmaya hazırlardı.

•••

Genç kız, hastane merdivenlerinden aşağı inerken kolundaki pamuğa daha sıkı bastırdı. İğnenin sebep olduğu ağrı tüm koluna yayılmıştı.

Hemşire acemi miydi yoksa stajyer miydi bilmiyordu ancak tek seferde damarı bulamamış tabiri caizse kıza eziyet etmişti. Bu sırada onları yan koltuktan izleyen Fırat, yumruğunu öfkeyle fazla sıkınca kan almaya çalışan hemşireden şöyle bir uyarı duymuştu:

"Beyefendi yumruğunuzu çok sıkıyorsunuz iğne kırılacak."

Bu uyarıyı duyunca elini gevşetse de Ezgi'nin yüzündeki acı dolu ifadeyi her gördüğünde ondan kan alan hemşireyi öldürmek istemişti.

Nihayet tüm işleri bittiğinde hastaneden çıkmışlardı.

"Bin arabaya."

Kızın kapısını açınca Ezgi, şaşkın bir ifadeyle adama baktı ancak bir şey söylemeden bindi.

Fırat, torpidoya bıraktığı silahı kontrol edip tekrar yola koyuldu. Onları takip eden iki araba da peşlerindeydi.

Belediye binasının önüne ulaştıklarında yanında oturan kıza uyarı dolu bakışlar attı.

"Rahat duracaksın. Yoksa neler olacağını biliyorsun."

Sen Ölme Diye || Berna AslıhanΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα