4 | sen neden babam değilsin?

14.4K 637 54
                                    

| sen neden babam değilsin? |

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

| sen neden babam değilsin? |

Tahir düşüncelerini bir kenara bırakıp bir hışımla hıçkırıklarla ağlayan denizin yanına koşmuştu. Nefes kızını ağlarken görünce içi parçalanıyordu, o da ağlıyordu bir yandan. Denizin nasıl düştüğünü kimse görmemişti, ama çok sesli ağlıyordu kesin bir şey olmuştu. Tahir nefesin çaresizliğini görünce denizi kucağına alıp onu da yerden kaldırdı. "Tamam minik kuş bir şey yok, ağlama tamam..abim.." nefes tahirin her abim demesinde daha çok kahroluyordu, ona durumu anlatmak zorundaydı. "Sende ağlama artık nefes bak denizi daha çok korkutuyorsun." tahir bir yandan nefesi elinden tutup arkasından sürüklerken diğer yandanda denizi sakinleştirmeye çalışıyordu. Arabaya geldiklerinde tahir denizi arka koltuğa yerleştirdi, nefes kızının yanına oturunca tahir hemen hastahaneye sürdü arabayı. Nefes o anki şokla her an bayılabilirdi. Kızına kötü bir şey olması ihtimali onu çok korkutuyordu. Çünkü kızı için yaşıyordu, hayatında sadece deniz vardı..

Hastahaneye geldiklerinde denizin ayağının sadece biraz incilmiş olduğunu öğrendiklerinden beri nefes çok sakinleşmişti. Deniz çok rahattı, tahir abisi onu sakinleştirmişti. "Tahir abi?" nefes denizin her abi deyişinde parçalanıyordu. Nasıl diyecekti nefes? Nasıl açıklayacaktı?

"Efendim minik kuş?"

"Benim babam yok biliyor musun?" deniz babasını hiç görmemişti, annesi hiç fotoğrafını göstermemişti. Bilmiyordu ki babası karşısında 'abisi' olarak oturuyordu. "Bizi bırakmıştı, istememişti değil mi anne?"

"Ula nasıl istemez? Sen dünyanun en güzel kızısın da, senin baban halt etmiş!" tahir kızmıştı, bi yandan babasının o olduğunu düşünüp kendi kendini yiyordu. Bi yandan da nefesin başka birisini bulmuş olabilme ihtimalini düşünerek kafayı yiyordu.

"Tahir-" Nefes tüm cesaretini toplamış, anlatıcaktı tahire her şeyi. Bundan sonrası tahire kalsın, benden çıksın düşüncesiyle yanlarına gitmişti. Ama nefes denizin ağızından çıkan cümleyle nefes yerinde kalakalmıştı.

"Tahir abi sen neden babam değilsin?"

————

Eve geldiklerinden beri denizin söylediği şey nefesin kafasında yankılıyordu. 'O zaten senin baban' diye bağırmak istiyordu nefes, kızından bir şey saklamak istemiyordu artık. Tahirin bakışı da aklından çıkmıyordu nefesin, 'keşke baban ben olsaydım' bakışı. Gözleri dolu dolu denize bakıyordu, eve gelene kadar da hiç gözünü ondan almamıştı. Dikiz aynasından habire denizle nefesi izliyordu. Eve geldiklerinde akşam yemeğini yiyip televizyonu karşısına geçmişlerdi.

"Deniz az sonra kim gelecek biliyor musun?"

"Kim?" deniz televizyonun karşısındaki küçük masada resim çiziyordu.

"Sen daha önce hiç görmedin ama.. dayın geliyor." nefesin abisi salih hastahaneden gelirken mesaj atmıştı nefese. İstanbuldan geliyordu, annesini babasını görmeye. Nefesin başka eve taşındığından, hatta yeğeni olduğundan haberi bile yoktu salihin. Dört sene boyunca bunu salihten ailesi saklamıştı.

"Salih dayım mi?"

"Evet annem salih dayın." kapı çalınca yerinden kalktı nefes. "a bak geldi bile." kızıyla beraber kapıya doğru gitti. Kapıyı açtığında karşında annesi, babası ve abisi duruyordu. "Anne? Baba?" gözleri dolmuştu, kızı doğduğundan beri hiç nefesin yüzüne bakmamıştı ailesi. Şimdi kendileri gelmişti, konuşmaya karar vermiştiler.

"Anne bunlar kim?" küçük kız dedesiyle annanesini gösterip kaşlarını çattı. Nefes onlardan da hiç bahsetmemişti kızına, ne çok şey saklıyordu kızından..

Nefesin annesi küçük kızla aynı seviyede olmak için çöktü ve kızın yüzünü okşadı. "Ben anneannen." kocasını gösterip "bu da deden." dedi ama küçük kızın dedesinin yüzü beş karıştı. Buraya gelmek istememişti belli. Küçük kızın yüzü gülmüştü, annesi dışında başka birileri olduğuna sevinmişti.

"Gelsenize içeri.." nefes gözleri dolu dolu yol verdi içeri girmeleri için. Küçük kız annesinin bacağına yapışmıştı, evlerine belki de ikinci kez misafir gelmişti. Annesinin hiç arkadaşı yoktu ki, kimse gelmiyordu bu eve. Hep beraber içeri girdiklerinde nefes abisine sımsıkı sarıldı. Çok özlemişti, içinden inşallah kızmamıştır, kırılmamıştır diye dua ediyordu. Abisi de ona geri sarılınca abisinin ne kadar düşünceli olduğu aklına gelmişti.

"Tamam ağlama, ben sana hiç kızmadım.. Senin suçun yok." nefes abisinin gözlerine baktığında onun da gözlerinin dolu olduğunu farketti. "Ama keşke daha önce öğrenseydim sana destek olabilirdim."

Nefes gözlerindeki yaşları sonunda bırakmıştı. Bi bilseydi yalnız başına ne acılar, zorluklar atlattığını. "Geçti artık hepsi." nefesin aklına küçükken ağladığında abisine sığındığı günler gelmişti. Keşke yine o günlere dönebilseydi..

"O şerefsizi de bulacağım, onu mahvedecem." nefesin kalbi kırılmıştı, korkmuştu, tahire bir şey olsun istemezdi ki hiç.

"Onun bi suçu yok.." nefesin bu dediğine kendi de inanamamıştı, tahir'i mi korumuştu? Onca yaşadığı şeyden sonra onu mu korumuştu?

"Suçu olmasaydı şu an çocuğuyla karısının başında olurdu. Onun hayatını karartıcağım."

"Anne hadi gelsene," denizin minik sesiyle abi kardeş gözyaşlarını silmişti. "Anne sen ağladın mi?" diye sorunca dayısı güldü ve küçük kızı kucağına alıp sohbet ederek oturma odasına geçti. Nefes kendine çeki düzen verip arkalarından ilerledi. Salih yeğeniyle koltuğa yerleşirken nefes babasının yüz ifadesine takılmıştı. Hala istemiyordu belki de kızını..

"Çay, kahve? Anne yemek de var, baba?" nefes heyecandan ne yapacağını nasıl davranacağını bilmiyordu. Sonuçta dört sene üstüne ilk kez evine gelmişlerdi.

"Sen yemek yapmayı biliyor musun?" diye sorunca annesi nefes gülümsedi. Kızı doğduğunda mecbur yemek yapmayı bilmeliydi, telefondan izleye izleye öğrenmişti.

"Denize hamileyken.." hamileliği aklına geldikçe gözleri doluyordu kadının, ağlayası geliyordu. Hamileliğini düşünmek istemiyordu, keşke unutabilseydi o günleri.. "Öğrendim."

"Kızım.. yanında olmadık diye kızmadın değil mi bize?" diye sorunca annesi, nefes kafasını hayır anlamında salladı. Nefes onları kapıdan girdikleri an affetmişti bile. Nefesin derdi başkaydı. "O zaman neden ağlıyorsun kızım?"

"Ben.. Benim.." düşündükçe kalbi parçalanıyordu, nefesi kesiliyordu. Kalbi durmuştu sanki. Yutkunup etrafına bakındı, deniz ortalıkta yokken söyleyip içini dökmeliydi. Dört yıldır kimseye söylemediği şeyi şu an ailesine söylemeliydi. Dört senedir nefesi paramparça eden şeyi artık başka birine anlatıp rahatlamalıydı. "Denizin.. bi kardeşi daha vardı.. doğumda.." yutkunup göz yaşlarını sildi.. "doğumda kaybettim.. Denizin ikizini doğururken kaybettim ben.."

kızımız içinWhere stories live. Discover now