(29) HOŞGELDİN

22.6K 1.6K 242
                                    

Multimedya: Nazlı ve Harun ❤

Ortalıkta yankılanan bağırışmalar birbirine karışırken Hasret'in sesi kulaklarımda  yankılanıyordu.

"Kendi karısına bile tecavüz edip defalarca dövmedi mi?"

Hasret'in babası, onun kolundan çekip zorla götürürken hala bağırıyordu.

"Sürekli beni taciz ediyor bu adam. Bana kimse inanmayacağı için sustum hep. Karısının çığlıklarına bile hepiniz kulaklarınızı kapatırken beni de duymayacağınızı biliyordum. Sevgilisini bu eve getiren, karısını döverek karnındaki bebeği öldüren..."

Babası Hasret'i zorla çekip götürürken söyledikleri kanımı dondurmuştu. Bunlar gerçek olamazdı. Ömer abi bu kadar cani olamazdı. Ablam bu kadar şeye dayanmış olamazdı. Kolumda hissettiğim dokunuşla başımı çevirince Gülsüm anneyi gördüm.

"Kızım gel aşağı inelim biz."

"Ne yaptınız siz ablama? Neler yaşadı bu evde? Hasret yalan söylüyor değil mi? İftira atıyor. Bunlar doğru olamaz." Sinirden bütün vücudum titriyordu. Hasret yalan söylüyor olsa bile ablamın adının böyle geçmesine dayanamıyordum.

"Sakin ol kızım. Bir şey olmadı. Gel oturup konuşalım."

Merdivenlerden inerken düşmemem için Gülsüm anne kolumdan tutmuştu. Bütün gücüm tükenmiş gibi hissediyordum. Salona girince Sultan hanım karşıma dikildi.

"Geçmiş zaman, ne olmuşsa olmuş. Hepimiz dayak yedik, hakaret duyduk. Ablan adamakıllı otursaydı dayak yemezdi."

"Ana yeter! Çık burdan! Herkes çıksın!" Ömer abinin bağırmasıyla salondaki herkes çıkarken sadece Gülsüm anne ve Ömer abi kalmıştı.

"Ben küçüktüm, aklım ermiyordu. Ama annem söylüyordu hep; kızımın o evde huzuru yok, kızım mutsuz. Gerçekten mutsuz muydu ablam?"

"Nazlı!"

"Kızımın yüzü gülmüyor artık, derdi annem."

"Nazlı." Diye seslenen Gülsüm anneye baktım.

"Bunlar geçmişte kaldı kızım. Evet, ablan zor günler geçirdi. Buraya alışması zor oldu. Her ailede huzursuzluk olur. Şimdi geçmişi kurcalayıp kendi huzurunu da bozma."

"Tecavüz mü etti ablama? Bebeğinin ölümüne mi sebep oldu? Siz... siz bunun üstünü kapatmaya mı çalıştınız. Bunlar yalan deyin ne olur." Deyişime Ömer abi cevap verdi.

"Hiçbir şey düşündüğün gibi değil Nazlı. Evet hatalarım, günahlarım çok. Bunun özrü yok, bahanesi yok. Ama o zamanlar herşey çok farklıydı. Birbirimiz hep yanlış anla..."

"Yalan değil öyle mi? Ablamın çığlıklarına sessiz mi kaldınız hepiniz? Vicdanınız sızlamadı mı? Beni de kandırdınız. Ablamın acı çektiği eve beni gelin aldınız. Ben acı çeksem bana da sessiz kalacaksınız öyle mi?"

"Kızım, ben bu eve değil, oğluma güvenerek istedim seni. Harun da bu evde yapamayacağını bildiği için önceleri evlenmek istemedi. Bu evde yaşamayı istemedi."

Hasret'in annesi Hatice abla salona gelince konuşmamız yarıda kaldı.

"Kızımın yaptığı terbiyesizlik yüzünden ne diyeceğimi bilmiyorum. Daha önce de yalanlarına şahit olduk. Ömer beyi de yıllardır biliyoruz. Kötü bir şey yapmayacağına eminim. Bizi burdan kovsanız haklısınız. Hasret artık burda kalmayacak. Ablasına gönderiyoruz. Zaten isteyeni vardı. Babası haber gönderecek, gelip istesinler. Evlenene kadar ablasında kalacak. Biz de en kısa zamanda gideriz burdan."

ÖMRE BEDELWhere stories live. Discover now