G♣4

24K 788 131
                                    

 4.BÖLÜM

"Siz bir yerden tanıdık geliyorsunuz."

 "Biz?" diye sordum şaşkınca.

 "Siz, basket maçında yenilen takım değil misiniz? Bizim okulumuza yenilmenize şaşırmadım zaten. Henüz yenen olmadı."

Bu da ne demekti şimdi? Anlaşılan beni sinirlerimi hoplatmaya gelmişti bu.

 "Siz yenmediniz. Biz oyunu bıraktık çünkü sizin o şerefsiz oyuncularınızdan biri arkadaşımızı düşürdü ve kolunu kırdı. O sakat bile kalabilirdi. Sizin o hileci takımınızla maça devam etmek yerine gidip arkadaşımıza, kardeşimize destek olduk."

 Konuşmamdan sonra derin nefes aldım ve gözlerimi tekrar kıza diktim. Şaşkınlık ve sinirle bana bakıyordu.

"Şu lanet yemek yüzünden katlandığım şeye bak. Bir avuç ezik."

Konuşmasını bitirdikten sonra hızla kapıyı çarpıp aşağıya indi. Yüzünü görmeye bile tahammülüm kalmamıştı.

"Ezik mi? Dalacağım ben bu kıza. Zaten hiç sevmemiştim!"

Akın'a 'Kızın içine de biz düşüyorduk zaten.' bakışı atıp birbirimize döndük.

"Hem güzel hem de asi. Sevdim bu kızı."

Berk'in söylediği cümle ve ardından buna gülmesi sinirimi daha da arttırırken onu dövmemek için kendimi tuttum.

"O kızın yerine seni dövmemi istemiyorsan kapa çeneni Berk!"

"Hey, kızma. Şaka yaptım. Bana ve arkadaşlarıma hakaret yağdıran bir kız umurumda olacak mı sanki?"

"Beyler! Sakin olun."

"Alp ağabeyimiz konuştu."

Berk'in söylediği şey şu gergin anımda bile beni güldürmeye yetmişti. Seviyordum bu salakları.

"O okuldan, bu kızdan, o çocuktan nefret ediyorum. Okul topluca manyak herhalde."

"Haksız olduğu ortada. Biz doğru olanı yaptık. Umursamayın. Yarın gider o çocuğu döver ve biraz stres atarız, ha?"

Alp ne kadar bize büyüğümüz gibi davransa da, bizim kadar çocukça olmasa da bu tür durumlarda en önde o koşardı. Adam dövmek dediniz mi Alp birinci.

Yaklaşık birkaç dakika sonra duyduğumuz kapı sesiyle Tuğçe'nin gittiğini anlayınca bir oh çekip yatağıma uzandım. Ama uzanmam uzun sürmedi. Odamın kapısı açıldı. Melek'i görünce rahatladım.

"Ağabey annem ve babam sizi çağırıyor. Yalnız bayağı sinirliler."

BOKU YEDİK.

"Tamam."

Hepimiz aşağı indik ve annemle babamın karşısındaki koltuklara dizildik. Yine birinci sınıf çocuklarından farksızdık.

 "Ne yaptınız siz? Kız hüngür hüngür ağlıyordu. Babanı işinden mi etmek istiyorsun sen?!"

AĞLIYOR MU? YALANA BAK.

"Ona inandınız mı? Şaka mı bu? Odadan çıkarken ağlamıyordu bile!"

"Kes sesini Göktuğ!"

"Cezalısınız çocuklar."

"Ama baba.."

"Bu konuda annene hak veriyorum. Adamdan nasıl özür dileyeceğimi bilemedim. O adamla ortaklığım bozulursa işimde biter anladın mı? Şimdi odana. Sizde evinize! Cezanızı sonra söyleyeceğim."

GöktuğOnde histórias criam vida. Descubra agora