42.Bölüm

368 39 7
                                    

SERKAN
Kaderle olanları ona anlatmak zorundaydım. Bir gün ortaya çıkarsa eğer... bunu benden duymalıydı...

Serkan : ıı... şey... hani sen ben Baranla olucam falan dedin ya

Eylül: evet?

Serkan : ben bunu duyunca biraz saçmaladım

Eylül: nasıl yani?

Serkan: şey... Kader bana birşeyler hissediyormuş, bunu söyledi

Eylül: evet biliyorum. Ben de öğrendim. Yani halinden anladım.

Serkan : ben de sana çok kızgındım... unutmak istedim. Benim için herhangi biri ol istedim ve aynı seni tanımadan önceki halime geri döndüm

Eylül: barlar... kızlar...

Yüzü düştü... oysa herşey yeni başlıyordu....

Serkan: evet... ama herhangi bir kız değil... yani Kaderle takıldık biz

Eylül: ne?

Serkan: o gece barda başladı... sonra biz tak-...

Eylül : tamam tamam tamam duymak istemiyorum daha fazla

Serkan: Eylül, anlatıyorum çünkü bunu benden duy istiyorum

Eylül: ilersini duymak istemiyorum noolur sus

Ayağa kalkıp ağlamaya başladı

Serkan: birşey olmadı... gerçekten birşey olmadı

Eylül: bak dedim sana... ben sana hiçbir zaman yet-...

Serkan : bana sırtını çevirme ne olur...

Eylül: Kaderle... kuzenimle... aklım almıyo...

Serkan : sana yemin ederim birşey olmadı. Evine gittik, evet gittik ama gerçekten birşey olmadı...

Eylül: ben biraz uyumak istiyorum sanırım. Sen de evine git bence. Ya da geceyi kimin evinde geçirmek istiyorsan onun evine...

Serkan: burda senin yanında geçirmek istiyorsam peki?

Eylül birşey demeden yattı. Ben de koltuğa oturdum. Ne diyecekti sanki? Aferin Serkancım, iyi yapmışsın mı diyecekti? Ciddi bir ilişki isteyen ve başlayan bendim. Kendimi ilk fırsatta sevdiğim kızın ablası gibi gördüğü kuzeninin kollarına atan da bendim. Kızdan beni tebrik etmesini mi bekliyordum? Ben olsam naapardım? Eylül, kendini ilk fırsatta abim gibi gördüğüm Güney'in kollarına atsa naapardım? Muhtemelen ikisini de silerdim. İkisini de görmek istemezdim. Eylülün beni hala burdan yaka paça kovmaması büyük bir şanstı...

CEMRE
Bugün Gökhanla konuşacaktım, ona yüzüğünü verip bu ilişkiyi bitireceğimi söyleyecektim. Yanlıştı bu yapacağım, farkındayım. Güney için Gökhan'dan vazgeçiyordum, beni herşeyimle kabul eden adamı harcıyordum... ama kalbimin sesini dinlemeliydim, beni öptüğünde, bana dokunduğunda hiçbirşey hissetmediğim adamı değil, yanağıma bile dokunsa, dokunduğu yerin alev alev olduğu bu adamı seçecektim. Ama o da bana sadık kalmak zorundaydı. Eğer olmazsa bu iş biterdi...

Gökhan : aşkım... neden çağırdın beni? Yoksa artık bir karara mı vardın?

Cemre : evet... onun için çağırdım seni...

Boynumdan çıkardım kolyemi ve yüzüğü zincirden kurtardım, elime aldım...

Gökhan: ve... kararın...

Yüzüğü avcunun içine bıraktım, yüzüne bile bakamıyordum. Nasıl bakarım? Seni o pislik için harcadım diye nasıl derim?

Gökhan : hayır...

Cemre : özür dilerim Gökhan... seni sevmek istedim, sana aşık olmak, seninle olmak istedim, bunu gerçekten istedim ama. Ben... ben işte yapamadım... sen çok iyi bir insansın...

Gökhan: sorun sende değil Gökhan, sorun bende

Cemre : dalga geçme lütfen. Zaten bunları konuşmak benim için yeterince zor. Nasıl yapıcam diye düşünüp durdum.

Gökhan : sorun değil Cemre... beni sevmek zorunda değilsin. O dimi?

Cemre : evet...

Gökhan: ne diyebilirim ki... umarım seni üzmez. Ama bir gün seni üzerse bana gelme sakın tamam mı? Ben senin kullanıp bırakacağın biri değilim. Ben seni gerçekten sevdim, herşeyinle kabul ettim, ama bunu kaldıramam. Bana onun yüzünden tekrar gelip sonra barışınca tekrar gitmeni kaldıramam. O yüzden bugün burda herşey bitecek Cemre. Beni aramayacaksın, sormayacaksın. Anlaştık mı?

Cemre : tamam... umarım seni çok seven biri çıkar karşına

Gökhan : umarım birini seni sevdiğimden daha çok sevebilirim, ve umarım bu karşılıklı olur...

Kalp GözüWhere stories live. Discover now