Göktuğ

G♣28

İKİ TANE BERK OLDUĞU İÇİN KARIŞABİLİYOR.O YÜZDEN GÖKTUĞ'NUN ARKADAŞI BERK VE ELÇİN'İN KUZENİ BERK OLARAK YAZACAĞIM :)

FIRSAT BULUP HEMEN PAYLAŞAYIM DEDİM YENİ BOLUMU :D

GÖKTUĞ 28.BÖLÜM

GÖKTUĞ'UN ARKADAŞI BERK'DEN:

"Anneee!!"

"Efendim oğlum?"

"Beni giderken kütüphaneye bırakabilir misin?"

"Tamam.Hazırsan şimdi çıkalım."

"Geliyorumm."

Çantamdan hocanın dediği kitapların isimlerinin yazdığı kağıtı, telefonumu ve cüzdanımı ceplerime sırayla yerleştirdikten sonra aşağı indim.Bizim ihtiyacımız olan telefon ve cüzdan.Kızlar gibi bir çanta dolusu eşyayla dışarı çıkmıyoruz ki.Ruj, parlatıcı, rımel, eyeliner, oje, parfüm, cüzdan, takı, telefon,el kremi, vücut kremi, fondoten, sivilce kremi, kalem kağıt falan.Daha saysak çok şey var da bu kadarı bile fazla.Ne yapıyonuz bu kadar şeyi anlamıyorum ki? Evinde yap çık.Niye bir yere giderken hepsini yanında götürüyon.Bir kere sür niye on kere sürüyon.

Sinirliyim ben siz bakmayın bana.İyice kafayı yedim.Sinirli olmamın sebebi şu kitapları alıp bitirmek zorunda olmam.Zorunda olmamın sebebi gıcık öğretmenimin benim kavga ettiğimi düşünmesi.Kavga ettiğimi düşünmesinin sebebi gerizekalı birinin kavga edip kaçması ve dövdüğü kişiyi de yanımda bırakması.Öğretmene kendimi bir türlü inandıramadım.Ya ben dövmedim diyorum kadın inat işte gitti müdüre söyledi.Onlarda bana ceza verdiler işte.Ne güzel bir ceza ama...

Kütüphaneye varınca annemi yanağından öpüp yolladıktan sonra bende içeri girdim.Alfabetik sıraya dizilmiş kitapların önünden geçerek "K"harfini buldum..Nerde bu..Sırayla kitapları incelemeye başladım.İşte!

Tam elimi tutup alacaktım ki kitap yerinden çekildi.Başımı sağa çevirdiğimde bir kız gördüm.Hadi ama kız da olsan o kitap bana lazım tatlım.

"Onu ben alıyordum."

Elinden kitabı alıp arkamı döndüm ve "Y" harfine doğru ikinci kitabı almak için yürümeye başladım."

"Hey!"

Oflayarak arkamı döndüm.O kız karşımda duruyordu.Güzelsin ama yemezler.Sinirim tepemde zaten.

"Ne var suratsız?"

"Suratsız mı? İlk önce kitabımı elimden alıyorsun.Oda yetmezmiş gibi bana hakeret ediyorsun.Sen kimsin de?!"

Küçük bir etkilemeden zarar gelmez ha?

"Bağırmayı kes suratsız.Burası bir kütüphane."

"Zırvalamayı kes de kitabı ver."

Adını bilmediğim bu suratsız kıza doğru yaklaştım.Yüzümü yüzüne yaklaştırdığımda gerildiği belliydi.İyi o zaman.Suratsız.

Elimi çenesine çekip başını kaldırdım ve gözlerinin içine bakmaya başladım.Rahatsız olduğu ve utandığı belliydi.Daha çok işime yarar.

"Kim olduğumu sordun söyleyeyim.Ben, Berk Dalkıran.Tanıştığıma hiç memnun olmadım suratsız."

"Benim adım suratsız değil! Elif!"

"İlgilenmiyorum suratsız.Artık şu çeneni kapa da şu lanet kitapları alıp gideyim."

Sinirden gözlerinden fışkıran ateşi umursamadan havalı bir şekilde göz kırpıp arkamı döndüğüm gibi "Y" harfine yöneldim.