Alarmla veya başka bir şey ile değil beni sarmalayam sıcaklık ile gözlerimi açmıştım. Emir de uyanıktı. Doğrudan bana bakıyordu.
"Günaydın." dedim esneyerek.
"Uyanabildin sonunda." dedi neşeyle. "Hava bugün çok güzel olacakmış."
"Ne?"
"Diyorum ki hadi kalk dışarı çıkalım."
"Çıkmak mı? Niye?"
"Dedim ya hava güzel." Yatağımdan kalkıp geriye doğru bir kaç adım attı. "Tam dışarı çıkmalık hava."
"İkimiz mi?" diye sordum uzatmaya inatla devam ederek.
"Dinliyor musun sen beni? Her neyse üzerimi değiştireceğim. Sen de banyoya falan gir."
"Niye?" dedim. "Yanımda değiştirmez misin?"
Göz devirip bıkkınca nefes verdi. Tişörtünü çıkartıp yatağına bıraktı.
"Dövmen." dedim istemsizce. "Köprücük kemiğinin altındaki. Ne o?"
"Daha önceden farketmiş gibisin."
"Belki." Yatağa avuçlarımı dayayıp kalktım ve sırtımı yatak başlığına yasladım.
"Quae nocent docent." dedi gayet güzel bir telaffuzla. "Yaralayan şeyler öğreticidir."
"Güzelmiş." diye mırıldandım. "Manalı."
"2 seneden fazla oldu. Aptalca bir dövme."
"Niye?" diye sordum. "Öyle olduğunu düşünmüyor musun?"
"Düşünüyorum da. Her düşündüğümü dövme yaptıramam ya."
"Her neyse." diye devam etti. "İlk dövmem bu olsun istemezdim şahsen. Gidip köpek falan mı yaptırsaydım ki?"
"Ben bir dövme yaptıracak olsam. "Sen mi Brütüs?" yazdırırdım. Latincesi her neyse." dedim şakayla karışık.
"Sebebi ne ki?" dedi gülerek.
"Boşver. Yok sebebi." diye yanıt verdim.
Dolabına doğru gidip bir tişört çıkardı. O tişörtünü üstüne geçirirken kalkıp banyoya girdim. İşimi halledip çıkacakken gözüm aynadaki yansımama takıldı. Hiç iyi görünmüyordum. Sarı saçlarım darmadağındı. Bir of çekip hizaya sokmaya çalıştım. Tamam şimdi daha iyiydi. Yüzüme bir kez daha su çarpıp banyodan çıktım.
"Güzel, çıktın. Giyin hadi." dedi Emir saçma bir heyecanla.
"Acelen niye?"
"Güneşi kaçıracağız. Hava çabuk kararıyor."
Dediğine hafifçe kahkaha attım.
"Pekala." Dolabıma yönelip tişörtümü çıkarttım. Katlayıp koyarken ne giyeceğimi düşünüyordum.
"Zayıflamışsın."
Kafamı Emir'e çevirip başımla onayladım. "Öyle oldu biraz."
"Neden ki?"
"Sporu aksattım. Yemek düzenim de Allah'a emanet ondan oldu galiba." diye bir şeyler geveledim.
Anladım dercesine başını salladı. Yeniden dolabıma dönüp bir sweetshirt çıkartıp giydim. Eşofman altımın yerine de kot giyip konuştum.
"Hazırım. Mutlu musun?'
"Evet!" dedi ellerini çırparak.
Yatağından kalkıp montunu üzerine geçirdi.
YOU ARE READING
ANAFOR (BOYXBOY)
Teen Fiction"Bir gün pişman olacaksın biliyorum." dedi genç çocuk neredeyse fısıltıyla. "Ama her şey için çok geç olacak." "Senin de bana ne kardeşim demeye ne de yüzüme bakmaya yüzün olacak." ??? // 2 erkeğin aşkını içermektedir. Rahatsız olacaksanız okumak zo...
