14.BÖLÜM

1.1K 152 14
                                    

  Kitabın sayfasını değiştirirken üstkattan kapı'nın  kapanma sesini duydum.

Omuz silkerek okumaya devam ettim.Saniyeler sonra matt karşıma dikilmiş duruyordu.Ara sıra zevktn taktığım kemik gözlüklerin üstünden bir bakış attım.Kaşlarını çattı ve tatlı bir şekilde gülümseyip."O bakışı bir daha yapma."

"Neden?"

"Beni öldürüyor.Ee, bugün gelecekmisin?"

Matt'i baştan aşağı süzdüm."Eğer bir işim çıkmazsa gelirim."

"Tamam bugün kahvaltıyı ben hazırlayacağım, istediğin bir şey var mı?"

"Hayır! Chris ile nasıl gidiyor?" Diye sordum masanın üstünde koyduğum ayracı kaldığım bölümü kaybetmemek için arasına sıkıştırarak.

"Birbirimizi seviyoruz diyelim."

"En önemliside bu değil mi zaten?"

 Oturduğum yerden kalktım ve matt'in yanına gidip yanağına bir öpücük kondurmaya yeltendım.Tam o anda suratını öne çevirdi ve dudaklarımız birleşti.Belimden tutup narince tezgahın üstüne çıkardı.

"Biz ne yapıyoruz?"

"Özür dilerim.Lütfen unutalım."

"Bencede! unutsak iyi olacak."

^ ^

 Rhonan'dan arabayla aşağı doğru uçarcasına ilerledim.U Dönüşü yapıp arabayı biraz ilerideki otoparka çektim.Arabanın etrafında dolaşıp yan koltuğa fırlattığım telefonu alıp Gellert'ın numarasını çevirdim.

"Alo?Gellert?"

"Efendim?"

"Evdesin değil mi?"

"Evet."

"İki dakikaya oradayım."

 Elimin tersiyle burnumu sildim.Arabanın kapılarını kilitleyip yürümeye başladım.Ayak parmaklarıma kadar tirtir titriyordum.Aklımdan çıkmıyordu...

 Otaparktan çıkınca derin bir nefes aldım.

Zile bastım.Açıldığında içeri girdim ve kapıyı kapatmaya çalıştım.

Sanırım apartmandakiler bozmuş olmalıydı zorluyordum ama kapanmıyordu ve ben zorladığım halde kendimi yorgun hissettiğim için gücümü tam olarak veremiyordum.

 Gellert bağdaş kurmuş bir şekilde kucağında not defteri,kulaklarında sesini sonuna kadar açtığı İpod'unun kulaklıklarıyla yatağın üzerinde oturuyordu.

Yüksek sesle "Merhaba" diye bağırdım.Kulaklıklarını çıkarıp "Merhaba" dedi.Cama yansıyan neon ışıklı yazıyı okumaya çalıştım ama tersti.

 Ellerimi Gellert'ın gür saçlarına geçirdim.Alt dudağını onu bağırtacak kadar ısırırken..."Karnım acıktı.Kahvaltı ister misin?"

"Evet sanırım kahvaltı edebilirim." Dedi.

 Çekmeceleri karıştırırken Gellert dudaklarını omzuma gömdü."Otur şuraya." dedi.Beni oturtmayı başarmıştı.Kollarımı tutarak dudaklarıma yöneldi.

"Gellert hayır!"

"Lanet olsun yine ne var?"

"Bak Gellert yürümüyor anlıyormusun?"

"Ne dediğini anlamıyorum."

"Sana her geldiğimde aklın fikrin sevişmekte bir kez olsun birlikte sevişmekten başka bir şey yapamayacakmıyız biz? Artık bundan çok sıkıldım ben ayrılmak istiyorum Gellert!"

^ ^

"Natasha matt nerede?"

"Yukarıda odasında."

"Ya, chris?"

"Sanırım buralarda bir arkadaş bulmuş."

 Koşa koşa merdivenlerden çıkarak matt'in yatak odasına girdim.

"Sem"

Ağız ağıza, ılık ve yumuşak, maheretli dili ve dudak hareketleri...

Kaslarım gevşedi.Matt'in baştan çıkışı onun teslimiyeti ile oluyordu.

Onu düşünmeden ve bunları hissetmeden yaşayamayacaktım.

Vücutlarımız birleşince, alamayacağım ya da veremeyeceğim bir şey kalmıyordu.Kuştüğü yatağa gömülünce iştahla matt'in ağzını buldum ve ağır ağır tutuşan kanının vücudumdaki dolaşımını hissettim.Vücutlarımız birbirine kavuşsun diye, içini çekerek, gömleğini çıkarttı.

Yavaş bir yuvarlanma, alçak sesli bir mırıltı.Gül yapraklarının ipeksi teması, çarşafın sateni ve ellerinin altındaki güçlü kasları okşamanın hazını.Bunların birleşimi dokuları egzotik ir karışım haline getiriyordu.Hızlı kalp atışları.Lezzetli titreyiş, yumuşak bir iç çekiş, titrek mum ışığı hüzmeleri.

Matt bacaklarımı ayırıp emmeye başladı deliriyordum.

Doruğa yükseldim, titredim ve bıraktığında nefes nefese kaldım.

Kapa aralandı...

İçeri giren uzun sarı saçlarını kestirmiş olan christi...

YALANLAR KÖPRÜSÜWhere stories live. Discover now