5🍅

3.8K 383 282
                                    


Hayatımın yoluna giriyor gibi yaparak sağlam bir 'feyk' atmasının hemen ardından nasıl da daha boktan bir hale geldiğini, piknik sonrası tuhaf bir biçimde yakınlaşmaya başladığım Jongin itiyle nasıl daha beter saç baş birbirimize girdiğimizi düşünüyor ve kuduruyorum.

Çöllerde serap gören bahtsız bedeviler gibiyim, mutluluk haram sanki bana. İşlerin, rayına oturdu diye sevinmeye kalmadan iyice zıvanadan çıkışı, Jongin ile günden güne daha çok nefretleşmemiz...

Üstelik boyut atladık, artık daha ciddi oynuyoruz. Kılıçlarımızı kuşanmadan önce öldürmesi için biledik, hamlelerimiz merhametsiz ve olabildiğince zalimce. İnsanlıktan tamamıyla çıktık.

Ne ara mı bu seviyeye geldik? Kesinlikle ben de merak ediyorum bunu. Nasıl oldu da piknikte sıkı sıkı sarılıp gözlerime bakarak beni teselli eden adam bugün bütün okulun önünde ağzıma ve gururuma eş zamanlı hacimlice sıçtı?..

Nasıl oldu da samimiyeti bakışlarından taşarak özür dileyen kara lahana, tam hakkında iyi şeyler düşünmeye başladığım sırada beni herkesin içinde fiziksel özelliklerimle dalga geçerek ezikledi?..

Nasıl oldu da 'ah Jongin sandığım kadar kötü biri değilmiş' diye düşünmeye başlarken 'ah kesinlikle, sandığımdan da beter!' diye değişti fikirlerim?..

Çok değil iki hafta öncesine, piknik yaptığımız pazar gününe dönüyorum zihnimde. Olayları film gibi geri sarıyor, detayları ile ince ince analiz ediyorum.

Benim mızmız bir bebek gibi zırıl zırıl ağlayıp sümüklerimi akıttığım malum pazar günü Jongin, annesinin zoruyla devamlı cebinde taşıdığı -ki bunu yeni öğreniyorum- işlemeli mendili ile önce gözlerimi ve yanaklarımı, sonra burnumdaki sümüğü güzelce siliyor. Sırtımı da tıpışlayarak uzun süre beni teselli ettikten sonra elimden tutup göl kıyısına bizimkilerin yanına götürüyor. O an hiç itiraz etmiyor, elinde oradan oraya sürükleniyorum.

Biz annemlerin yanına vardığımız vakit Chanyeol çoktan tavukları pişirmiş, annemle birlikte sofrayı tam tekmil hazır etmiş oluyor. Bize de oturup iştahla yemek düşüyor etleri haliyle. Zavallı babam ise bilmem kaçıncı mangal başarısızlığını az önce kariyerine yazdırmamış gibi kasıla kasıla mangalın püf noktaları hakkında atıp tutuyor. Manzara sahiden komik.

Babamın her cümlesi sonrası Jongin ile göz göze geliyor, zihnimizden geçen ve muhtemelen aynı olan düşüncelerle gülmemek için yanaklarımızı ısırıyorduk. Babam mangal olayını nedendir bilmem vatan millet mevzusu haline getirmiş, kendine gurur yapmıştı. Hal böyle olunca açık açık gülüp dalga geçemiyor, patlamamak için insan üstü bir çaba sarf ediyorduk.

İşin daha da komiği abim büyük bir ciddiyetle babamı dinliyor, kafasını sallayarak babama hak veriyordu. Tanrım! Bunu sırf edebinden yapmıyorsa ben de bir şey bilmiyorum! Jongin'e Chanyeol'ü gösterip kulağına da "Şuna bak." diye fısıldadığımda Jongin artık dayanamamış su aygırı gibi püskürmeye başlamıştı. Bu öyle rezilceydi ki!

Benim açımdan sorun yok, zira adam benim öz babam, dalga geçişler bana sağlı sollu serbest ama Jongin için durum bu kadar basit değildi. Bir büyüğüne kahkahalarla gülmesi ve onunla dalga geçmesi nereden bakarsanız kırıcı ve saygısızcaydı.

Jongin'in delice utandığını ama kendini tutamadığını fark edince durumu kotarmak maksadıyla mecbur ben de katıldım ona ve göbeğimiz çatlayana kadar güldük mal mal. Sonra ben, benim hin saksıya mesai yaptırarak tamamen götümden bir hikaye uydurup okulda olan bir olayı hatırladığımızı, ona güldüğümüzü söyledim. Önce şüphe ile kısılsa da gözleri, doğaçlama yalanımı Jongin'in desteklemesi sonucu bize inandılar ve bu olay kara kedi ile aramızda özel bir anı olarak kaldı.

Abimin Kankası; Benim Baş DüşmanımWhere stories live. Discover now