2

5.5K 341 269
                                    

  Sabah olmuştu çünkü dışarıdaki yapay ışıklar yanmaya başlamıştı. Burada güneş yoktu ve aydınlanma yapay ışıktan karşılanıyordu. Jimin gözlerini açıp ayağa kalktı bugün yeni bir maceraya atılacaktı, hayatında ilk defa Su Krallığı'nın çevresinden çok daha uzak bir yere gidecekti. Pijamalarını çıkartıp tıpkı yer yüzü insanları gibi giyinmeye özen gösterdi.

Her şey tamamlanınca babasının yanına vedalaşmaya gitti, ilk defa Jimin'e sarılmış ve onu bir baba sıcaklığıyla kucaklamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Her şey tamamlanınca babasının yanına vedalaşmaya gitti, ilk defa Jimin'e sarılmış ve onu bir baba sıcaklığıyla kucaklamıştı

"Üzgünüm oğlum, elimden bir şey gelseydi seni asla o canavarların içine atmazdım." Jimin'de babasına karşılık vererek ona sıkıca sarıldı

"Sorun değil baba bunu evrenimiz ve krallığımız için yapmalıyız." babasından ayrılıp tam ilerleyecek iken onu durdurmuştu

"Bir dakika bunu unuttun." Jimin kafasını tekrar babasına çevirdiğinde elindeki iksir şişesini ona doğru uzattığını gördü ve gülümsedi

"Hatırlattığın için teşekkür ederim." diyip, alıp üzerindeki gömleğin cebine soktu

"Görüşürüz oğlum."

"Umarım baba." diyerek odasından çıktı ve arabaya bindi. Krallığı ve suyu ayıran kapının önüne geldi, bundan sonrasını yüzerek gidecekti. Kapıdan geçip kendini dünya sularının içine bıraktı yüzmesine gerek yoktu çünkü su onu gitmek istediği yere getirecekti. Gözlerini kapatıp su ile etkileşime geçti damlaların sesini duyabiliyordu

"Baksana şuna teni ne kadar da pürüzsüz, tıpkı bir prenste olması gerektiği gibi."

"Bizim krallığımıza da böyle kral yakışır, neden onu yer yüzüne gönderiyoruz ki?"

"Evet, yer yüzündeki akrabalarım oranın berbat ve kirli olduğunu söyledi." Jimin daha fazla gevezeliklerini dinlememek için gözlerini açtı ve etkileşimden çıktı hızlı bir şekilde yukarı doğru ilerliyordu kendini serbest bırakıp suyun onu taşımasına izin verdi.

   Yaklaşık bir saat sonra güneş ışıklarının denizi aydınlattığı yere varmıştı. Suyun hissinden bile buraların kirli olduğunu anlayabiliyordu. Güneşin tenindeki hissi çok değişikti ve bu hoşuna gitmeye başlamıştı. Güneşin etkisi artarken suyun yüzeyine çıkmıştı, etrafına bakınmaya başladı etrafta kimsecikler yoktu kıyıya doğru ilerledi. Üzeri ıslaktı ama kıyıya varınca su damlaları hızla bedeninden uzaklaştı. Bu durumu bir yer yüzü insanı görse delirme raddesine gelebilirdi. Olduğu yerde bekleyip diğerlerinin de gelmesini bekledi

Uzun zamandır birinin gelmesini bekliyordu artık sıkılmıştı ve yanlış yere geldiğini düşünüyordu. Derken poposunun altında bir hareketlilik hissetmişti hızlıca yerinden kalkıp hareketliliğe baktı bu bir fidandı ama otururken öyle bir şey olduğunu görmemişti. Fidan hızlı bir şekilde büyüyüp bir ağaç kıvamına gelince şaşkınlıkla bakakaldı. Birden ağacın içinden çıkan genç çocukla bir adım geriledi. Çocuk gülümseyerek Jimin'e bakıyordu

The Rise Of The Water Kingdom (PJM)Where stories live. Discover now