Pêvedan-23

17.4K 673 26
                                    

Uzun zaman sonra

Hicran aylardır altın kafesin içinde esirdi. Amed konakta dolaşmasına izin versede Avludan dışarıya burnunu bile çıkarttırmıyordu. Git gide artan kilosu ve mide bulantıları Hicranın canına artık tak ettirmişti, bugün öyle yada böyle doktora gidip herşeyi öğrenecekti. Yatağında oturmuş Amed'in gelmesini bekliyordu, onunla yada onsuz bugün Konaktan dışarıya çıkacaktı.

Odanın kapısı birden açıldı fakat içeriye Amed yerine Berfan hanım girdi, gülümseyerek "Kirlileri almaya geldim gelin ağam, müsaade vardır?" Diye sordu. Hicran hışımla ayağa kalkıp Berfan hanımın karşısına geçti ve fısıldayarak yardım istedi. "Berfan abla bana yardım etmen lazım." Berfan hanım şaşırdı. "Söyle gelin ağam." Hicran büyük bir nefes alıp gözlerini odada gezdirdi ardındanda "Benim doktora gitmem gerek ama konaktan  Amed olmadan çıkamam." Dedi.

"Bana yardım et, bugün benim doktora gitmem lazım." Devam etti. Berfan hanım durup gelin ağasını süzdü ardındanda "Neyiniz var gelin ağam?" Diye sordu. "Sanırım hamileyim." Berfan hanımın elindeki sepet yere düştü ve eli O şeklinde açılan ağzının üstüne gitti. "Gelin ağam essah mı diyosun?" Hicran bu kez biraz sitemkar bir şekilde konuştu. "Eğer doktora gidersem anlayacağım essah mı değil mi." Berfan hanımın gözleri parladı, gelin ağasının hamile olması tüm aşirete büyük bir sevinç yaşatırdı.

"Yardım edecek misin?" Diye sordu buğulu gözlerle. Berfan hanım bir süre düşündü ardındanda belirgin gözlerle gelin ağasına döndü. "Konaktan çıkmanız çok zor gelin ağam ama isterseniz ebe kadını getirebilirim." Hicran bir süre düşündü, ikiside aynıydı eğer doktor olmazsa ebe kadın olurdu. "Tamam olur, ama kimseye birşey demiyorsun, kadınıda konağa arka kapıdan sok kimse görmesin." Berfan hanım kafasını onaylar gibi salladı ardındanda koşarak odadan çıktı.

Hicran derin bir nefes alıp ellerini birleştirdi ve odada turlamaya başladı. Hamile olmama ihtimali daha yüksekti bu yüzden hayal kurup kendini yormadı, bir süre yatakta oturdu ve karşısındaki boy aynasında kendine baktı. Bütün hamilelik belirtileri vardı ayrıca epey kiloda almıştı, fakat yinede her sonuca kendini hazır etmesi gerekiyordu.

Bu sırada Ümmühan ebe gizlice Ferzan konağının arka kapısından girdi ve önündeki Berfan hanımı takip ederek gelin ağasının odasına doğru ilerledi. Koridorda karşılaştıkları Amed ağa, planlarını bozmuştu. Korkuyla ikiside ilk buldukları kapıdan içeriye dalıp ağalarının gitmesini beklediler.

Fakat Amed ağa konaktan gitmek yerine karısının yanına gitmeyi tercih etti. Kırılır gibi açılan kapı Hicranın dikkatini çekmişti, bu kapıyı ancak bir tek kişi böyle açardı o da Amed Ferzandan başkası değildi. "Yavaş! Kırsaydın?" Amed büyük bir rahatlıkla baygın bakışlar atarak "Onuda yaparım." Dedi. Hicran içinden Berfan hanımın gelmemesi için dua ediyordu. "Niye geldin sen?" Bu soru Amed'in bakışlarını üzerine çekmesini sağlamıştı. "Bilmem, karımsın ya hani ziyaret edeyim dedim."

Hicran hışımla oturduğu yerden kalkıp "O tren kaçtı canım! Karı koca ilişkisi yok artık aramızda." Kükredi, bu sözler Amed'i sinirlendirmişti. "Haklısın, kalbi başkasında olan bir kadını koynuma almakla büyük hata ettim." Bu kez de Hicran öfkelenmişti, aylardır her fırsatta Ayazı yüzüne vuruyordu. "Yeter be yeter! Sürekli geçmişimi yüzüme vurup durma! Ben kötü birşey yapmadım," Bu tepkiyi beklemeyen Amed şaşırdı.

"Üstelik sanki sen sütten çıkmış ak kaşıksın! Allah bilir seninde geçmişinde ne pislikler var." Amed'in gözü bir anda karardı ve öfkeyle Hicranın çenesini kavrayıp sıktı. "Bir daha bana geçmişimi hatırlatacak olursan," Bu sözlerden sonra Hicran hışımla kocasının elini itip yeniden kükredi. "Bak! Sen bile duymak istemiyorsun geçmişini! İşte bu yüzden bir daha sakın bana Ayazı hatırlatma!" Amed öyle sinirlenmişti ki; Burada kalmaya devam ederse karısına bir zarar verebilirdi.

PEVEDANWhere stories live. Discover now