Bölüm 35- Eski bir tanıdık!

Start from the beginning
                                    

"Velhasıl kelam,Nilgün Marmara'nın intiharı işte bu sebeptendir ki..."

Adam cümlesini bitirmek üzereydiki bakışlarını Defne'nin gözleri ile birleştirince biran dediğini unutur gibi oldu ve tekrar toparlamak için başka yönlere bakmaya başladı.
Konu bitmiş adam kürsüden inmişti,
Defne daldığı düşüncelerde boğuluyorken.  Biran ne olduğu anlaşılmadan salonda büyük bir alkış tufanı kopmuş, bölümün başkanı şimdi kendisinin geçtiği kürsüye iyice yerleşmişti.
Defne, alkışların içinde kendisine gelerek yeni sahibine bırakılan kürsüye bir göz attı.
Yan tarafında oturan Profesör Nazım Bey ne ara kalkıp gitmişti oraya dikkat etmemişti fakat yanında boşalan yere başka birisinin yerleştiğini ancak şimdi farkedince hafifçe başını kaldırıp o yöne baktı,oturan oydu ve adı gibi emindiki bilerek buraya gelip oturmuştu!

Bölüm başkanı hazırlamış olduğu yazılı metne bakarak sürdürdüğü övgü dolu saygı konuşmasını yapıyorken Defne bacaklarını düzelterek oturmasına daha farklı bir biçim vererek arkasına iyice yaslandı.

Yan tarafına yerleşen adam,
"Merhaba,Defne."

Defne,zor seçebildiği bu sesin yan koltuktan geldiğine ilk inanmak istemedi ama sahiden yanında oturan adamdan geliyordu hem baktığı anda ona kibarca gülümsüyor olması ise bunu destekliyordu.
Ukala !

"Merhaba, Selim Bey."

Anlayamamış olduğundan mı yoksa daha fazla yaklaşmak için midir bilinmez kulağını  eğme bahanesi ile Defne'ye iyice sokularak,

"Seni gördüğümde çok şaşırdım yani hiç tahmin etmeyeceğim bir karşılaşma oldu."

"Tabi tahmin etmezdin ahmak! Sen,sana hayran olan insanlarla gönül eğlendirip umrunda olmadan silip atmaya alışıkken.."

Tabi bunu içinden söyledi bunun yerine,
Gülümseyerek karşılık verdi hemen.

Selim,kafasını sallayıp anladım şimdi der gibi bir harekette bulunup,

"Kapıda çok acele ettim salona girdiğim an aslında hani biraz anımsar gibi oldum ama biliyorsun acele edince..."

"Mühim değil,olur böyle şeyler." Diyerek karşılık verdi Defne.
Aslında hiç alışık değildi böyle şeylere ama olsun.

"Yoksa beni söyleşi sırasında alt etmiş birini unutmuş olmam mümkün değil,yanlış anlaşılmasın amaan!" Diyerek yarım ağız bir gülücük oturttu ifadesine Selim.

Acaba sadece bunu mu hatırlıyordu sahiden.Ona hayatıma zamanında nasıl girdiginden de bahsetsem memnun olur mu? 😒 diye düşündü Defne ama bu o kadar kısa ve anlık olduki hemen aklında olan başka bir şeyi söyledi.

"Güzel ve adil bir söyleşi olmuştu doğru. O zamanlar ben daha öğrenci siz ise yar.doç olmalıydınız?"

Aslında kendisi de farkındaydı adamın her şeyi hatırladığnı ama oda  kendisi  gibi gerek duymuyordu  belliki bu ayrıntıya.

"Evet unutmamamışsın, görüyorumki sende bizim yolumuzdan devam etmiş çokta başarılı bir araştırma görevlisi olmuşsun." Defne'nin yakasında asılı olan unvana işaret ederek.

Aman o yoldan bir daha gitmeyeyim diye temenni etti içinden yine Defne.

"Çok başarılı mıyım bunu henüz bilmiyorum ilerleyen zamanlarda öğreneceğiz." Diye geçiştirdi Defne ama bu adam başarılı derken ne biliyordu ki kendi hakkında diye düşünmeden edemedi.
Buna da çok geçmeden Selim'den hemen yanıt geldi.

"Sonuç olarak,basit bir söyleşi bile olsa bir profesör yanında ayrılan yerde oturmak büyük bir başarı gerektirir."

Şimdi anladımm dedi Defne fakat bunu belli bile etmedi.

MÜMKÜNSE SONRA "Yasak Aşk"Where stories live. Discover now