Tesadüf mü Kader mi ? - Akışına Bırak-

402 20 108
                                    

Keyifli okumalar 😇😇

"Çirkin karı mı ?" karı kelimesinin üstüne basarak söylemişti Tolga.

"Sen sus arkadaşım. Bora sen Romeosun. Git kostümünü versinler." Hızlıca sahnenin arkasına koşarken aniden durdu

"Juliet kim ?" diye sordu gözleri parlayarak. Eğer bensem bu gece buradan benim cenazem çıkardı.

"Sen kim olsun isterdin?" imayla sordu Tolga. Ardından bana baktı. Sonra kafasını Boran'a doğru çevirip"Seni hınzıır dört ayak üstüne düştün." 

"Kimse benden izinsiz bir yere düşemez.  Juliet sen de git hazırlan. "  Tolga eliyle gitmemi işaret edince Juliet'in ben olduğumu anladım. Boran koşar adım sahne arkasına geçti.  Cenaze arabası  varsa kapıya yığsalar çok iyi olurdu. Eğer bayılmassam Nehir ve Nurgül'ü katletmek gibi bir planım vardı. Şok içinde sahne arkasına doğru ilerlerken yönetmenin o kurtarıcı sesini duydum

"Melis sen nereye? Juliet sen değilsin. Arkadaşım sensin Juliet. " bunu duyar duymaz seyirciden ufak çaplı bir kahkaha benden de oldukça yüksek sesli bir nefes sesi çıktı. Sahnenin ortasında olmasam erik dalı açıp oynayabilirdim. Bir anda sahneye Boran fırladı. Hem de yarıçıplak bir şekilde

"Kim Juliet kiiim? " kızlardan ufak çaplı bir "huv" nidası geldiğini duydum.  O kadar kası ne ara yapmıştı acaba? Elimi çeneme koyup bakmayı sürdürdüm. Tolga Boran' a yaklaşıp iki tur etrafında döndürdü

"Kusura bakma Miraycım Juliet rolünü  benden alman için artık çok geç." seyirciden ufak kıkırtılar yükseldi.

"Juliet Miray değilse ben oynamam."

"Juliet olduğum zamanlarda sanki kıymetimi bildin de. Kusura bakma canım herkesin hayatına bir kere giriyor bu Juliet. Sen sıranı vereli dört sene oldu."

"Bence beni affedebilirsin. Yapamaz mısın?"

"Yapabilirim tabi ama sor bir bakalım yapmak istiyormuymuşum."

"Eee yeter gidin ergen kavganızı başka yerde yapın. Filmimi mahvediyorsunuz burada. Tamam Batuhan sen Romeo olma. Diğer uzun olan adın neydi senin?" Boranın "oh be ucuz yırttım" dediğini duydum. Sonradan çok pişman olacaktı. Yani pişman edecektim.

"Mert."

"İyi o zaman Mete olsun Romeo. " işte tam sırasıydı. Hadi Miray göster kendini

"Yönetmen bey , acaba Mert'in Juliet'i  ben mi olsam? Ne dersiniz?" Boran'ın kırmızı gören boğa misali bakışlarını umursamadan sözlerime devam ettim.

"Ben kendisinden gayet Romeo olabilecek elektriği aldım."  Lafımı bitirir bitirmez Nurgül ve Nehir'e göz kırptım. Bu da demek oluyor du ki 'seyirciyi gaza getirin' . Mesajı alır almaz arkalarındakini örgütlemeye başladı.

"Elektrik? Ne elektriğiymiş o ? Ben nedense hiiiç hissedemedim." diye Boran adeta tısladı

"Mert ve ben hissetsek yeter o elektriği.Sana pek gerek yok yani. Seyirci ne der ki ? " Nurgül ve Nehir'in olduğu taraftan oldukça gürültülü bir alkış sesi yükseldi. Ayağa kalkıp alkışlayanlar bile oldu. Bu kızlarda kesinlikle şeytan tüyü vardı. Yönetmenin

"Evet evet bende aldım o elektriği evet siz ikiniz Romeo ve Juliet olun. " sesiyle Boranın ortadan ikiye yarılma sesi aynı anda kulaklarıma doldu. Boran'a döndüğümde yüzünün domatese döndüğünü fark ettim. Ellerini de yumruk yapmıştı. Belki sonra onun bu haline acıyıp pişman olabilirdim ama şu an gayet keyifliydim. Biraz da sen kudur bebeğim. Ben bunları düşünüp sinsi sinsi sırıtırken Mert gelip elini uzattı

Berceste Where stories live. Discover now