-6-

14.8K 744 86
                                    


"O yastığı atarsan öldün kuzi!" der demez Esen elindeki eşek kadar yastığı bana attı. Şimdi bu kızı öldürmem için üç neden var. Bir. Atma dedim. İki. Atma dedim. Üç. ATMA DEDİM. Ama o attı. Öldün kızım sen!!

"Gel buraya." Esen'i kovalarken kafama bir yastık daha yedim. Yağmur. Süpürgesiz cadı. "Siz ikinizin benimle derdi ne ya? Gelin buraya!" dedim ve ikisini kovalamaya başladım. Yağmur çığlık atarken Esen gülüyordu. O sırada içeri Baran girdi.

"Annem pasta bırakmış. Hemde çikolatalı!" dedi gülerek. Üçümüzde durup ona bir saniye bakıp işimize devam ettik. En sonunda Esen'i yakaladım. "Aha! Kötü kuzi seni! Yakalandın!" dedim.

Esen beni üstünden itmeye çalıştı. Kalkmıyorum işte. Yastık attı bana. O sırada bir yastık daha... "Yağmur! Gel buraya cadı! Kendi isteğinle gelirsen daha az ceza vereceğim." dedim. Yağmur her zaman ki gibi dil çıkardı. Bu kız kime çekti acaba? Bana çekmediği kesin. Bana çekseydi mükemmel biri olurdu bir kere.

"Baran tut şunu." dedim Esen'i bırakıp. Baran pastayla Esen arasında durakladı ama Esen'i seçti. Aferin oğlum. Adam oluyor bu çocuk.

"Ne oldu Yağız? Hira aşkın hiç sana yastık atmadı mı?" dedi Yağmur. Bu kız kıskanmasın. Valla içindeki şeytan ortaya çıkıyor.

"Bir. Hira aşkım değil. İki. Evet atmadı. Üç. Ölümlerden ölüm beğen tatlı üçüzüm!" dedim ve ayağından yakaladım. İşte bu oğlum. Seçkin kanı yine kendini konuşturdu adamım, mükemmelim. MÜ-KEM-MEL! Bu dünyaya fazlayım.

"Bırak Yağız." dedi Yağmur.

"Ne özür mü diledin? Duyamadım." dedim elimi kulağıma götürüp
"Hayatta özür dilemem senden. Egoist manyak." dedi Yağmur.

"İltifat etmen gerek hakaret değil cadı!"  dedim ama cevap vermeyince omzuna eğildim ve ısırdım. Ah evet. İşte bunu seviyorum.

"Acıdı ya... hödük!" dedi Yağmur. Kahkaha attım. Aynı Hira gibi söyledi. Hira... o ne yapıyor acaba?

Ayağa kalktım. "Evet kızlar. Bir daha dediğimi yapmazsanız ısırmakla kalmam." dedim. "Baran lan. Pasta var mı hala?"

"Var ama burada Esen'i tutup enerji harcadım. Benim hakkım o." dedi Baran pastayı arkasına saklayıp.

"Ben iki saattir koşuyorum oğlum!"dedim. Baran omuz silkti. En son böyle olduğunda futbol oynadık, vazo kırıldı ve kovuldum. Vazgeçmek en iyisi bence. "İyi be ye! Kilo alırsın inşallah. Amin. Çok amin." dedim ve koltuğa yığıldım.

"Bugün maç vardı. Açın televizyonu!" dedim. Esen hemen televizyonu açtı. Hadi bakalım.Almanya mı Fransa mı? Bence Almanya. Fransızları sevmiyorum. Çok kıl insanlar. Adamların 200 küsur odalık sarayında tuvalet yokmuş be. Kusasım geldi.

☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮╰☆╮

Rüya'dan...

Alp dağılmış saçlarının arasından bana baktı. O kadar tatlıydı ki... Ama bir dakika. Yatak odasındayız. Şimdi ne yapacağız?

"Ee sen yatakta uyursun. Bende salonda uyurum. Yani alışana kadar." dedi Alp.

Gülümsedim. Bu kadar anlayışlı olması benim şansım. Onu yedi yıl boyunca boşuna sevmediğimi biliyordum. Ah bu endişem heyecanım boşuna. Alp'i ondan iyi tanıyorum. Hareketlerini davranışlarını biliyorum. "Yok... yani gerek yok. Birlikte uyuyabiliriz ya da ben salonda uyurum." dedim. Yine seçkin cesaretim tuttu. O ne özgüven kızım ya!

"Sen rahatsız olmazsan benim için farketmez." dedi Alp gülerek.

"Yok ne rahatsızlığı." dedim.

Benden SanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin