Final Chapters no.2

12K 1K 180
                                    

No2:Smell Like Home

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

No2:Smell Like Home

Jungkook'un anladığı kadarıyla ilişkilerinin enerjisi değişiyordu. Aynı anda hem korkutucu hem de değildi.

Anıları kademe kademe geri dönüyordu, tabiiki de kazanın kesik kesik kalıntılarıyla birlikte. Sık sık yardımcı olan fotoğraflarda, o anlara ve hislere bağlı olan bazı sesleri ve kokuları bulmuştu, mantıksal ve doğrusal zaman çizelgesinde yaşayan Jungkook'u da. Jimin'in aşık olduğu, Jimin'e aşık olan Jungkook'u. Çaresizce geri dönmesine ihtiyaç duyduğu Jungkook'u.

Sabahları kendini Jimin'e çok yakın hissediyordu, ikisini birbirlerine temas ederken bulduklarında, Jimin tıpkı... ev gibi kokuyordu. Ve bunu hep kollarını ona sarma ve burnunu boynuna sokma isteği takip ediyordu.

Doğal bir şekilde, Jimin'in erkek arkadaşı olma rolünden rahatsız olmuyordu. Kendini arkadaşlığın ve romantik olan bir şeyin sınırlarını geçerken buluyordu, en azından duygularına geri gelene dek sadece arkadaş olmalarına dair anlaşma yapmalarına rağmen. Bazı zamanlar Jungkook, her şeyin yerine geleceği bir an asla olmayacak diye endişeleniyordu. Belki de hakikat buydu. Sözde gelecekteki kendisi, geçip gitmişti ve geri gelmeyecekti. İkisinin de bunu ne kadar istediğinin bir önemi yoktu.

Belki de Jeon Jungkook geri gelmemek üzere gitmişti. Ya da çoktan buradaydı. Kimliklerin yeniden birleştirilmesi bulanık ve kafa karıştırıcıydı. Dramalarda olduğu gibi her şeyin birden geldiği bir an var mıydı yoksa şimdikinin kendisi olduğunu, şimdiki zamana ait olduğunu mu kabul etmesi gerekiyordu?

Ve eğer öyleyse, Jimin bunu kabul edebilir miydi?

"Son zamanlarda bana karşı daha iyisin." dedi Jimin gecenin sakinliğinde yürürlerken, boynuna sarılmış atkısıyla. Jungkook'un canı tuhaf bir şekilde bubble tea çekmişti ve şehir trafiğine takılmaktansa yürümek için güzel bir akşam olduğunu fark etmişlerdi.

Jungkook, soğuk yüzünden yanakları kızarmadığı için memnundu. "Olamaz mıyım?"

"Evet, ben sadece... Bunları benim için yapmak zorundaymışsın gibi düşünmeni istemiyorum." diye tatlı bir şekilde başladı Jimin.

"Bunları yapmak istemediğimi nereden biliyorsun?" diye sessizce mırıldandı Jungkook, koyu gözleri yalvarır gibiydi. Bu kelimeleri söyleme cesaretinde bulunduğu için kendine şaşırmıştı. Onlarla ne kast ettiğine şaşırdı.

Cheesy değil miyiz?

Jimin yavaşça gülümsemeden önce gözlerini kırptı, gözleri biraz sersemlemişti ama samimi ve sevimliydi. "Bunu bana daha önce söyledin, en son sorduğumda. Üç yıl önce."

Jungkook büzüldü. "Ah, üzgünüm."

Ama diğeri usulca kıkırdadı, soluğu gecede fark edilirdi. Gülümsemesi tatlı ve sevimliydi. Jungkook, Jimin'le alakalı her şeyin sevimli olduğunu fark etti. "Olma."

Falling For You Again • Jikook [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin