"Çünkü hep sen kazandın bal yanak kazanamadı." önüne geçtim ve kolundan tutup yerden kaldırdım
"Bal yanak bana küsmüşse ben de giderim o zaman." diyip kapıya yöneldim ama Jimin kolumu tutunca durmak zorunda kalmıştım
"Hani küsmüştün?"
"Ben sana küsebilir miyim?"
"Hayır." yanağımı okşayıp dudağıma doğru yaklaşmıştı kendi dudaklarını benim dudaklarımla birleştirdi beni kendine iyice yapıştırdı kollarımı boynuna sarıp öpmesine karşılık vermiştim ama kapı birden açılınca ikimizde birbirimziden ayrıldık. Bu sefer ilk zamanki gibi şanslı değildik çünkü kral gelmişti eğilip selam verdikten sonra tam gidecekken kral beni durdurmuştu
"Jimin, bu saatte bir hizmetçinin senin odanda ne işi var. Hem de girdiğimde hiç de güzel bir vaziyette değildiniz."
"Baba o hizmetçi değil."
"Üzerine giydikleri öyle söylemiyor."
"Baba ben Shailen'e yer yüzündeyken aşık oldum tamam mı? Sonra buraya gelince ayrı kaldık ama sonra o denize intahar etmek için girdiğinde buraya gelmiş her şey bir anda oldu." yavaşça Jimin'e yaklaşıp yüzüne bir tane tokat atmıştı. Ellerimle ağzımı kapatıp onları izlemeye başladım
"Annenden akıl alman gerekirken sen aynı şeyi yapıyorsun. Sen yakanı kurtarırsın da bu kızcağız ne olacak?" Jimin sinirle babasının gözlerine bakıyordu
"Baba sen korkağın tekiydin her şeyi annem yapmaya kalktı sen ise salak bir ailenin lafı ile annemi tahtan aldın halk ayaklanmamıştı bile sadece seni tehtit etmişlerdi ve sen şimdi oğlunu onların kızıyla evlendirmeye çalılıyorsun. Annemin orada ne kadar acı çektiğini biliyor musun? Hâlâ aptal gibi seni sevmeye devam ediyor." babasına bağırırken bir yandan da ağlıyordu ilk defa onu böyle kötü görüyordum. Babasının da gözleri dolmuştı ama alamıyordu
"Baba lütfen izin ver her şeyi değiştireyim."
"Olmaz senin de acı çekmene dayanamam."
"Baba ben acı çekmeyeceğim söz veriririm."
"Tamam ama dikkatli ol prensesin ailesi onu öğrenirse ortadan kaldırmak için elinden geleni yapacaktır. Zaten kolyeden anlamam gerekirdi ama belki duymak istemediğimden sana soramadım." Jimin kafasıyla onaylayınca kral gitmek için adım atmıştı ki durdu. Sonra ikimize baktı
"Bol şans." diyip gitmişti. Jimin'e bakınca göz yaşlarını silip bana gülümsedi
"Gördün mü babam bize destek veriyor." kollarımı boynuna sardım
"Jimin bizi daha kötü zamanlar bekliyor hazır mısın? Ben sen yanımda olduğun sürece hazırım."
"Bende hazırım prensesim."
***
Dün akşam uyumadığım için bugün biraz yorgundum ama bana verilen işleri düzenli bir şekilde yapıyordum. Salonun yerlerini silerken aekamdan birnin yaklaştığını görmüştüm hızla arkama dönünce Jimin olduğunu gördüm
"Manyak niye yavaş yavaş geliyorsun? Hem ya biri görürse?"
"Benim sarayım değil mi? İstediğim yerde duramaz mıyım?" kafamla redettim
"Benim olduğum her yerde dolaşamazsınız." etrafına bakıp beni kendine çekti ve başımı omzuna gömdü
"Jimin ölmemi mi istiyorsun?" gülerek kafamı çekti yanağımdan öpüp el salladı
"Sıkıcı devlet işlerine gidiyorum." bende ona el salladım gidince işime devam ettim. Kızların olduğu yere gelince Melissa koluma vurdu
"Kızım siz niye her yerde sarılıyorsunuz?"
"Ne gördün mü?"
"Yok da bir kız görmüş en azından yüzün gözükmüyormuşta anlamamış." derince bir oh çektim.
"İyi ki yakalanmamışım." yemek yemek için ara verince Melissa ile bugün ki menüden bir şeyler aldık ve yemeye başladık ama Kahya Bong gelince yarım kalmıştı. Beni kapıdan gizlice çağırdı, masadan kalkıp yanına gittim
"Ne oldu?"
"Şey Jimin sen olmadan yemek yemek istemiyor. Bir saattir ikna etmeye çalışıyorum." kafamı salladım
"Tamam geliyorum." dedikten somra mutfağa girdim ve başımı tuttum
"Baş Hizmetçi ben kendimi iyi hisaetmiyorum odama gidebilir miyim?" kafasıyla onaylayınca koşarak merdivenlerden çıktım ve Jimin'in odasına girdim. Beni görünce sevinçle yerinden kalktı
"Jiminnn çocuk değilsin sen." ellerini göğsünde birleştirdi
"Sensiz yemek yiyemiyorum." beni masaya oturttu ve kaşığı bana uzattı
"Hadi yemek yiyelim prensesim." gülümseyip kaşığı aldım ve yemek yemeye başladım arada bir Jimin yediriyordu bitince Kahya Bong'u çağırdı ve tepsiyi aldırdı. Gülümseyerek bana yaklaşıp boynuma öpücük bırakmoştı kulağımın üzerine gelince yavaşça fısıldadı
"Benim olur musun?" cevap vermemiştim sadece öpmesine izin verdim. Kıyafetimin düğmelerini açmaya başlayınca derince bir nefes aldım beni ayağa kaldırıp dudaklarıma yapıştı yatağa doğru ilerleyip beni yatağa yatırdı elbisemi çekip üzerimden çıkartmıştı aniden gelen soğukla titremiştim omuzlarıma öpücükler bırakırken kendi pijamalarını çıkarttı. Beni oturur pozisyona getirip öpmeye başladı kendimi ona yaslayıp bedenimin onun bedeniyle bütünleşmesine izin verdim
"Shailen senden bir sürü küçük prensim olsun istiyorum, güzeller güzeli prenseslerim olsun istiyorum." yanağını okşadım gözülerini kapatıp elime yanağını daha çok bastırdı. Beni yatağa uzandırdı ve üzerime çıktı. Gözlerimi kapattım korkuyordum Jimin gözlerimi açmam için eliyle saçımı okşamıştı
"Korkma prensesim." gülümsedim ona sadece konuşamıyordum heyecan bütün vücudumdaydı. İçimde hissettiğim şeyle ağzımdan küçük bir inleme çıkmıştı
"Sıkma kendini yoksa canın yanar." diyince vücudumu gevşettim içimde yaşadığım patlama ile Jimin kendini yan tarafıma attı. Gülümseyerek beni kendine çekti ve uyumaya başladı.
Merhaba minnoşlarım biraz gdç geldi internetim de biraz problem vardı yoksa hemen atacaktım. Yorum yapmayı ve VOTE atmayı unutmayınn sizi seviyorum.
Sınır: 65 okuma 25 oy
Arkadaşlar sizden minik bir şey isteyeceğim. Severek okuduğum sizin de okumanızı önerdiğim bir kitap var beğeneceğinize eminim 😊😊
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
