25

2.7K 204 65
                                    

Jimin gerekli olan açıklamayı yapınca doktoruna yaralarını göstermişti işi bitince de terasta içki içmeye başladı. Bütün her şey onu o kadar yormuştu ki. Shailen'e sarılma isteği dolmuştu içine dudaklarını kendi dudaklarıma hapsetmek istedi. Kafası iyice gitmişti ayağa kalkıp terastan aşağıya bakmaya başladı. Arkadan duyduğı sesle doğrulmuştu

"Majesteleri." gördüğü bedenle gülümsedi

"Sana bana majesteleri deme demedim mi? Ben senin Jimin'inim Shailen." Heri şaşkınlıkla Jimin'e bakıyordu yine ona Shailen diyordu muhtemelen sarhoş olduğu için beyni Heri olduğunu algılayamıyordu

"Ben gitmeden son bir kez terasa çıkayım demiştim." Jimin kaşlarını çatıp kıza yaklaştı. Heri biliyordu ona böyle davranmadığını Shailen'e davrandığını biliyordu

"Nereye gidiyorsun? Seni bırakmam ben." diyip yanağını okşadı. İlk başlarda sedece prenses olmak istediğini düşünüyordu ama şimdi fark etmişti ki ona karşı bir şeyler hissediyordu

"Shailen'im. Gelecekteki çocuklarımın annesi kalbimin prensesi sadece sensin." yavaşça dudaklarına yaklaşınca prensi kendine çekti belki de bu duruma bir daha asla gelemeyeceklerdi. Bu yüzden eline bir fırsat geçmişken değerlendiriyordu.

_______________________________________


Odadan çıkınca ilk önce toplantının yapıldığı yere baktı ama bir sinek bile yoktu. Terasın önünden geçip Kral'ın çalışma odasına bakacakken terastaki bedenler dikkatini çekmişti kafasını uzatınca iki kişinin öpüştüğünü gördü tam gidecekken öpüşenlerden birinin Jimin olduğunu görünce olduğu yerde donup kalmıştı karşısındaki nişanlısını öyle tutkuyla öpüyordu ki. Shailen sadece izledi k drama izlermiş gibi izledi. Kendine gelince bir adım geriye atmıştı. Terasın kapısının kopçasına çarpmıştı bu yüzden de kapı geriye doğru gitmişti çıkın sesten sonra birbirlerinden ayrılıp yanına koştular. İkisi de şaşkınlıkla ona bakıyordu. Jimin'in aklının kendinde olmadığı belliydi

"Shailen az önce öpüşmüyor muyduk?" sonra anlamış olacakki hızla yan taragında duran bedene baktı. Eli ağzına gitmişti hızlıca Shailen'e döndü

***

"Shailen gördüğün gibi değil ben onu sen sandım. Aklım başımda değildi." kafamı yavaşça yere eğdim. Benim odadan çıkmayacağım konusunda emir veririken nasıl yanına gelme mi beklerdi ki? Melissa ile kaldığımız odaya doğru yürümeye başladım ama Jimin'de peşimden geliyordu. Arkamı dönüp ona baktım

"Git Jimin. Biraz yanlız kalmaya ihtiyacım var." kafasını öne eğip gitmemi bekledi. Ben odaya girince hızla vurulan kapı sesleri gelmişti. Gözlerimi kapatıp kapıya yaslandım ve kayarak yere oturdum bacaklarımı kendime çektim. Jimin'e kızgın mıydım bilmiyordum kalbim acıyordu tek bildiğim şey buydu. Yatağa girip uyumaya çalıştım ama tek yaptığın dönüp durmaktı. Kalkıp camı açtım ve kenarına oturup dışarı bakmaya başladım. Kafamı uzatıp Jimin'in odasının camına bakmaya başladım az sonra gözlerimin bulduğu gözlerle kafamı hızlıca içeri çekmeye çalışırken üst tarafına geçirmiştim. Acıyla kafamı tutarken Jimin'e baktım tekrar 'Ne yapıyor bu mal?' der gibi bakıyordu camı kapatıp perdeyi çekip yatağa yattım. Resmen çocuğa rezil olmuştum. Gözlerimi kapatıp tekrar uyumaya çalıştım bu sefer biraz başarılı olmuştum gözlerim ağırlaşmaya başlamıştı derken kapı hızlıca açılmıştı. Gelen Jimin'i görünce yerimden fırladım ve Melissa'ya baktım horul horul uyuyordu

"Sessiz ol kız uyuyor." kaşlarımı çatıp gözlerine bakmaya başladım. O da bana kızgın kızgın bakıyordu

"Kızım sen manyak mısın? Kendine zarar vermeden iki saniye duramıyor musun? Canın çok yandı sandım yüreğim çıkacaktı." ne yani kafamı vurdum diye endişelenip mi gelmişti minnağım ya. Diye düşünürken hemen kendime geldim ve göğsünden onu ittirdim

"Çık lütfen Jimin." kolumdan tutup gözlerimin içine şevkle bakmaya başladı. Beni kolumdan tutup odasına doğru çekiştirmeye başladı

"Jimin sana bırak dedim!" aslında istemiyordum ama affedemiyordum da elimi hayatımın sonuna kadar tutsa gıkım  çıkmazdı öylece ölmeyi beklerdim. Beni hızlıca odaya sokup kapıyı kapattı

"Beni deli ediyorsun." diyerek yanağımı okşadı yüzüme yaklaşıp burnunu burnuma sürttü

"Tenin her tenime değdikçe kendimden geçiyorum Shailen." dudaklarıma hafifçe bir öpücük bıraktı. Ben hiç bir şey yapmayınca bedenimi bedenime yaslayıp sertçe beni öpmeye başladı. Üzerimdeki geceliği tek seferde üzerimden çıkartıp beni yatağa yatırdı. Sadece izin verdim karışmadım, karşılık vermedim.

_______________________________________

Sabah Jimin'in yanında uyanmanın enerjisi ile doğruldum bu sefer erkenden yıkanmamıştı. Küçük çocuklar gibi uyuyordu. Yaklaşıp yanağına bir öpücük bıraktım gözlerini yavaşça açıp bana baktı

"Günaydın prensesim."

"Günaydın prensim." beni kendine çekip omzuna yatırdı. Bir parmağıyla çıplak omzumu okşamaya başladı

"Biraz daha böyle kalalım bugün sadece seninle kalmak isitiyorum." sözünü tamamladığı anda kapı tıklatılmıştı

"Ne oldu?"

"Babanız bugün on birde olan bir toplantı için hazırlanmanız gerektiğini söyledi." elini alnına koydu

"Bizi neden baş başa bırakmıyorlar?"

"Bilmem." yorganın altına girip karnımı gıdıklamaya başladı

"Ya Jimin ne yapıyorsun?" beni altına alıp kafasını yorganın altından çıkarttı

"On bire kadar çocuk yapalım." gözlerimi devirip onu üzerimden atmaya çalıştım

"Banyo yapmalıyız."

"Tamam." diyip beni kucağına aldı ve banyoya soktu küveti doldurmaya başladı gözüm istemsizce aynaya gitti. Yeri boştu

"Yeni ayna taktıracak mısın?" diklenip o da aynaya bakmakya başladı

"Kırmıyacaksan evet." gülerek ona baktım

"Tamam söz kırmayacağım." küvet dolunca beni alıp küvete oturttu. Kendide karşıma geçmişti

"Bakışacak mıyız?" bana yaklaşıp kolları arasına aldı

"Ne yapmak istersin? Şu filmlerdeki fanteziler gibi bir şey istersen bana uyar." gözlerimi devirip ona baktım

"Yok kalsın dün yeterince sevdiğini gösterdin."

"Ne yaptım ki?" yanaklarım kızarmıştı

"Öff ne yaptığını bilmiyor musun?" elirini çenesine koyup düşünüyormuş gibi yaptı

"Biliyorum sanırım. Beş kere filan yaptık değil mi bunu diyorsun." yankalarımı ellerim arasına aldım.

"Susar mısın?" elleriyle ağzına fermuar çekmişti ama hemen sonra beni kolumdan tutup ters çevirdi ve bacaklarının arsına oturttu. Hissettiğim şey çok değişikti. İnleyerek kafasını geri attı

"Shailen kendini bana daha çok bastır." utanarak uzaklaşmaya çalıştım ama ellerini kasıklarıma koyup beni kendine yapıştırdı. İnlemeleri artmıştı ileri geri hareket ediyordu ama içime girmemişti bense sadece utançtan kızarıyordum. En sonunda arkamda hissettiğim sıcaklıkla ellerini gevşettive banyonun tıpasını çıkartıp bana gülümsedi.

"Su kirlendiği için başka su doldurmalıyız." hiç konuşmamıştım öylece yüzüne bakıyordum

"Utanmış mı benim prensesim?" ses yapmayınca kafasını hafifçe yana eğdi

"Utanma bebeğim. Bunlar normal şeyler." su tekrar dolunca hızlıca köpük döküp yıkandı aynı zamanda beni de yıkamıştı. Sonra beni kurulayıp üzerimi giyindirdi ve hizmetçi kıyafetlerime bakmaya başladı. Kendi üzerini giyip dışarı çıktı bende onu beklemeye başladım.

Üzgünüm geç oldu ama işlerim vardı bu yüzden yb atamadım.

Umarım beklediğinize değen bir bölüm olmuştur kendimi affettirmek için bir bölüm daha atacağım 🤗🤗

The Rise Of The Water Kingdom (PJM)Where stories live. Discover now