Ekstra Bilet

94 5 0
                                    

2K’yi geçmişizı!!! ÇOOOK mutluyumm hepinize teşekkürler. Multimedia’da “Selim” vaaar :D Herkese iyi okumalar :) Eğer beğenirseniz votelayıp yorum yaparsanız çoook mutlu olurumm <3 Bu bölüm yalnızca Mira’nın ağzından yazıldı. İyi okumalar <3

Bölüm Şarkısı: Sia - Chandelier

#MİRA KARATAŞ#

Titreyen ellerimdeki not bir tüy gibi süzülerek yere düştüğünde, bağlı olduğum makineden gürültülü sesler geliyordu.

En son hatırladığım şey, Almanca konuşan birkaç beyaz hemşire üniforması giymiş bayan ve erkeğin kapıya hızla açıp bana doğru gelmesiydi. Ondan sonra her şey bulanıklaşarak kararmıştı.

Birkaç doktor ve okuldaki yürütmeden birkaç kişi odama girdi. Uyanmıştım. Genç, hafif tombul ve bakımlı bayan hemşirenin bana verdiği tavuk suyu çorbasını içiyordum.

Doktorlar Almanca bir şeyler söyleyip gittiler.

“Hayatım, aileni aradık. Olanlar hakkındaki bilgiyi verdik: artık oksijen tüpü takviyesine ihtiyaç duymayacakmışsın, bir sürelik. Doktorlar akciğerlerinde çok fazla iltihap sıvısı biriktiğinden ve beynine oksijen gitmediğinden bayılmış olduğunu söylediler. Kısa bir operasyondan sonra akciğerlerindeki sıvı alındı; iltihap azaltıldı. Ama bu hastalığının devam etmeyeceğini göstermiyor. Sadece; bir süreliğine bu hastalıktan kurtuldun. Ama ailen ilk uçakla buraya gelmekten vaz geçirmedik. Velilerin seni hastaneden alacak.” dedi müdürümüz.

Odadaki herkes tebrik etti ve alkış tuttu.

Buruk bir gülümsemeyle onlara baktım. Sonra da kapıdan çıkışlarını izledim.

Masamın yanında duran telefonumla Barış’ı aradım ve ona Whatsapp’ten mesaj attım.

M: Barış, hemen buraya gelmelisin. Çok acil!

Birkaç dakika sonra mesaj geldi.

B: Ne oldu?

M: Hemen gel, birazdan ailem gelecek acele et. O zaman anlatamam.

B: Tamam, hemen geliyorum.

Yarım dakika kadar sonra Barış kapımda belirdi. Ben de ona notu ve fotoğrafı gösterdim.

Yatağımın kenarına oturup fotoğrafa baktı, sonra da notu okudu.

“Diyecek bir şey bulamıyorum…”

“Ben de.”

“Ne yapacağız? Benim olursun derken neyi kastediyor? Sapık mıdır nedir! Geri zekâlı! Sen kimin hoşlandığı kıza benim olursun diyorsun?!” dedi ve az ötede duran deri koltuğa oturup başını öne eğdi ve ellerini darmadağan ipeksi saçları arasında gezdirdi.

‘Benim hoşlandığım kız’ mı? Barış benden mi hoşlanıyordu? Kalbim hızla çarpıyordu ki bunu yanımda duran ve kalp atışlarımı kaydeden gürültülü makine onaylıyordu. Peki, neden bunu başkasına söylemiyordu ve üzerine bir de Buse’yle beraberdi?

“Sakin ol.” dedim soğuk bir sesle.

“Olamam. Koskocaman bir bilinmezliğin ortasındayız.”

“Haklısın ama he şeyi oluruna bırakmalıyız.”

Kapı açıldığı gibi annem ve babam içeriye koştu.

“Canım kızım!” dedi annem ve boynuma sıkı sıkı sarıldı. Güzel, yaz akşamında tüm kokusunu havaya salmış bir yasemin ağacı gibi kokuyordu.

Kar BeyazWhere stories live. Discover now