(4) BAŞ BELASI

28K 1.6K 200
                                    

Multimedya: Harun

Yasin'e gerekli cevabı vermek için Harun'un yanımdan uzaklaşmasını bekliyordum ama Harun, sanki inat etmişçesine başımda dikilmiş bana bakıyordu.

"Neyse ben daha fazla keyfinizi kaçırmayayım. Anlamam gerekeni anladım ben." Diyen Yasin'in sesinden sonra telefonun kapanma sesi çınladı kulağımda.

Hırsla yerimden kalkıp Harun'un karşısına dikildim. Şu an bütün hırsımı ondan çıkarmak istiyordum. Öfkeyle baktığım yüzündeki sırıtması, beni daha fazla çileden çıkarmıştı. Ağzımı açsam kötü şeyler çıkacaktı ağzımdan. O yüzden sessiz kalmalıydım.

Öfkemi içime gömüp arabaya doğru yürürken kendi kendimi telkin etmeye çalışıyordum. Sakin olmalıydım. Öfkemi başkasından çıkarmaya hakkım yoktu. Her ne kadar bunun sebebi Harun olsa da bilerek yapmamıştı. Arkamdan gelen Harun'un sesiyle peşimden geldiğini anlamıştım.

"Neden seni bu kadar üzmesine izin veriyorsun?" Demesiyle olduğum yerde durup bakışlarımı Harun'a çevirdim. Lafı uzatırsa haddini bildirecektim.

"Ne diyorsun sen be?"

"Ne dediğimi duydun. Ama tekrar duymak istiyorsan bir daha tekrarlayayım. Neden se..."

"Duymak istemiyorum. Mümkünse hayat boyu senin sesini duymak istemiyorum. Sus ve huzur ver."

Bir şey söylemeden yanımdan geçip arabasına binince ben de arkaya, yeğenlerimin yanına oturdum. Çocukların gülüşüp konuşması bile moralimi düzeltmeye yetmiyordu. Bir an önce eve gidip odaya kapanmak istiyordum.

Harun da sessizleşmişti. Yol boyu çocuklar bir şey sormadıkça konuşmamıştı. Eve giden yolu geçip başka bir  girince hemen itiraz ettim. Daha fazla dışarda duracak halim yoktu.

"Nereye gidiyoruz?" Diye soruşuma karşı sessiz kalınca Eyüp cevap vermişti onun yerine.

"Yemeğe gidiyoruz teyze. Sonra eve gideceğiz."

"Bana sordun mu beni getirirken? Ben eve gitmek istiyorum. Beni eve bırak, sonra nereye istersen git."

Söylediklerime karşı hala sessizdi Harun. Arabayı durdurunca çocuklar arabadan inmişti. Ben ise kalkmadım yerimden.

"Bir şey soruyorum sana. Bana sordun mu buraya gelirken? Eve gitmek istiyorum ben."

"Sana bunu sormaya gelmiştim yanına ama sen sesimi duymak istemediğin için soramadım. Biz yemeğe gidiyoruz."

"Ben burda mı kalacağım?"

"O senin sorunun. Madem yemek istemiyorsun ya burda bekle ya da eve git."

"İyi! Size afiyet olsun. Burda bekliyorum ben."

Harun arabadan inip çocukları alarak restorana girerken çocuklar arkalarına bakıp duruyordu.

Başımı eğip öndeki koltuğa yasladım. Kafam öylesine yorgundu ki binlerce ses uğulduyordu sanki. Yasin tekrar aramamıştı beni. Şu durumda aramaması daha iyiydi benim için. Birkaç tane mesaj sesi gelmişti ama açmamıştım mesajları. İkimizde sinirliydik ve konuşmak için sakinleşmeyi bekliyordum.

Arabanın kapısının açılma sesiyle daldığım düşüncelerden sıyrılıp başımı kaldırınca Harun'u ve çocukları görünce şaşırmıştım. Bu sürede yemekleri bile hazırlanmazdı. Harun, çocukları yanıma bindirip kendisi yerine oturunca elindeki poşetleri yanındaki koltuğa bırakmıştı.

"Biz içerde yemek istemedik teyze. Evde hep birlikte yiyelim. Sen de ye ama tamam mı?"

Yanağımı okşayarak konuşan Berfin'in elini tutup avuç içini öptükten sonra içten bir gülümsemeyle onayladım söylediğini.

ÖMRE BEDELWhere stories live. Discover now