Bu kez daha çok canım yanıyordu. Ömrümü, yüreğimi emanet ettiğim, aynı yatağı paylaştığım, huzurlu bir yuva ümit ettiğim adamın aklı hala başka bir kadındaydı. Ben herşeyi zamana bırakmışken aradan geçen zamanın bir faydası olmamıştı. Belki hala ondan umut bekliyordu. Kavuşamadığı, unutamadığı sevdasıydı Beyza!

Peki ben onun için neydim, kimdim? Şimdiye kadar nefret ettiği halde zorla evlendirildiği, bir ömür birlikte yaşamaya mahkum kaldığı biri!

Birlikte o kadar güzel anlarımız geçmişken şu an sadece kötü anılarımız canlanıyordu gözümde. Sanki hiç güzel bir günümüz geçmemiş gibi.

Odada bunalınca konağa gitmek için odadan çıktım. Çocuklarla ilgilenmek biraz iyi gelecekti bana. Harun'un olmadığı yer daha iyi gelecekti.

Alt kata indiğimde Harun başını elleri arasına almış olduğu yerde oturuyordu. Ayak sesimi duymasıyla başını kaldırıp bana bakarken onu umursamadan geçip evden dışarı attım kendimi. Kapıyı kapatırken arkamdan seslenişini duymazlıktan gelip konağın kapısına yürüdüm. Çaldığım kapının açılmasını beklerken başımı çevirip arkama baktığımda evin kapısında durup bana baktığını gördüm. Sanırım başka yere gideceğimi düşünmüştü.

Bekarlığımın kıymetini şimdi daha iyi anlıyordum. Bekar olsam kimseye hesap vermeden sokaklara atardım kendimi. Ailem bilirdi biraz kafa dinleyip geri döneceğimi. Benim için endişelenseler bile rahat bırakırlardı. Oysaki burda ağa geliniydim. Evdeyken bile hareketlerime dikkat etmem gerekiyordu.

Konağa girdiğimde içerden gelen tartışma sesleri endişelendirmişti beni. Sultan hanım her zaman azarlayacak birini bulurdu ama bu defaki sesi farklıydı.

"Hala utanmadan hangi yüzle buraya gelebiliyorsun? Sen bizim başımızı yere eğdirdin. Namusumuzu, şerefimizi ayaklar altına aldın. Elaleme karşı rezil kepaze olduk senin yüzünden."

Merakla salona girince Sultan hanımın karşısında duran yabancı bir yüzle karşılaştım.

Sultan hanım hem bağırıp hem de karşısındaki kadına saldırmaya çalışırken, kadın ise sessizce onun tepkisini izliyordu. Onu engellemeye çalışan Gülsüm anne nihayet uzaklaştırmıştı kadından.

"Defolup gideceksin bu evden. Yıllar önce nasıl gittiysen şimdi de gideceksin. Ağam görmesin seni buralarda. Yemini var, öldürecek seni."

Sultan hanımın karşısında sessiz duran kadın nihayet sessizliğini bozup karşısına dikildi.

"Hep senin yüzünden gittim ben. Senin eziyetlerin yüzünden. Abimi bile sen düşman ettin bana. Senin yüzünden ezildim, senin yüzünden dayak yedim. Bana, gitmekten başka çare bırakmadın."

"Utanmaza bak, nasıl da konuşuyor karşımda. Ağam gelmeden defolup gideceksin."

"Hayır gitmeyeceğim. Bu kez gitmeyeceğim. Abim beni görecek. İsterse öldürsün, umrumda değil. Bu kez senin laflarına bakmayacağım."

Bu kadın, Bekir ağanın yıllar önce onları terkedip giden kızkardeşiydi mutlaka. Bekir ağanın, Berfin'e ismini verdiği kardeşi. Berfin doğduğu zaman Gülsüm anne anlatmıştı bize onun hikayesini.

"Bu namussuz benim olduğum eve giremez. Şimdi defolup gidecek bu evden." Diyerek öfkeyle yerinden kalkıp kadına hücum edecekken kadının önüne geçip engellemeye çalıştım.

"Evine gelen misafire böyle mi davranılır. Senin olduğun yerde olmasını istemiyorsan burda durmazsın. Gel benim evimde kal. Misafirimizin başımızın üstünde yeri var."

Ani çıkışımla Sultan hanım neye uğradığını şaşırmıştı. Önceden olsa bu hareketimin karşılığında çok ağır tepki verirdi ama şimdi ne yapacağını şaşırmıştı

ÖMRE BEDELWhere stories live. Discover now