tek benimle meşgul ol diyememek

9.6K 908 155
                                    

"Böyle devam ederse ona çok fena aşık olacağım Taehyung." Jimin birkaç saat önce yaşadıkları anı tekrar ve tekrar düşünmüş, kafayı yemek üzere olduğunu hissetmişti. Jungkook'un bilinçli bir şekilde onu iki defa öpmesi kesinlikle Jimin'in akıl sağlığı için iyi değildi. Aslında tek akıl sağlığı için de değil, fiziksel açıdan da iyi olmayabilirdi çünkü nişanlısı bu durumu öğrendiğinde Jimin'in üzerinde çeşitli işkence yöntemleri deneyebilirdi.

"Ona zaten çok fena aşık oldun aptal." Taehyung'un homurdanmaları şu an Jimin'in hiç ilgisini çekmiyordu. Daha çok o, kendisini bekleyen sona hazırlanıyordu. Pekala Jungkook beni ara görüşelim demişti ama Jimin nasıl bir mesaj yazacağını ya da ne diyeceğini tam olarak bilmediğinden dolayı Jungkook'a tek bir haber bile ulaştıramamıştı. Şimdi ise bu durumu nasıl kurtaracağını merak ediyor bir yandan da tekrar kendisini öpme durumuyla karşı karşıya kalırsa neler yapabileceğini düşünüyordu. İkincisi için öncelik olarak kendini bir yerden atmamaya karar verdi; belki biraz da telaşı fazla kaçırmamak da seçeneklerin arasında olabilirdi.

"Hayır olmadım. Yanılıyorsun." Telefonun ucunda bile olsa Taehyung'un abartılı bir şekilde göz devirdiğini üstelik de kendisini taklit ettiğini tahmin edebiliyordu Jimin. Nasıl olsa Jimin kendisini de Taehyung'u da çok iyi bir şekilde tanıyordu. Aşık olduğunu bilmesine rağmen -peki bunu bu kadar kolay söylememiz gerekiyor belki de, bunu dile getirmek hala zor geliyordu ve inkar aşamasını daha aşamamıştı. Kabullenme aşamasına geçtiği andan itibaren Jungkook'un dibinden ayrılmayacağını biliyordu bu yüzden de olabildiğince geç bir zamanda bu evreye geçecekti. "Pekala ondan hafiften hoşlanıyor olabilirim." Düşündüğü şeyler ile ağzından çıkanların birbirini tutmaması alışagelmiş bir olaydı artık Jimin için. Bu kadar hızlı bir şekilde yan çizip, kabullenme aşamasına girmek kendi bünyesine karşı yapmış olduğu bir saldırıydı.

"Çocuk hadi evlenelim dese iki saniye durmazsın. Sen buna ufak bir hoşlantı mı diyorsun yani?"

"Biz zaten evliyiz Taehyung."

"Ah pardon bu önemsiz detayı unuttuğum için üzgünüm. Başka biriyle nişanlı olan biriyle evli olduğunu nasıl unutabilirim!" Jimin, ofis koltuğunda biraz daha içeri çökerek gözlerini kapattı. Nişanlı olabilirdi ama sonuç olarak hem Jimin'i öpmüş hem de evlenmişti. Evlilik, nişanlanmaktan daha önemli bir adımdı.

Kendi odasının dışından gelen tıkırtılar Jimin'in konsantresini bozarken kaşlarını çatarak Taehyung'a kapatması gerektiğini söyledi ve hiç zaman kaybetmeden telefonu kapattı. Havanın daha tam olarak kararmaması Jimin'in umurunda değildi, içeri giren bir hırsız olabilirdi. Eğer içeri giren bir hırsızsa onun da havanın durumunu önemsemediğini söyleyebilirdik. Bu saatlerde hiçbir randevusu yoktu Jimin'in. Tüm gün içinde olan görüşmelerini bitirmiş, evrakları tamamlamıştı. Yani kısacası kimsenin gelmemesi gerekiyordu. Az önce de telefonda Taehyung'la görüştüğünü varsayarsak ihtimaller süratle düşüyordu. Odasının içinde bulduğu bir vazo ile kapıya doğru ilerlerken, kalbinin pompaladığı kanın hızını bir yerden anımsıyordu. Tabi ya, Jungkook onu öptüğünde de aynısı olmuştu. Jimin kafasını iki yana sallayarak karşılaştırdığı iki durumun saçmalığı ile yüzünü buruşturdu. Jungkook'un her olaya maydanoz olması hoş değildi. Elindeki vazo ile kapıya doğru ilerlerken kapının sakin bir şekilde açılması ile iki tarafında çığlık atması bir oldu. Gelen kız karşısında vazoyla kendisine vurmayı bekleyen birini görmeyi beklemiyordu, diğer taraftan da Jimin tanımadığı birinin içeri bu kadar rahat girmesini beklemiyordu.

"Sen kimsin?"

"Sanırım yeni sekreteriniz olacak kişiyim ama ilk önce şu vazoyu indirir misiniz?" Jimin gözlerinin açıklığından dolayı acıdığını hissedince kendine geldi ve karşısında ki tamamen zararsız gibi görünen kıza karşı kaldırdığı vazoyu indirdi.

✓ Fated | kookmin Donde viven las historias. Descúbrelo ahora