Hepsi Alp'in suçu. Bana çok güzel güldü ve aklımı karıştırdı. Şu an ne yapıyorum ben ya? Sinir bozucu arkadaşlarımın bozamadığı konsantrasyon ve disiplinimi, karşımda masum masum duran şu tatlı yaratık nasıl bozuyor ki? Bunların hepsi annemin... hatta babannemin suçu. Alp ile evlenmek mi? Rüya mı bu? "Rüya? Aşkım iyi misin?"

"Ha. Evet iyiyim. Ben... daldım öyle."

Üçüncü kez aşkım dedi. Dört mü yoksa? Ah bana aşkım diyor! Gerçekten aşkı mıyım onun? "Yemek yiyelim mi?"

"Olur. Ben hazırlarım."

"Bende yardım ederim aşkım."

Bu kelimeyi sevmeye başladım. Hemde baya baya sevmeye başladım. Alp'i onaylayıp mutfağa girdim. "Taze çiftin ilk yemek hazırlama denemesi bölüm bir."

Güldüm. Bu çocuk benim için fazla iyi. Ben onun gibi sıcakkanlı ya da komik değilim. Onun gibi hemen rahat olamam. Ama o da sanki bunu biliyormuş gibi bana çok... çok doğru yaklaşıyor. Ne aşırı yakın ne aşırı uzak. O mükemmel biri ve benim kocam.

"Peki. Kocacığım yapalım şu işi!" Alp'in yüzünü şaşkınlık alırken buzdolabından malzemeleri çıkardım. Aşk dolu bir yemek ha...

☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮

Doruk'tan...

"Eylül koş! Çabuk!"

Eylül mutfaktan fırladı ve yatak odamıza geldi. "Ne oldu Doruk?"

"Bunu nasıl görmezsin? Bak!" Elimle karnımı gösterdim. Eylül eğildi ve yakından baktı. "Ne var Doruk?"

"Görmüyor musun? Bir baklavam gitmiş. Yaşlanıyorum galiba."

Eylül bir bana bir karnıma baktı ve gülmeye başladı. "Ne var?"

"Hiç."

"Ne var Eylül?"

Eylül ellerini boynuma doladı. "Sen bir dedesin. Yaşıtlarına göre genç göstersen de yaşlısın hayatım."

Ellerimi beline yerleştirdim. "Hım. Sen hala taş gibisin ama."

"Karın kendine iyi bakıyor Doruk bey!"

Eylül'ün omzuna minik öpücükler kondurmaya başladım. "Bana iyi bakmıyor ama! Karpuz kesme mevsimi geldi de geçiyor."

Eylül tam konuşacaktı ki bir ses durdurdu. "Anne! Yemek nerede ya acıktım ben."

Rüzgar... Baran aynı ona çekmiş. "Zil sesini duydunuz Doruk dede. O iş sonraya kaldı yine."

"Kızım delirtiyorsun beni ha."

Eylül dudağıma minik bir öpücük kondurdu ve kollarımdan sıyrıldı. Ah be. Bu kadınla bir ömür geçirdim. Bir koca ömür. Sevginin bir erkek için ne olduğunu çoğu kişi anlamaz. Erkek için sevgi sadakattir. Erkek kadınından sadece sadakat ister. Ve kadın bunu verirse, Eylül gibi, bir nefeslik değil bir ömürlük sevgi olur.

Odadan çıktım ve salona geçtim. Burak ve Poyraz her zaman ki köşemizde oturuyordu. "Abi ne oldu? Moralin bozuk!" dedi Burak.

"Sorma. Bir baklavam gitmiş." dedim somurtarak.

"Zaten taş gibisin. Üzülme!" dedi Poyraz. Başımla onayladım. Poyraz artık dostum. Evet onu hiç çekemez ve kıskanırdım. Ama torunlar olunca her şey değişti. Hepsi en çok beni sevmeliydi. Öyle de oldu zaten. Poyraz'a bakıyorum da kılıbık bir şey. Hazan'a çok değer verdiği belli. Bende vazgeçtim inattan. Tabi bunda Eylül'ün karpuz kesme sözü de önemli rol oynadı. Neyse.

Benden SanaWhere stories live. Discover now