"Şey buralarda deniz var mı?" tabi ki de var gerizekalı, karadeniz burası sonuçta of adamda diyecek ki bu ne gerizekalı bi kız böyle diye.
"Var, hatta çok güzel bir yer biliyorum. Pek kimse gitmez oraya, denizin rengi.." dediğinde biraz daha yaklaş...
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
| balayı 1 |
Çıktığımızda deniz uyuyordu, tahir böylesinin daha iyi olduğunu düşünmüştü. Yoksa hem deniz ağlardı, hem onun ağlamasını görünce ben ağlardım. Asiye ablanın hazırladığı bavulun içine bakamamıştım bile. Allah bilir içinde neler vardı, eminim hayatta giymediğim görmediğim şeyler vardı içinde. Ben arka koltukta arkaya yaslanmış, gözlerimi kapatmıştım. Yorgunluk vardı üstümde, bir de gelinliğin ağırlığı hala üstümdeydi. Mustafa abiyle tahir de arabaya sessizce binince, araba yerinden oynamaya başladı. Benim göz kapaklarım ağırlaşıyordu, açmak için çok üşeniyordum.
"Helal olsun abim," diye konuşmaya başladı mustafa abi, neyden bahsettiğini anlamak için sessiz kalıp devam etmesini bekledim. "Bir kaç ay önce bağa biri nefes tahire geri dönecek dese inanmazdım, ama çok sevindum adına.. daha mutlu görüniysin."
"Nefesle aramızdaki bağ çok değişik be abi," diye başladı tahir, uyuyor numarası yapmakta bazen iyi sonuçlanmıyor. Sonra kendini kötü falan hissedebiliyorsun. "İkimizde birbirimizden kaçsak, sonunda yine birbirimizi buluyoruz. İlişkimiz tanıştığımız günden beri böyle."
"Sizin ilişki çokta uzun sürmemişti ama, bir sene miydi?"
"Hmm, bir buçuk. Sonra ben gittim zaten."
Uyku fena basmaya başlıyordu, artık kulaklarım da duymamaya başlamıştı. "Oğlum sen ne diye gittin ki kızdan?"
• • • •
"Nefes," kulağımın dibinde sesimi duyunca biraz yerimde döndüm. Gözlerimi açmak istiyordum, ama kapaklarım hala çok ağırdı. "Nefesim hadi uyan uçağımıza geç kalacağız yoksa."
Gözlerimi ovuşturup açmadan ayaklarımı arabadan dışarı attım. "Çok uykum var ya," derken azıcık gözlerimi araladım. "Ne olacak benim bu halim?"
Tahir sağlam bir kahkaha atınca az da olsa gözlerim biraz daha açılmıştı, o güzel gülüşünü görmek için kim açmazdı ki gözlerini? "Uykuluyken çok hoşuma gidiyorsun ama kalkman gerek." elimden tutup beni arabadan çıkardı. Kaldırımda dururken bile elimi bırakmamıştı.
"Bu da ikinci bavul," mustafa abi iki bavulu önümüze koyup bagajın kapısını kapatıp yanımıza geldi. "Hadi koçum iyi eğlenceler." tahirle göz göze gelince gülümsedim, elimi daha sıkı tuttu.
"Sağol abim," elimi bırakmadan abisine sarıldı. Sonra mustafa abi benim karşıma geçti. "Uçağı kaçıracağız hayde daa!"
"Hadi ha bu uşağa iyi bak ha gelun hanum," göbeğini gösterip "Evlilik bağa yaradı oğa da yarasun."
