Bölüm 14

21.2K 1.5K 3.7K
                                    

Taekooklu okumalaaaar 💜🖤

Jungkook~

Ense kökümden başıma yayılan ağrıyla inlediğimde elimi oraya koyup derin bir nefes alıp verdim. Kapalı olan göz kapaklarım yavaşça aralanırken içeri sızan ışık, kapatma isteği oluşturduğunda kapatıp yerimde doğruldum.

Gözlerimi yine aralayıp etrafa baktığımda neler olduğunu ve başımda ki bu ağrının sebebini anlamaya çalışıyordum. Görüş alanıma giren Jiminle duraksadım. Tek kişilik koltukta uyuya kalmış gibi duruyordu. Ve hemen arkasında ki kanepede uyuyan Hoseokla kaşlarımı çattım.

Olanlar bir yapbozun parçaları gibi yavaşça ve tek tek yerine oturmaya başladığında olduğum yerde durmuştum.

Taehyung..

Kafamda şimşeklerin çakmasına neden olan bu şey aniden kalkmama neden olduğunda gözümün önü kararmıştı ama takmadan bir iki adım attım. Koluma geçirilen şeyle duraksadığımda bakışlarım koluma döndü.

" Jungkook?"

Jimin' in uykulu sesi kulaklarıma dolsada takmadan koluma geçirdikleri serum iğnesini hızla çıkardım.

" Jungkook napıyorsun?!" Deyip yanıma gelerek beni durdurmaya çalışmıştı ama takmadım ve onu kenara ittirip dışarı çıktım.

Tanıdık evle duraksadığımda Jimin'in arkamdan geldiğini duyabiliyordum. Koridorun sonunda ki salona doğru ilerleyip içeri girdiğimde Üçünün de orada oturup bir şeyler konuştuklarını ve bilgisayara baktıklarını görmüştüm.

" Uyanmışsın?"

Yoongi'nin boş çıkan sesiyle kaşlarımı çattığımda derin bir nefes alıp verdim sakinleşmek için. İçimde bir volkan varmışcasına ateş saçılıyordu bedenimin her yerine. Düşüncelerime ve onun yokluğu yüzünden en çokta kalbime.

Onu orada bırakmışlardı. Onu orada bıraktık. Onu orada bıraktım. Beni, onu orada bırakmaya zorlamışlardı..

Bu düşünceler ve gerçeklik kafamın dört bir yanında dönerken bile kafayı yiyecekmişim gibi hissediyordum. Ama sakin kalmalıydım. Hemen gidip onu orada çıkaracaktım. Bir şey olmayacaktı ona. Bir şey yapmayacaklardı. Endişeli düşüncelerimi bastırmaya çalışırken konuştum hızla.

" Saat kaç?"

" Gece 2."

" Kaç gün geçti aradan?"

" 1 gün."

Yoongi ayağa kalkıp karşıma geldiğinde sessizce konuştu.

" Kafana vurup seni durdurduğum için özür dilemeyeceğim ama kusura bakma. Bunu yapmak zorundaydım Ares."

Sesli ve derinden gelen nefeslerim odayı doldururken ona baktım sinirden kızarmış olduğuna emin olduğum gözlerimle.

Onu öldürmek istiyordum. Şuracıkta boğazına yapışıp ellerimle öldürmek istiyordum.

" Bak kızgınsın ama en doğru olan yol o anda buydu-"

Dayanamayıp hızla sert yumruğumu yüzüne geçirdiğimde yere serilmişti. Hızla üstüne çıkıp yüzüne bir yumruk daha attım. Bir tane daha ve daha fazla.

" Doğru yol bu muydu yani?! Taehyung'u içeride bırakmak mı?! Onu o şerefsizin ellerine atmak mı ha?!"

Öfkem kafesten kaçan bir aslanın öfkesiyle yarışıyordu. Onun orada olduğu düşüncesi beni deliriyordu adeta ve onu orada bırakmama engel olurken ona karşı bu kadar sakin olamıyordum.

I Hate You | I Love YouWhere stories live. Discover now