Benimle geliyorsun küçük hanım.

912 71 12
                                    

Yani, amcam bu resmin gerçekten teyzem olduğunu onayladı Thomas ise Kraliçe olduğunu söyledi.

‘Siz nasıl anladınız Kraliçe olduğunu? Aralarında hiçbir şekilde benzerlik yok ki.’

‘Kraliçe ruhunu karanlığa satmış bir kadın. Yani Shara, onu tanırdım hatta severdim. Ama o annenin hamile olduğunu öğrenince delirmeye başladı, aylar sonra cinsiyetin belli olmuştu, büyük annen ise senin Buz Doğanı olacağını söylemişti, bunun üzerine Shara kendini iyice kaybetmiş ve hastaneye kapatılmış. Bunu bana amcan anlattı, ben Shara’yla hastaneden kaçtığı gün tanıştım, buraya gelip benden adam gibi yardım istemişti, bende salak gibi kanmış ona yardım edip ona aşık olmuştum. Kendime benzetmiştim, ama o ne yaptı; Pihor piçine ruhunu sattı.’

Aklıma Artemisin sözleri geldi; O gün siluetler bize saldırdığında mırıldamıştı,

Sana karşı pes etmeyeceğim, Pihor asla.

O Pihor bu Pihor muydu?

Ne çok Pihor vardı.

Yavaşça odadan çıktık, akşam olmuştu ve iş saati yeniden gelmişti. Braden önden çıkmıştı bende işimin olduğunu, biraz gecikeceğimi söylemiştim, sorgulamamıştı,

Yan tarafa geçerek Artemisin odasına doğru ilerledim, odaya girdiğimde tanıştığım ama adının hatırlayamadığım bir kız aşağıya indiğini söyledi, gülümseyerek teşekkür ettim. Aşağı indiğimde buzdolabının başında yine bir şeyler aşırırken buldum Artemisi, çok konuşamasam da yakın arkadaşım olmuştu ona sarıldığımda rahatladığımı hissediyordum.

‘İyisin değil mi?’ yavaşça ona sarıldım bana sarılarak karşılık verdi,

‘Beni bırak, asıl sen iyi misin?’ düşündüm de aslında bende değişen pek bir şey olmadı sonuçta aile bağlarına önem veremezdim, o değerlerle büyümediğim için en azından bir teyze özlemi hiç çekmemiştim, şimdi ise karanlık bir kraliçe olduğunu öğrendiğimde benim için değişen bir şey olmamıştı.

‘Ha, şu Shara olayımı? Umurumda değil aslında böyle şeyleri kafama takacak bir insan değilim ama sürekli bize saldırması olayı hoşuma gitmiyor.’

Buzdolabının başında sarılmış kalmışız öyle kim bilir kaç dakika oldu yavaşça doğrulup tezgaha yaslandım,

‘Artemis, pihoru nereden tanıyorsun? O akşam siluetlerden kurtardığın akşam onun adını söylemiştin?’

‘Ah nasıl anlatsam, ben doğan olduğumu ondan öğrendim. Beni ona ruhu satmam için tehdit etti. Düşüne biliyor musun, lise sona giden bir kız doğan olduğunu öğreniyor.’ Deli gibi gülmeye başladı ve devam etti

‘Beni Thomas kurtardı, zamanla doğanlığa kabul edildim, geçmişimi öğrendim. İşte böyle.’ Onu anlıyordum aslında daha gençtik, bu kadar şey saçma imkansız geliyordu. Artemise sıkıca sarıldıktan sonra iş yerine doğru koşturmaya başladım, bir saat kadar geç kalmıştım.

Kafamda Kraliçe ve Pihor konusunda bir sürü soru vardı. Ama cevaplayacak birinin olduğunu sanmıyordum. Yüzüm istemsizce asılmıştı, birden koşuşum yavaşlamıştı ama tüm gücümü kullanarak koşmuyor muydum ben ya? Etrafa baktığımda dünyanın bir anda yavaşladığını hissettim, bedenim bu yavaşlığa uyum sağlıyordu. Yolun ortasında beliren kişiyle ağır olan koşmam tamamen durmuş havada asılı kalmıştım. Eh ruhunu satmış olsa da güçlü kadındı. Tiksintiyle yüzüme bakıyordu,

‘Bir ölmedin sende.’ Ondan ürktüğümü filan sanıyordu herhalde arsızca gülümsedim – arsız nasıl gülümsenir bilmiyorum aslında ağzımı hayvan gibi açıp kıkırdıyorum şahsen- bakışlarımız birbirine sabitlendiğinde konuşmaya başladım,

Buzdan Doğan(Yenileniyor.)Where stories live. Discover now