7.Bölüm (Nostalji)

Začít od začátku
                                    

Ne desem bilmiyordum. Sanırım karar verme yetimi yavaş yavaş nedenini bilmediğim saçma bir his yüzünden kaybediyordum.

Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışırken "Gray ile konuşmam gereken bir şey vardı, şimdi aklıma geldi." dedim. "Odana git istersen."

Umursamazca "Sen git, ben etrafı süpürsem iyi olur. Hala her yer leş gibi." diyip süpürgeye yönelmesi beni biraz şaşırtmıştı. "Emin misin? Yapmak zorunda değilsin, sonuçta ben..."

"Git hadi."

Gülümseyen yüzünü aklıma kazıdıktan sonra "Teşekkürler." demeyi ihmal etmemiştim bu güzel kadına. Sanki beni mutlu eden her şey tek bir insanda, onda toplanmış gibiydi.

Böyle olmasına rağmen ona el uzatan soğuk kalpli prense sinirliydim. Lucy ile böyle oynamaya hakkı yoktu onun. O yüzden ona bu küçük konuşmayı borçlu olduğumu biliyordum.

Kapısını tıklattıktan sonra içeri girdim ve şu zıplatan koltuğa çöküp cebimdeki iskambil kağıtlarını çıkardım. Onlarla oynayarak sinirimi üzerimden atmaya çalışıyordum ki Gray "Elindekileri bırakır mısın? Dikkatimi dağıtıyorsun." demişti.

Surat asıp "Halbuki Hisoka gibi davranmaya çalışıyordum, tüm havamı bozdun." dediğimde bana bomboş gözlerle baktığını gördüm.

Omuz silkip "Lucy anlardı." cümlesini kurarken bunu bilinçli yapmamıştım, birden ağzımdan kaçmıştı işte. Gerçi pek pişman olduğum söylenemezdi ya neyse.

Bir yerden illa ki Lucy konusunu açmam gerekiyordu sonuçta. Bu da işimi bir nebze de olsa kolaylaştırmıştı diyebilirim sanırım.

Genç Casonava Gray gözlerini kısıp bana bakarken "Lucy, ha?" diye sorgulayan bir bakış atmıştı ama kim takardı bu buzdan şelaleyi?

"Natsu, Lucy ile iyi anlaştığınızın farkındayım. Buraya onunla ilgili konuşmaya geldiysen, açık açık söyle."

Koltuktan kalkarken "Yoksa ne yaparsın? Benim de mi üzerime kahve dökersin?" imasında bulunduktan sonra sesimi biraz alçalttım. "Peşin peşin söyleyeyim, erkekler tercihim değildir."

"Ah, şu mesele..."

Elimdeki kartları cebime soktuktan sonra heyecanla alkış tutmaya başladım. "Meseleyi çözen Gray'e büyük bir alkış lütfen!"

Eliyle alkışımı durdurup "Kes şunu." dedikten sonra "Düşündüğün gibi değil." gibi ucu açık bir belirteç eklemişti konuşmasına.

"Heeeh, neymiş düşündüğüm gibi olmayan?"

O kendisine oturmak için bir sandalye çekince ben de tekrar kendimi koltuğa bırakmıştım. Oynaktı moynaktı ama neticese rahat koltuktu şimdi, hakkını yememek lazım.

"Büyük ihtimalle onunla sadece yatmak için ilgilendiğimi düşünüyorsun ama bu düşünce tarzı sence de artık nostaljik değil mi?"

Biraz eskide kaldığı doğruydu ama Gray ne kadar değişmiş olabilirdi ki sanki? Buz kalpli prens, ne ara kendine kanlı canlı bir kalp edinmişti merak etmiştim doğrusu.

"O zaman bana açıkla."

Sakince gözlerini bana dikti. "Onunla lise de komşuyduk. Fazla konuşmazdık ama ikimiz de birbirimizin farkındaydık tabii ki."

Hatırlamaya çalışır gibi durağan bir surat ifadesi takındıktan sonra tekrar devam etti. "Ben dışarıdayken onun pencereden beni izlediğini bilirdim ve bu ilgi çok hoşuma giderdi. Penceredeki o kızın varlığı kendimi önemli biri gibi hissetmemi sağlardı."

Rüya Kapanı (TAMAMLANDI)Kde žijí příběhy. Začni objevovat