7🍅

3.3K 352 181
                                    

Aynanın karşısında bilmem kaçıncı kıyafetimi deniyorum, dolabımın kapakları ardına dek açık ve içinden bağırsak gibi giysiler fışkırıyor dışarı. Yer az evvel giyilip çıkarılmış onlarca şort, tişört ve benzeri ile dolu. Her hangi bir nesneye takılmadan yürümek için akrobat olmak şart.

Yalnız her randevu öncesi odam bu hale gelecekse sokarım ben böyle işe! Sevgili de istemiyorum, çıkmak da! Kıymetlimi devirir yatarım daha iyi!

"Onu giymeyeceksin değil mi? O bacaklarla o şortu giyersen Minho seni gördüğü an koşarak kaçar. Zavallı çocuğun ödü kopacak."

Koca götünü utanmazca yatağımın üzerine yaymış, semizlik danalar gibi uzanan Jongin ayısı açıyor ağzını yumuyor gözünü. Tüm çabama rağmen odamdan bir türlü çıkaramayınca kendi haline bıraktığım Bakırköy delisi, bana bir saniye olsun rahat vermemeye kararlı. Yorumları ile ruhumu sikiyor it.

"Ne varmış bacaklarımda?" diye soruyorum öfkeden tek kaşım seğirirken. Aslında ne diyeceğini az çok kestirebiliyorum ama onun ağzından duymalıyım ki nefretim taze kalsın, iyice bileneyim ki intikamım daha keskin olsun.

"Tek bir tekmenle koca bir ineği devirebilirmişsin gibi duruyor. Onun haricinde pek bir şey yok. Yok demişken... Nasıl bir erkeğin bacakları kılsız olur ki? Komik duruyor. Kız gibi."

"Hakaretlerin bitti mi?"

Yumruk yaptığım elim belimde, dilimi üst ön dişlerimin önünde dolandırırken kaşlarımı kaldırıp gözlerimi yuvalarında geriye yuvarlıyorum. Telaşım olmasa şu an şu yatağın üzerine atlayıp da şu su aygırını boğmamı kimse engelleyemez. Hatta randevuyu siktir edip bütün günümü Jongin'i boğarak geçirmeye çalışasım var. İhtimalleri zihin terazimde hassasiyetle tartıyorum ve Minho denen çocuğa ayıp etmemek fikri ağır basıyor.

Neyse illa ki bir gün Jongin'i boğacağım, infazı birkaç gün geciktirebilirim. Sıkıntı değil.

"Hakaret etmiyorum, gördüğümü söylüyorum sadece." diyor pezocong. Yani pezevenk Congin. Dudaklarının kenarları yayık ayranı gibi yayım yayım yayılırken alaylı bakışları da götümden itibaren ayaklarıma kadar beni süzüyor. Zaten şişkoyum ama iyice şişko hissediyorum kendimi, utanç ve öfkeden ateş basıyor yüzümü.

"Peki söyledin, şimdi siktir git. Hem senin benim odamda benim yatağımda ne işin var? Kimden izin aldın da yatağıma yayıldın camış gibi? Defolup gitsene kendi evine yuvana. O koca yatağına!"

Pişkin pişikler gibi sırıtan suratını dağıtma arzum midemden beynime nüksediyor o an ve beni kışkırtması için bir hamle bekliyorum. Ha saldırdım ha saldıracağım... Öyle de hassas bir ruh halindeyim.

"Randevuya gidiyoruz unuttun mu? Saatlerdir de senin hazırlanmanı bekliyorum. Kızlar bile bu kadar oyalanmıyordur eminim."

"Giydiğim her şeye bok attığın ve moralimin içine sıçtığın için olabilir mi? Ona çirkin, buna yakışmadı, şu şişman gösterdi, bu yaşlı gösterdi, öteki kevaşe imajı veriyor, beriki ucube gibi..."

"Ah öyle mi yapıyorum? Hiç farkında değilim kusura bakma! Ama benim hiçbir suçum yok, o kalın bacaklarına rağmen kısa şort giyeceğim diye tutturan sensin. Bense güzel görünmen için sana yardımcı olmaya çalışıyorum burada."

Abi insan yalan sallar da bu kadar mı desteksiz bu kadar mı dalaktan sallar. Bu kadar mı inandırıcılığı olmaz bir yalanın! Hele hele bana yardım etmek istiyormuş! Tek hücreli amip olsam, beynim olmasa yine de inanmam ulan bu yalana. Gel götüme anlat bu yalanlarını.

Yeter anlatma inanmam yalanlarınaaaaa. Dandini dandini dastana danalar mı girdi yine bostana demiş atalarımız grup 400, ta o zamandan görmüşler günümüzü. Şarkıyı da Jongin'i görüp mü yazdılar nedir...

Abimin Kankası; Benim Baş DüşmanımWhere stories live. Discover now