Uyu Bebeğim

693 30 47
                                    

Okurken medyadaki şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim. Ben onunla yazdım... Keyifli okumalar...Düzeltmeye fırsatım olmadı. Yazım hatam varsa affola...

Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten

(Namık Kemal / Hürriyet Kasidesi)

Bir kuşun son çırpınışları misaliydi artık Türk milleti. Ya çırpınarak hürriyetin sıcak kucağına atlatacak ya da gökten düşüp çakallara yem olacaktı. O kuş aç. Ama iki kuru ekmeğe değil ha ! Hürriyete aç , özgürlüğe aç , kana susamış dört bir yandan saldıran düşmanın hezimetine aç , zafere aç...

Sevda... Ah o sevda... Savaş mı dinler? Düşman mı dinler? Kondu mu konuverir yüreğine insanın. Eceli de olur biriciği de. Hilal ve Leon'un biriciğiydi.

Hilal ve Leon...

Sevseler dünya onlara düşman , sevmeseler onlar birbirine...

******

Kaç gün önce yakalandı , kaç gündür bu soğuk kapkaranlık zindandaydı bilmiyordu Leon. Varsın zindan karanlık olsundu onun ışığı dışarda onu kurtarmaya çalışıyordu. Günlerce kendini böyle avutmuş , Filipos 'un yaptığı işkencelere böyle katlanmıştı. Yanından kaç işkence gören Türk askeri şehit olarak çıkmıştı. Lakin o inatla direniyordu. Işığı Hilaldi ve yakında o da sönecekti...

Sesini Hilal'e benzettiği kızın çığlıklarını işitti. Beynim bana oyun oynuyor diye düşünüp yarı açık olan gözlerini güvenle kapattı. Ta ki soğuk su kurumuş yaralarına nüfus edene kadar. Karşısında General Filipos tüm zalimliği ile dikiliyordu. Dayısının bu zalimliği ile yakın zamanda tanışmıştı. Hırsları gözünü kör etmiş , ne yapacağını şaşırmıştı. Öyle ki kendi yiğenine bile işkence etmekten geri durmuyordu.

"Leon , bak bakalım burada kim var imiş?" Kısık gözleri ile etrafı seçmeye çalışıyordu Leon. Dayısının dediklerini anlayamamış sadece önünden çekilmesini beklemişti. Filipos arkasında... Hilal. Hilal vardı. Ağzı kapalı , sandalyeye bağlanmış oturuyordu. Leon kabus olmasını diler gibi gözlerini sürekli kapatıp açıyordu. Hilal ise Leon'un yaralarını sarabilmek için iplerden kurtulmaya çalışıyordu. Yüzü gözü tanınmayacak hale gelmişti. Vücudunun her yerinde ezikler , morluklar vardı. Bunlar sadece Hilal 'in seçebildikleriydi. Ya göremedileri. Bunları düşündükçe daha çok kıpırdanmaya , boğuk boğuk çığlıklar atmaya başladı. Filipos Hilalden yana kafasını çevirip ona doğru ilerlemeye başladı. Önüne geldiğinde alayla Hilal'i süzdü.

"Ne kadar yazık. Boş bir ümit uğruna harap olacak bir genç kız daha. " Bu sırada Hilal'in yüzüne dokunmayı da ihmal etmemişti. Leon'a doğru döndü Filipos "Sen ne dersin bu konuda Leon? Küçük hanımın burada oluş sebebi sensin." Leon Hilal'in ağlamaktan kıpkırmızı olmuş suratına bakıyordu sadece. "Eee konuşmayacak mısın hala? Küçük sevgiline de mi işkence etmeliyim konuşman için ?" Leon bir hışımla Filipos 'a döndü.

"Sakın , sakın ona dokunma!" Günlerdir işkence görmesine rağmen inlemek dışında sesi çıkmayan Leon zindanı inletecek kadar bağırmıştı.

Berceste Where stories live. Discover now