(20) YENİ BİR HAYAT

31.3K 1.8K 624
                                    

Harun haklıydı. Bu evde yaşamak istemediğini nişanşandığımız zaman söylemişti. Uzakta yaşamak istiyordu ama yeğenlerimden uzak kalamazdım ben. Onların bana ihtiyacı vardı. Onlar için kabul etmiştim bu evliliği. Onlar sayesinde daha çabuk alışmıştım bu evde yaşamaya.

Ama henüz evliliğe alışamamıştım. Neredeyse üç hafta olacaktı evleneli ama evli gibi değildim. Evlendiğim gün Ravza hastalanmıştı ve ilk günlerimi hastanede geçirmiştim hep. Ameliyattan sonra ise sürekli Ravza'yla ve ziyarete gelenlerle ilgilendiğim için kendimi toparlamaya vaktim olmamıştı. Eyüp'le Berfin'e bile çok ilgi gösterememiştim.

Harun'la aynı odayı, aynı yatağı paylaştığımız halde belli bir mesafe vardı aramızda. Harun elinden geldiğince yakınlık kurmaya çalışsa da samimi gelmiyordu bana. Eşi olduğum için mecburiyetten alışmaya çalışıyordu. Gözlerinde o sıcaklık yoktu. Fotoğraflarda gördüğüm o sıcak bakışlardan çok farklıydı bana bakışı. Sevmeye başlamıştı beni ama bir arkadaş gibi, ailesi gibi. Eski halimizden tek farkı; artık nefret etmiyordu benden.

Gün içinde beni merak edip aramamıştı hiç. İşten çıkış saati yaklaştığında telefonumun çalmasıyla Harun'un aradığını gördüm.

"Nasıl oldun şirin canavarım? Ağrın devam ediyor mu?"

"Daha iyiyim."

"Sesin iyi geliyor. Aklım sende kalmıştı. Bir isteğin var mı?"

"Iıı... şey... yok." Aslında canım fena halde tatlı ve çikolata istiyordu ama Harun'dan bir şey istemeye alışık değildim. Harun da çikolatayı çok seviyordu ve odadan hiç eksik etmezdi. Ama ben iki gündür odadaki çikolataların hepsini tüketmiştim.

"Emin misin?" Deyişine "Evet" diye cevap vermemle daha fazla ısrar etmemişti.

Akşam yemeği vaktine kadar kendimi biraz daha toparlamıştım. Çok iyi değildim ama ayakta duracak kadar iyiydim. Aşağı ineceğim sırada Harun'un odaya girdiğini görünce şaşırdım. Her zamankinden daha erken gelmişti.

"Hoşgeldin."

"Hoşbulduk hatunum. Nasıl oldun?"

"Daha iyiyim." Derken komidinin üzerine bıraktığı poşetler dikkatimi çekti.

"Poşetlerde ne var?"

"Duyduğuma göre senin canın çok tatlı şeyler istiyormuş. Bana saldırma diye başka tatlılar aldım. Benim kadar tatlı olmasalar da idare et."

Harun lafını bitirmeden ben poşetlere saldırmıştım bile. Poşetlerdeki tatlılar ve çikolataları görünce çocuklar gibi sevinmiştim. Benim sevdiğim çikolatalardan almıştı.

"Ya sen harikasın." Diyerek sevinçle boynuna sarılıp dudağının kenarına bir öpücük kondurmamla neye uğradığını şaşırdı.  İlk kez böyle öpmüştüm onu.

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.
ÖMRE BEDELKde žijí příběhy. Začni objevovat