Bölüm 30

476 39 3
                                    

Yazar Notu; Selam! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir! Evet, hikayeyi takip edenlere mutlulukla bildiririm ki artık TFF'deki bölümleri koymayı bitip yeni bölümlere geçmiş bulunmaktayım. Bu bölüm de yeni bölümlerin ilki. Uzun zaman sonra Lark'ı tekrar yazmaktan büyük bir keyif aldım. Çünkü en kolay ve zevk alarak yazdığım karakterlerden birisi kendisi. Ve yazarken büyük zevk veriyor onu kaleme almak.

Umarım siz de beğenirsiniz. Artık işleri biraz daha heyecanlı bir hale sokup yavaş yavaş sırlar odasını bitirmeye doğru ilerleyebiliriz.

Yeni bölümlerde görüşmek üzere. Hikaye ile ilgili herhangi bir öneri veya ricanız varsa yorum yapmaktan çekilmeyin. Görüşlerinizi olabildiğince dikkate alırım yazarken.

Görüşmek üzere!

Bölüm 30

Slythernlilerin sinirini bozacak bir sürü şey olabilirdi; Mesela Gryffindor'la ortak ders almak, Gryffindor'lu bir aptalla ortak ödev yapmaya zorlanmak ya da Gryffindor'lu bir aptalla aynı havayı solumak, Gryffindor'un o aptal aslan amblemli cübbelerini görmek.. Hepisinin de ortak noktası, kolaylıkla anlaşıldığı üzere Gryffindor'du! Bir Slytherin'in sinirini mi bozmak istiyordunuz; Ona sarı-kırmızı renklerde aslan sembollü aptal bir atkı verin. Bir Slytherin'i öfkelendirmek mi istiyordunuz; Ona Gryffindor'lu bir ahmağı gösterin! Bir Slytherin'i cezalandırmak mı istiyordunuz; Onu Gryffindor kıyafetlerinin içine sokup, Gryffindor ortak salonuna bırakın!! Lark, Pansy ve Blaise bunu ilk elden tecrübe ediyordu şu anda..

Ron Weasley görünümündeki Blaise, Gryffindor ortak salonunda elinden geldiğince insanlarla az temas kurarak dolaşırken Lark'ın –ki kendisi şu anda gözlük ve alnındaki yara iziyle tamamiyle Harry'e benziyordu- omzundan tuttu. "Seni geberteceğim" diye fısıldadı sinirli bir şekilde. Lark sanki her zamanki alışkanlığıymış gibi gözlüklerini oynattı eliyle. "Sakin ol Ron!" diye uyardı alaycı bir tonda. Bu sırada Pansy, -yani Granger'ın görünümündeki Pansy- saçlarıyla oynuyor Hermione'nin saçlarına nasıl katlandığıyla ilgili bir şeyler mırıldanıyordu.

"Evet çocuklar" dedi Lark tıpkı Harry'nin yaptığı gibi yüzüne büyük bir gülümseme kondurarak. "Diğerleri işlerini bitirene kadar biraz dayanacağız. Yarına kadar sabretmemiz gerekiyor. O zaman kadar istediğimizi yapabiliriz. Unutmayın, şu anda Granger ve Weasley'siniz yani ne halt yerseniz yiyin yarın hesabını onlar verecek".

Lark'ın sözlerinden sonra karşısındaki çocukların bütün öfkesi uçup gitti. Blaise haylaz bir şekilde baktı arkadaşlarına. "Bunu daha önceden söyleseydin ya!" dedi rahatlamış bir şekilde. Pansy ise hala ikna olmamış bir şekilde saçlarını kontrol ediyordu. "Eh, bu eziyeti çekiyorum madem, karşıma çıkan fırsattan da yararlanacağımı bilmeni isterim."

Lark etraftaki Gryffindor'lara göz gezdirdi biraz. Herkes kendisinden –Harry'den- uzak duruyor gibiydi. Onunla göz teması kuranların sayısı bile azdı. Kardeşinin ne büyük bir baskı altında olduğunu anlayabiliyordu şu an. İçinden gelen histerik kahkahalar atma arzusunu tutmaya çalıştı. Harry'nin bütün iyi çabalarının, diğerlerini koruma isteğinin karşılığı bu şekilde veriliyordu ona; Bir dışlanma! Cüzzamlı birinden kaçar gibi ondan kaçınma!

Lark, öfkenin kendisini ele geçirmeye başladığını hissedince gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi. Tekrar gözlerini açtığındaysa kendisine endişeli gözlerle bakan Pansy ve Blaise ile karşılaştı. Arkadaşlarının Granger ve Weasley görünümünde olması, o endişeli bakışların etkisini azaltıyordu ne yazık ki!

Yeterince sakinleştiğine karar veren Lark diğerlerine bakarak "Evet" dedi, "Siz isterseniz ortak salonda takılabilir siniz çocuklar. Benim halletmem gereken birkaç ufak iş var". Hermione'nin kaşları kalktı. "Harry, ne olduğunu açıklamak ister misin acaba?" zoraki bir naziklikle sordu. Lark onun kulağına doğru eğilerek "Şu Fletchley işini düzeltmem lazım" diye fısıldadı arkadaşının kulağına.

Slytherinde Bir Potter/HarryPotter FanficWhere stories live. Discover now