Bölüm 8

3.4K 154 133
                                    

Biraz uzunca bir aradan sonra merhaba çok değerli Nefes okuyucuları, 🌺

Öncelikle bu süreçte hiç şikayetlenmediğiniz, saygıyla ve hevesle beni beklediğiniz için, anlayışınız için nasıl müteşekkir olduğumu anlatamam. Çok teşekkür ederim. İyi ki sizin gibi okuyucuları var Nefes'in.

Bölüm beklenenden biraz daha geç geldiği için özür diliyorum. Bahaneler sunmayı sevmiyorum efendim, bu yüzden yalnızca özür dileyeceğim. 🙈

Bu bölüm oldukça uzun olsa da, Yağhaz açısından çok zengin bir bölüm değil, farkındayım. Ama hikayenin dört-beş büyük kilit noktasından ikisini bu bölümde pat diye açıklayıverdim, umarım bana kızmazsınız.

Yağhaz okumak istediğinizi bildiğim ve sizi bu sefer oldukça uzun süre beklettiğim için şayet yetiştirebilirsem önümüzdeki haftasonu daha Yağhaz ağırlıklı bir bölüm yayınlayacağım. Söz vermeyeyim ama çalışıyorum. 😊

Geçen bölümün oylarının ve her geçen gün aramıza yeni katılan okuyucuların beni nasıl mutlu ettiğini bilemezsiniz. Bu vesileyle özenli yorumlarından ötürü agapi0'a da teşekkürlerimi sunacağım. 🎈

Hepinizi çok seviyorum. İyi ki siz! 💖

Umarım bu bölümü de çok seversiniz. Her zaman olduğu gibi birbirinden değerli yorum ve görüşlerinizi, oylarınızı bekliyorum.

Benimle kalın, Nefes'le kalın! 💜

BÖLÜM 8

HAZAN

Gözlerime ağırlık yaparmışçasına, açılması da kapanması da bana eziyet veren göz kapaklarımı araladım. Hala karşımdaydı. Gördüğüm ilk şey onun keskin yüz hatları ve oldukça yorgun görünen suretiydi. Yağız, renklerine bir türlü karar veremediğim mavi yeşillerinin ardından sakince beni izliyordu. Uyurken bile üzerimden bir an olsun ayrılmadıklarını hissetmiştim. Bütün gece uyumamıştı.

''Teşekkür ederim.'' diye fısıldadım. ''Çok teşekkür ederim Yağız.'' Haberin olmadan bile olsa, beni tüm o kâbusların içinden çektiğin için teşekkür ederim.

''Uyuyabildin mi biraz? Aslında koltukta uyumanı istemedim ama uyandırırsam bir daha uyuyamazsın diye...''

''Uyudum.'' dedim kısık bir sesle. Koltukta hafifçe doğruldum. Beni zorlamak istemediği, bana bir şey sormak istemediği açık olsa da yüzündeki hafif beklentiyi görebiliyordum. Yüzündeki minik endişe ifadesi pek de alışık olmadığım bir tedirginlik yarattı üzerimde. ''Bütün gece seni de uyutmadım....'' derken gecenin köründe kendimi odasının kapısına atmamın mahcubiyetiyle doluydum. ''Çok özür dilerim gerçekten. Ben...'' derin bir nefes alıp birbirine girmiş saçlarımı hafifçe arkaya iteledim. ''Gece gece seni-''

''Hazan.'' dedi sakince. ''Hiçbir önemi yok. Gerçekten yok. Tamam mı? Yalnızca iyi olup olmadığını merak ediyorum ben.'' Tüm samimiyetini, tüm iyi niyetini yansıtan gözlerinde hiçbir yapmacıklık yoktu. Yağız gibi kâh deniz kâh gökyüzü olan gözleri de safi gerçekti.

''Teşekkür ederim.'' diye fısıldadım yeniden. İçimde Yağız'a karşı oluşan minnet dalgası kademe kademe büyüyordu. Hiç kimsenin bilmediği, dudaklarımdan asla dökülmeyen sırrımı; dün gece susarak da olsa ona açtığımın o bilmese bile ben farkındaydım.

''Teşekkür etme artık.'' Yüzünde hak ettiği teşekkürü duymaktan kaynaklanan huzursuz bir ifade vardı. Sanki hiçbir şey yapmamışçasına, her iyiliğini gizleyen adamlardandı Yağız Egemen.

Nefes- YağHazWhere stories live. Discover now