Bölüm 25-Hasta değil,Gebesiniz

136 3 0
                                    

Uyandığımda Mete'nin geceden benim için bıraktığı içi dolu su bardağını gördüm halbuki gece hepsini içtiğimi hatırlıyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Uyandığımda Mete'nin geceden benim için bıraktığı içi dolu su bardağını gördüm halbuki gece hepsini içtiğimi hatırlıyordum.
Kuruyan boğazımı ıslatmak için uzandığım bardağı yakalayamayınca oflayarak yataktan çıktım şimdi hedefime daha yakındım.Her zaman bu olaydan nefret ediyor olduğumu anımsadım halbuki bu nefret edilecekler listesinin minimum maddesinde yer alıyordu.
Salona dogru ilerlediğimde uyuyan Mete'nin kıvrılmış haline baktım, üzerine ince bir örtü atmış,sanki deliksiz bir rüyadaymış gibi duruyordu.
Her şey nasılda tuhaf ve hızlıydı.
O gece Mete ile çıkmamış olsaydım Levent'i tanımayacak,Beş numaralı daireyi umursamamış olsaydım, Savaş'ı sahiplenemeyecektim.
Savaş demişken gözümün durmadan takılıp kaldığı şu mama kapları gerçekten beni hüzünlendiriyordu.

"Uyanmışsın!"

Defne, Mete'nin sesini duyunca ilk irkildi sonra toparlandı ve ona döndü çünkü o ara Savaş'ın mama kaplarına uzun uzun bakmaktaydı.

"Evet,bugün okulu ekmek istemiyorum biliyorsun epey boşladım."
Aslında bu tanım hiç Defne'ye uymuyordu öğrencilik hayatında dahi olsa bir kez olsun okulu boş yere ekmemiş olduğunu anımsadı.
Yaşananlar öyle hızlı öyle acımasız ilerlediki o bile okul ile arasına nasıl mesafe koyduğunu anlayamadı.
İlk Levent ile tanışması... neredeyse iki ay olmuştu ve geçiyordu ona kapılması,hakkında onca  şey duyması,Savaş'ı kaybetmesi...

Mete,yattığı yerde hala kıpırdamadan sadece başını çevirmekle yetindiği yerden Defne'ye bakmaya devam ediyordu.
Yine düşünmeye başlayan arkadaşını sessiz bir tonda yokladı.
"Kendini iyi hissediyor musun yani?"
İnanmadığı öyle çok belliydiki Defne bu konuda yalan söylemeyecekti.

"Hayır,aslında hiç iyi hissetmiyorum. bu yüzden kendimi eskiden olduğu gibi,mutlu eden yere kapatmak istiyorum."
Bundan emindi okul ona iyi gelecekti. Kampüsün başka bir havası vardı. Öğrenciler, sınavlar baharın gelmesi ile renklenen bahçe... Öyle güzeldiki.
Ayrıca bitirmesi gereken büyük bir tezi ve hazırlanması iki hafta sürecek bir sempozyumu vardı kimsenin ona engel olmasını istemiyordu öyle ya da böyle dünya yansa o sempozyuma zaten hazırlanmak zorundaydı.

"Yaniiiii sabah kimse gelmeden, odaya yerleşen Defne'den bahsediyoruz? Şu can sıkıntısından benim işleri de halleden he?"

Aynen öyle der gibi başını salladı Defne. Mete'nin bu halleri ona iyi geliyordu.

"Senin kıçını kurtaran Defne yani." Diye espiri yaptı günler sonra ilk kez. İkisi birden buna öyle çok güldülerki, bu mutluluk Defne'nin dengesini kaybederek yere düşmesi ile son bulmasaydı karınları yarılabilirdi.

Mete ne olduğunu anlayamadan yere düşen arkadaşının yanına ok gibi fırlamış olsada, onu yakalayamadığı için kendini suçlu hissediyordu.
Yerde dirseğinden güç alarak doğrulan Defne'yi sarsılmaması için biraz bekletip başını hafifçe kaldırıp göğsüne doğru getirdi.
Gözlerinin açık olmasına dua ediyordu Mete çünkü kızcağız çok kötü düşmüştü ve bir yerini çarpmamış olması büyük bir mucizeydi.
Yine de hemen kaldırmamak en iyisi diyerek biraz öyle durdu Mete. Bir yandan kanayan bir yeri var mı diye kontrol ediyor,diğer yandan kendisine bastırdığı kızın alev almış vücudunu hissetmeye çalışıyordu.
"Ateşin var senin."
Defne bunu duymamış gibi,

MÜMKÜNSE SONRA "Yasak Aşk"Where stories live. Discover now