Bölüm 2

2.6K 149 88
                                    



Anlatımda kopukluk olduğuna dair bir yorum aldım. Bir önceki bölümde de sizlere tanrısal bakış açısı yazmakla ilgili tereddütlerim olduğunu belirtmiştim o yüzden bu bölümden itibaren kahraman anlatıcı bakış açısına dönüyorum. Yaşanılan geçiş ve kopukluk akıcılıkta sıkıntı yaratacaktır,affınıza sığınıyorum. İyi okumalar ❤︎

Bölüm 2

Haziran aynın başlarında olmamıza rağmen üşüme hissimi bastıramıyordum. Ellerim heyecandan buz kesmiş, yanımda porselen bir yüz ifadesiyle dikilen adamın aksine gerginlikten başım dönüyordu. Yalının önündeydik ve Egemen ailesine evleneceğimizi açıklayacaktık.

Tüm bunlar bir kez daha çok büyük bir çılgınlıkmış gibi geldi kulağıma. Yağız'ın teklifini iki hafta boyunca şiddetle reddetsem de sonunda beni ikna etmenin bir yolunu bulmuştu işte. Hiç durmadan yazılan birbirinden çirkin şeylerin bu kararda etkisi olduğunu inkar edemezdim tabi.

Tedirgin bakışlarımı yanımdaki adama kaldırdım. En az benim kadar endişeli görünüyordu. "Yağız..." dedim hafif titrek bir sesle. "Bak eğer en ufak bir kuşkun varsa-"

"Yok." derken sesi kendinden oldukça emin çıkmıştı. "Yok Hazan." Destek olmak ister gibi elini hafifçe belime yerleştirdi. "Girelim haydi."

Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp birkaç derin nefes aldım ve Yağız'a yetiştirdim adımlarımı. Kibarca kapıyı açarak büyük mücadelemizi başlattı.

Gülten bizi görünce hafif bir panik ifadesiyle ''Yağız Bey... Hazan Hanım...'' diyerek montlarımızı almak için atıldı. Yağız hafifçe gülümseyerek montumu sırtımdan zarifçe aldı. ''Teşekkür ederim.'' diye mırıldandım.

Kafasıyla teşekkürümü kabul ederken eli belimi yeniden buldu. Beni geniş salona yönlendirirken hafifçe kulağıma eğildi. ''Her şey yolunca gidecek Hazan. Güven bana.''

Gözlerim Yağız'ın parlak mavilerini bulurken, ona uzun zamandır güvendiğimi biliyordum zaten. Dudaklarımı dişlememi engelleyemesem de usulca başımı salladım. ''Tamam.''

Derin bir nefes aldım ve salona girdik.

Egemen ailesi bizi görünce ayaklandı. Gözlerim tanıdık birini bulmak istermiş gibi hemen Ece'ye odaklandı. O da aynı Yağız'ın yaptığı gibi güven verici bir gülümseme gönderdi bana. Neden olduğunu bir türlü anlayamasam da en başından beri Yağız'ın fikrini destekliyordu Ece.

Hazım Bey'in sesi gözlerimin Ece'den ayrılmasına sebep oldu. ''Hoş geldiniz.'' derken sesindeki şüpheci tınıyı duymamak imkansızdı. ''Hoş bulduk.'' derken Yağız tamamen kontrolü eline almıştı. Sesinde en ufak bir pürüz yoktu. ''Hoş bulduk.'' diye yineledim ben de onu.

Yasemin'in lafa atlayacağını fark ettiğim anda bedenimdeki tüm kaslar gerilmişti ki, Gökhan karısını ''Buyrun sofraya geçelim.'' diyerek susturdu. Biliyordu... Yağız'a kısa bir bakış attım, düşüncemi onaylamak ister gibi başını salladı. Gökhan'a önceden anlatmış olmalıydı.

Annemin bağırmaya eş bir şiddette adeta şakıyarak salonda belirmesiyle tablo tamamlandı. ''Aman da aman kimler gelmiş.'' Beni kendine çekip öyle bir öptü ki, bir şeyler karıştırdığını anlamamak pek mümkün değildi.

''Hazan?'' derken Yağız'ın sesi annemden ayrılıp sofraya geçmem gerektiğini söylüyor gibiydi. ''Seninle sonra konuşacağız anne.'' diye fısıldayarak masada bana Yağız'ın yanında ayrılan yere yerleştim.

Ece'nin gülümseyen gözleri destek olmak istercesine sürekli beni buluyor, Gökhan Yağız'ın kararını tartar gibi düşünceli bir tavırla gözlerini bir benim bir onun üzerinde gezdiriyordu.

Nefes- YağHazWhere stories live. Discover now