5. Bölüm "Kural"

Start from the beginning
                                    

"Ooo Derin hanım daha şimdiden şişmişsiniz. Baksana kaldıramıyorum bile." dedim gülerek.

"Bana bak bücür sus yoksa fena olur." dedi ablam sinirle. "Ah sen şimdi elbiselerin içine de sığamazsın." dedim onu iyice sinirlendirmek için ama annemin uyarısı geç kalmamıştı.

"Hayal!"

Aklıma gelen düşünceyle bu sefer anneme döndüm.

"Sen neden tepki vermedin sayın anneanne? Yoksa biliyor muydun?" dedim. Ellerini havaya kaldırıp "Daha bu sabah ögrendim." dedi annem.

Tekrar ablama döndüğümde bana kötü kötü bakmakla meşguldü. Ablam hiç beklemediğim bir anda üstüme atlarken "Sen kaşındın." dedi. Zaten bende bunu istiyordum.

"Bende ne zaman sinirleneceksin diye bekliyordum ablacığım." deyip hızlıca ondan kurtuldum. Mutfaktan çıkıp salandoki koltuğun arkasına atladım. Peşimden gelirken "Seni bir yakalayım varya," diye tehtidler savuruyordu. Tabi ki ben bu tehtidleri yer miyim? Yemem.

"Tabi canım. Tabi." dedim gülerken. Ablamla annemin arasındaki bakışmayı görünce "Çok kötüsün anne bir kerede benden tarafta ol." dedim.

Küçüklüğümden beri ablamla hep kavga ederdik zaten. Tabi öyle ciddi kavgalar değil. Öyle harbi ettiğimiz kavgalar parmakla sayılacak kadar azdı.

Ettiğimiz kavgalarda babam beni savunurken annem ablamı savunurdu. Hâlâ ablamı savuncak bir koruyucusu vardı. Ama beni kim koruyacaktı bu sefer?

Her seferinde babamın yokluğu kendini hatırlatıyordu bana. Onun yokluğuna alışamayacaktım. Kim ne derse desin unutamayacaktım. Unutanlar nasıl başarıyordu sahi? Ben de bir gün başarabilecek miydim? Onun yokluğuna alışabilecek miydim? Tam unuttum tam mutluyum derken her seferinde aklıma mı gelicekti? Mutluluğu tam anlamıyla ne zaman tadıcaktım bir daha?

Cevabını bilmediğim o kadar çok soru vardi ki beynimi kemirin. Düşünmek istemiyordum. Çünkü düşündükce kafamdaki sorular daha da artıyordu. Beni daha fazla yoruyordu.

Umut kesinlikle haklıydı. Kendimi meşgul ettiğim zaman unutuyordum. Böylelikle düşünmüyordum.

"Yarın okula gideceğim anne."

Şuanlık okula gitmekten daha mantıklı bir seçenek yoktu. Eğer okula gidersem arkadaşlarım beni meşgul ederdi.

"Ama hastaneden daha yeni çıktın kızım."

Annemin itiraz eden sesini duymazdan gelerek, "Odama çıkıyorum. Yarın okul saatinde kaldır lütfen." dedim.

Aslında okula gitmek biraz saçmaydı. Çünkü okulların kapanmasına son bir hafta kalmıştı. Muhtemelen dersler boş geçiyordu ve yoklama alınmıyordu. Ama son hafta olduğu için daha eğlenceli geçer diye kendimi avutuyordum.

Okulun son haftalarında tam kadro okulda olurduk. Bizim için gelenekti bu. Okula gelir sonrada sırf aksiyon olsun diye okuldan kaçardık. Halbuki bizi okula zorla sokmuyorlardı. Yani istesek hiç okula gitmeden gezebilirdik. Ama sırf okuldan kaçtık havası verebilmek için böyle yapardık. Çokta eğlenceli olurdu. Bu yüzden bizimkiler okuldadır diye tahmin ediyordum.

Odamın kapısını açıp içeri girdim. Günlerdir hastanede ya da evde tıkılı kalmaktan bunalmıştım. Ama dışarıda çıkmakta istemiyordum. Hem dışarı çıksam bana iyi gelecek tek yer sahil kenarıydı. Daha yeni ordan geldiğimi göz önünde bulundurursak iki seçenek kalıyordu geriye. Ya kitap okumak ya da duş almak. Kitap okumak daha çok kafamı dağıtmak için tercih ettigim bir seçenekti. Ama benim şuan kafamı dağıtmaktan çok rahatlamaya ihtiyacım vardı. Bu yüzden duş almayı seçtim.

Var Mı Senden Ötesi?Where stories live. Discover now